Senden bir iyilik isteyeceğim traduction Français
303 traduction parallèle
Rocky, senden bir iyilik isteyeceğim.
Peux-tu m'accorder une faveur?
Senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai un service à vous demander.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
Je voudrais un service.
Senden bir iyilik isteyeceğim. Diğerlerinin duymasını istemiyorum.
Je dois te demander une faveur, et je ne veux pas que les autres entendent.
Şimdi senden bir iyilik isteyeceğim. Bir beyfendi olarak.
Rends-moi service, en gentleman.
Bu arada, senden bir iyilik isteyeceğim
Allons manger dehors. Peux-tu me rendre un service?
Senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai un service à te demander.
Gloria, senden bir iyilik isteyeceğim.
- Gloria, rendez-moi un service.
Dinle Jane. Senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai une faveur à te demander.
- Senden bir iyilik isteyeceğim.
- Je voulais te demander un service.
Dinle, senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai besoin d'un service.
Bak, yola çıkmadan önce senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai une faveur à vous demander.
Ve karşılığında senden bir iyilik isteyeceğim.
En échange, j'aimerais vous demander un service.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
- Je voulais te demander une petite faveur.
Senden bir iyilik isteyeceğim. Bir bilgi.
J'ai besoin de votre aide, d'informations.
Geri dönüş yolunda senden bir iyilik isteyeceğim.
Quand nous partirons, je vais avoir besoin d'un service.
Çünkü senden bir iyilik isteyeceğim.
Parce que j'ai un service à vous demander.
- Doğru, beğenmedim. Ama senden bir iyilik isteyeceğim.
- Oui, mais rends-moi un service.
- Senden bir iyilik isteyeceğim.
- J'ai un service à te demander.
Senden bir iyilik isteyeceğim. - Söyle.
Rends-moi service.
Senden bir iyilik isteyeceğim, büyük bir iyilik.
J'ai besoin d'une grande faveur.
Son kez senden bir iyilik isteyeceğim.
Pour la dernière fois, j'ai une faveur à te demander.
Berbat görünüyorsun. Tatlım, senden bir iyilik isteyeceğim.
Tu ressembles plus à rien.
Senden bir iyilik isteyeceğim, evlat.
- Quoi? - T'as un service à me rendre.
Min-Young... senden bir iyilik isteyeceğim...
Min-Young... J'ai une faveur...
Jeannie, senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai un service à te demander.
Senden küçük bir iyilik isteyeceğim.
J'ai un petit service à te demander.
- Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
Al, il faut que je te demande quelque chose.
Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
Je vais vous demander un service.
Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
En réalité, j'ai besoin que vous me rendiez service.
Eninde sonunda. - Bir iyilik isteyeceğim senden.
- Oui, mais accordez-moi une grâce.
- Şimdi senden bana bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
J'aimerais que vous me fassiez une faveur.
Ve şimdi senden bir iyilik daha isteyeceğim.
Tout ce que vous voudrez!
Ama ilk olarak, senden bir iyilik isteyeceğim.
Mais il faut que tu me rendes service.
Bana bir iyilik yapmanı isteyeceğim senden günün geri kalanında yatağında sessizce kal. Tamam mı?
Veux-tu me faire plaisir... et rester bien sagement au lit aujourd'hui?
Senden başka bir iyilik daha isteyeceğim.
- Je voulais te demander encore quelque chose.
Dinle, Gary, senden ufak bir iyilik isteyeceğim.
Gary, j'ai un petit service à te demander.
Ama senden son bir iyilik isteyeceğim.
Mais j'ai encore un service à vous demander.
Isabella, senden büyük bir iyilik isteyeceğim.
Isabella, j'ai une énorme faveur à te demander,
Senden, büyük bir iyilik isteyeceğim.
Je vous crois. J'ai même un service à vous demander.
Dinle, ben senden çok büyük bir iyilik isteyeceğim.
J'ai un immense service à te demander.
Sana gelince, senden isteyeceğim tek bir iyilik var.
J'aimerais vous demander un service.
Senden büyük bir iyilik isteyeceğim.
J'ai une faveur à te demander.
- Bir iyilik isteyeceğim senden.
- J'ai un service à vous demander.
- Uzun süre senden nefret ettim, Zeyna. Ve sen, bir iyilik isteyeceğim son insandın. Ama sen işi yapmak için Baküs'ü yeterince iyi tanıyan tek kişisin.
Je t'ai longtemps détestée, Xena, et tu es la dernière à qui je demanderais un service, mais tu es la seule à connaître assez bien Bacchus.
Ama senden bir iyilik daha isteyeceğim. Bunu benim için San'a verir misin?
Veux-tu donner ceci à San pour moi?
Şimdi sadece korkuyorum. Çok vakitsiz olduğunu biliyorum, ama senden dev bir iyilik isteyeceğim.
Le moment est plutôt inopportun... mais j'ai un énorme service à te demander.
Marge, senden küçük bir iyilik isteyeceğim.
Marge, rends-moi service.
Senden bir iyilik isteyeceğim.
J'ai besoin d'un service.
Danny, senden büyük bir iyilik isteyeceğim. - Ne?
- Pourrais-tu me rendre un service.
Senden büyük bir iyilik daha isteyeceğim.
Écoute... J'ai une dernière faveur à te demander.
senden bir ricam var 16
senden bir iyilik istiyorum 18
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden bir iyilik istiyorum 18
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
sende mi 57
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden n 19
senden başka 23
sende var mı 43
senden bıktım 26
sende mi 57
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden n 19
senden başka 23
sende var mı 43
senden bıktım 26