English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Saat 17

Saat 17 traduction Français

997 traduction parallèle
- Saat 17.00 olmuş bile.
- Il est 17 h.
Amerikan uçağı yarın saat 17'de sizi Şangay'dan alacak.
L'avion américain viendra vous prendre à Zhangzhou demain à 17 h.
Birleşik Devletler Başkanını taşıyan 10 : 19 özel treni saat 17 : 00'de Suddenly kasabasına gelecektir.
"Gueule de bois". Train spécial N ° 10.19 avec à bord Président Etats-Unis
Saat 17 : 00'de, Başkan kasabada olacak, özel bir...
M. Benson, en tant qu'ancien agent des services, vous devriez comprendre. Soit je deviens bête en vieillissant, soit...
Bu kadar para ödüyorlar ve onlar ne yaptıklarını bile bilmiyorlar. Hiçbir şey karşılığı yarım milyon dolar, çünkü bu gece saat 17 : 00'de
Oui, le train est à l'heure, la voiture sera devant la gare comme tu disais.
saat 17 : 00'den öleceğin gün değin Mantığında bir boşluk var, şerif.
On peut choisir de rater un homme quand on tire.
Saat 17.00'de kalkıyor.
Décollage à 17H00.
Saat 17 : 35.
Cinq heures trente-cinq.
- Yarın, sizi saat 17 : 00 de bekliyoruz. - Yarın görüşmek üzere.
Je compte sur vous demain à 17h00.
Saat beşten sonra buralarda ol.
Reste dans le coin après 17 h.
26 Ekim günü, onları akşam saat 5 ile 9 arası herhangi bir zamanda Strand'te gördünüz mü?
Les avez-vous vus entre 17 et 21 heures le 26 octobre, à Strand?
Benimle saat tam 5'te karşılaştın. 5'i 10 geçe de akşam yemeği davetini kabul ettim. Tamamen yabancı birinin.
Vous me rencontrez à 17 heures et 10 minutes après j'accepte de dîner avec un inconnu.
Önümüzdeki çarşamba saat 5'te grandüşesin evinde. Beni bekle. Gelirsem hiç soru sormayacağım ve seninle nereye istersen gideceğim.
Si je suis mercredi à 17 heures chez la grande-duchesse nous partirons tous les deux.
Çarşamba günü saat 5'te orada olacağım.
- J'y serai mercredi à 17 heures.
Şimdi Bay Halton, bu kadar da sabırsız olmayın. Eğer bir bayan saat 5 için randevu verdiyse onu saat altıdan önce beklememelisiniz.
Une femme qui donne rendez-vous à 17 heures ne l'attendez pas avant 18 heures.
UÇAK DÜNYAYI TURLADI 3 GÜN, 19 SAAT, 17 DK.
Tour du monde : 3 jours, 19 heures, 17 minutes.
- İki saat önce 5 falandı, değil mi?
Il était 17 h il y a deux heures.
Saat 5.40'ta bir Moskova uçağı var.
Il y a un avion pour Moscou à 17 h 40.
17 Haziran 1940, saat 12 : 30'da...
A 12h30, le 17 juin 1940.
Yeniden düsünün. Saat 5 : 00'e kadar vaktiniz var.
Je vous laisse jusqu'à 17 h.
Saat 5 de, biz rehinelere... tüm Çekoslavakya'ya saatler sürecek bir yayında... hitap etme şansı verildi
À 17 h, nous les otages aurons la chance de nous adresser à tout le pays pendant une émission d'une heure.
- Saat daha 17 : 25, 18 : 25 değil.
- Il n'est que 5h25.
- Saat, 5 : 25.
- 17 h 25.
Bu ay içindeki tek elverişli zaman şu andan itibaren 17 saat sonrası.
Le seul moment favorable de ce mois, sera dans 17 h.
17 saat sonra kalkıyoruz.
Nous décollons dans 17h.
17 saat içinde yapacak bir sürü işimiz var.
Il y a beaucoup à faire pendant ces 17 h.
Telsizli Polis Arabası Gösterisi Saat 5'te
DÉMONSTRATION DE VOITURE-RADIO A 17 H
- Tüm gün saat 7'den öğleye kadar 2'dend e 5'e kadar çalıştım
Je travaillais chaque jour de 7 h à 12 h et de 14 h à 17 h.
Saat beşte yeni gibi olur. Beş mi?
Elle sera comme neuve à 17 heures.
Saat beştekiyle.
Celui de 17 heures.
Saat 17 : 00'de.
- Juste des fautes de frappe.
Ve saat 17 : 01'de, çok zengin bir Amerikan vatandaşı olacağım.
Non seulement je peux, mais je vais le faire.
Hayır, hayır, saat daha 17 : 00 olmadı.
C'est ça, Jud. Il nous faudrait une bonne mise à la masse.
Ayın 17'si, saat 10 : 05.
Le 17... à vingt-deux heures cinq... six.
17 saat marştan sonra, kol Foxton'a bakan bir tepede durdu.
Après 17 heures de marche, nous atteignîmes un point dominant Foxton.
Gittiğim kulüpte buluşabiliriz. Saat 5'te.
Disons à mon club. 17 h, parfait.
"28 Aralıkta saat 5.00'te askere alınmak üzere" orduya başvurmanız gerekmektedir. "
"Présentez-vous le 28 décembre" "17 heures, pour être incorporé."
"Bir randevun var, sevgilim. 1 Temmuz, saat 5'te." Nerede olduğunu yazmamışsın.
"Je serai à toi, mon amour. Le 1erjuillet à 17 heures." Vous ne dites pas où.
Kararımızı saat 5'te bildireceğimizi söyledim.
Je leur ai dit qu'on les appellerait à 17 heures.
Bana uyumadan, nasıl 17 saat dayanabildiğimi mi soruyorsunuz?
Comment je fais pour travailler 17 heures sans dormir?
Beklediğiniz araba saat 5 : 00'te burada olur.
La diligence qui vous intéresse arrive à 17 heures.
Söylediğim gibi. O araba saat 5 : 00'te.
Comme je l'ai dit, elle arrive à 17 heures.
Saat 5 : 00'te, normal posta arabası burada durur.
À 17 heures précises, la diligence postale s'arrêtera ici.
Saat 8 : 50-17 : 20 arası çalışırız.
Dans notre service, on travaille de 8 h 50 à 17 h 20.
Saat 5'teki metroyu yakalamaya çalışan bir adama.
On dirait un type qui court après le métro de 17 h.
Ama Roger saat 5.00 olana kadar asla çalışmayı bırakmaz.
Mais Roger travaille toujours jusqu'à 17 h.
Demek saat 5.00 oldu bile.
Il est déjà 17 h passées?
- Hayatım, ben arayamam. Taubman saat beşte beni bekliyor.
- Taubman veut me voir à 17 h.
Perşembe günü saat beşte, Bahçelerde.
17 heures... Jeudi... Le jardin.
8 Ağustos, 1853 saat 5'de Urago Limanı'na dört Amerikan savaş gemisi vardı.
Le 3 juin 1853, vers 17 heures, quatre canonnières américaines apparurent au large de la baie d'Edo.
17 : 30 - 18 : 30 arası - bir saat...
17 : 30 à 18 : 30 - c'est les heures...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]