Sizi traduction Français
90,691 traduction parallèle
Sizi biraz daha bekleteceğiz.
Patientez encore un peu.
Basit bir soru sormak için sizi görmek istedim.
Je voulais vous voir pour vous poser une question.
Sizi tutan yok.
Personne ne vous retient.
Sizi görmek harika. Geldiğiniz için sağ olun.
Content de vous voir.
Bir daha asla başka bir gencimizin beynini yıkayamayacaksınız çünkü sizi bulana kadar durmayacağım.
Vous ne pervertirez plus un seul de nos jeunes esprits. Parce que je vous traquerai sans relâche.
Bu haberin sizi rahatlatacağını sanmıştım.
Je pensais vous apporter un peu de soulagement.
Sizi dinlemek istemiyorum.
Ça ne m'intéresse pas.
Ah, özür dilerim, sizi korkutmak istemedim.
Désolé, je ne voulais pas vous faire peur.
Hiçbir şey sizi benden koruyamaz.
Rien ne peut te protéger contre moi.
Tabii ki evet. Kocam sizi aradı.
Oui, mon mari vous a contactés.
Bu hatun sizi de vurmadan kalkın ayağa.
Levez vos miches avant qu'elle vous descende.
Sizi korurum.
Je vous protégerai.
Yoklama sırasında kayıp olduğunuzu fark edip sizi ararlar.
Ils verront votre absence au comptage, on va vous chercher.
- Sizi nasıl öldüreceklerini planlıyorlar.
Elles planifient toutes votre mort.
- Tabii, sizi götüreyim. Siz devam edin.
Avance, je te rejoins.
Komiser sizi karakola çağırdı.
Le Capitaine vous demande.
Doktor şimdi görecek sizi.
Le médecin vous attend.
Demek kaçırıldınız ve alıkoyuldunuz. Sonra da sizi denize bıraktılar öyle mi?
Ils vont ont kidnappés et séquestrés, avant de vous jeter à la mer?
İftira ve dolandırıcılıktan sizi gözaltına alacağım.
Vous serez poursuivis pour fraude et diffamation.
Sizi eve bırakayım.
- Je vous dépose.
Ve iyi bir avukat sizi bu risk konusunda bilgilendirir.
Un bon avocat est censé vous en informer.
Kasabaya hangi rüzgar attı sizi?
La raison de votre séjour?
Sizi ya da eşinizi çok iyi tanımıyorum.
Je vous connais à peine, vous et elle.
Sizi temin ederim ki ben bir aktör değilim.
Je peux vous assurer que je ne suis pas un acteur.
Ama sizi temin ederim ki sergi hiçbir şekilde zarar görmedi.
Mais je peux vous assurer, la machine n'a pas été endommagée.
Sizi yargılamayacağım.
Je ne suis pas ici pour te juger.
Bu yüzden yasalar gereği sizi hapishaneye göndermem gerekiyor Bay Scofield.
Je trouve ça nécessaire que vous voyez l'intérieur d'une cellule de prison, M. Scofield.
Bay Franklin Bayan Sheba sizi almam için gönderdi.
M. Franklin. Mlle Sheba m'a envoyé vous chercher.
Sizi bulduğum için şanslısınız.
Vous avez de la chance que je vous aie trouvés.
Sizi de tanımıyorum.
Et j'ignore qui vous êtes.
Sizi havuza itebilirim.
Je risque de te pousser dans la piscine.
Evet, sizi alıkoymak istemedim. Sadece size kendimi tanıtıp muhite hoş geldiniz demek istedim.
Je ne voulais pas vous déranger, seulement me présenter et vous souhaiter la bienvenue.
Aşk sizi değiştirir.
L'amour nous transforme.
Aşk sizi yok edebilir.
L'amour peut nous détruire.
Dünya yüzeyi yaşanılmaz hale gelecek. Yani Işık Şehri sizi kurtarabilecek tek şey.
La Terre sera inhabitable, alors, vois-tu, la cité des Lumières sera la seule chose qui peut te sauver.
Siz bizi katlederseniz biz de sizi katlederiz.
Vous nous massacrez, on vous massacre.
Sizi öldürmezler.
Non, pas vous-trois.
Sizi gördüğüme sevindim Bayan Garcia.
Miss García, quelle joie de vous revoir.
Ben... Sizi zor durumda bırakmak falan istemiyorum... Ama biz bakımevindeniz.
Je ne veux pas vous mettre mal à l'aise... mais on sort de l'hôpital.
Sizi seviyorum ve teşekkür ederim.
Je vous aime et je vous remercie.
Evet, sizi aradım çünkü web sitenizde hepinizin neden insanları, Dünya Sağlık Örgütü tarafından birinci derece kanserojen olarak sınıflandırılan işlenmiş eti yemeye teşvik ettiğinizi merak etmiştim.
J'appelle parce que je me demandais pourquoi vous recommandez aux gens de manger de la viande industrielle sur votre site, alors que l'OMS l'a classée dans le groupe un des carcinogènes.
Şey, sizi telefonda biraz bekletmeye alacağım çünkü...
Laissez-moi vous interrompre, parce que...
Bu yüzden ülkenin birçok yerinde bir haftada şu miktardan fazla balık yemeyin şeklinde uyarılar var. Çünkü fazla cıva almak sizi öldürebilir.
C'est pourquoi on vous prévient dans beaucoup d'endroits de ne pas en manger plus qu'une certaine quantité, parce que trop de mercure peut vous tuer.
Organik kırmızı veya beyaz et yemek sizi bu cıva, diyoksinler ya da strontiyum-90 gibi maddelerden korumaz.
Manger de la viande, de la volaille, du porc bio, ou du poisson n'aide pas à éviter les contaminants comme le mercure, les dioxines, le strontium 90, parce qu'ils sont présents dans tous les champs
Hapın size yardım edeceğini, atar damarlarınızı açacağını, sizi felçten koruyacağını söylerler, ama hepsi aldatmacadır.
"cette pilule vous aidera à décoaguler vos artères, celle-là vous sauvera de l'AVC", non, c'est faux.
Sizi bir atlet olarak güçlendirebilir. Bana göre, daha önce olduğumdan yüzde yüz daha iyi bir atletim.
Ça peut vous améliorer en tant qu'athlète, je suis devenu 100 pour cent meilleur que je ne l'étais, ça a ouvert un tout nouveau chapitre de mon entraînement.
Böylece hissettiğiniz esenlik artacak. Yemeğe her oturduğunuzda sağlığınızı mahvetmediğinizi bilmek, zulmü desteklemediğinizi, Dünya'ya zarar vermediğinizi bilmek sizi mutlu edecek.
Ça vous donnera un meilleur bien-être et la joie de savoir qu'enfin vous ne détruisez pas votre santé chaque fois que vous allez manger, vous n'encouragez pas la cruauté et vous n'endommagez pas la Terre.
Sizi hiç umursamayan bir düzende köle olmayı mı yeğliyorsunuz?
Vous préférez être l'esclave d'un système qui se fiche de vous?
Sizi biraz yalnız bırakayım.
Je vous laisse tous les deux.
Sizi kim gönderdi?
Qui t'as envoyé?
Fakat o kurabiyenin içinde büyük miktarda tereyağı veya katı yağ var ve bunlar sizi şişmanlatır.
C'est ça qui vous fait grossir.
sizi seviyorum 160
sizin 241
sizinle 59
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi tanımıyorum 61
sizin 241
sizinle 59
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi tanımıyorum 61