English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sizin yerinizde olsam

Sizin yerinizde olsam traduction Français

144 traduction parallèle
- Sizin yerinizde olsam, dostumuz Peters'in dediğini yapar...
- Faites, je vous en prie - Alors, si j'étais à votre place Je choisirais de prendre au mot notre ami Peters.
Sizin yerinizde olsam, Bay Morgan'a güvenmezdim.
Moi je ne ferais pas confiance à M. Morgan!
Sizin yerinizde olsam o konuda çok fazla acele etmezdim.
Je serais moins presse si j'etais vous.
- Hanımefendi sizin yerinizde olsam öğretmeniyle bir konuşurdum.
Si j'étais vous, je parlerais à son professeur. - Oui.
Ama sizin yerinizde olsam kasabayı terkederdim.
Mais je quitterais la ville quand même si j'étais vous.
Sizin yerinizde olsam, zamanımı öyle abuk sabuk şeyler okuyarak geçirmezdim, Bay Bryne.
Vous ne devriez pas lire ces saletés.
Şu andan itibaren, sizin yerinizde olsam perdeleri kapalı tutardım.
A votre place, je tirerais le rideau.
Sizin yerinizde olsam bunu yapardım.
Je le ferais, à votre place.
Sizin yerinizde olsam bağırmam.
Je ne vous le conseille pas, Señora.
Sizin yerinizde olsam, köpeğimi başka bir yerde gezdirirdim.
Vous devriez le promener ailleurs.
Sizin yerinizde olsam, Bayan Simpson, o kötü niyetli sanat filmlerine gitmeyi bırakır, ve temiz Amerikan aile filmleri görmeye başlardım.
A votre place, Mlle Simpson, je cesserais de fréquenter ces pernicieux cinémas d'art, et j'irais voir de bons films américains familiaux.
Sizin yerinizde olsam, ben onurumla çeker giderim.
Mais moi, je partirais avec dignité.
- Sizin yerinizde olsam...
- Moi, à votre place...
Ama sizin yerinizde olsam, şeker gibi erimesinden korkardım.
J'aurais peur qu'il fonde comme un morceau de sucre.
Sizin yerinizde olsam muhtemelen az rastlanan bir kan hastalığı olan ya da ileride derecede anemik birini arardım.
À votre place, j'explorerais la piste d'un anémique souffrant d'une rare maladie sanguine.
Sizin yerinizde olsam, endişelenmeye başlardım.
Si j'étais à votre place, je commencerais à m'inquiéter.
Sizin yerinizde olsam bunu yapmazdım.
A votre place, je bougerais pas.
Sizin yerinizde olsam, Philadelphia'ya döner ve onunla ilgili herşeyi unuturdum.
À votre place je retournerais à Philadelphie l'oublier.
Sizin yerinizde olsam Bay Deakin, Kendimi düşünürdüm.
Vous avez assez de problèmes comme ça.
Sizin yerinizde olsam, ben de ketum olurdum.
Je le serais à votre place.
Ama sizin yerinizde olsam bir uzmana başvururdum.
Mais je ferais appel aux experts.
Teşekkürler, fakat sizin yerinizde olsam burada uyumazdım.
Merci, mais je ne dormirais pas ici si j'étais vous.
- Sizin yerinizde olsam vaktimi harcamazdım.
- Laissez tomber. Fais pas le malin.
Kusura bakmayın. Sizin yerinizde olsam öğle tatilinden hemen sonra gelirim.
Si j'étais vous, je reviendrais juste après le déjeuner.
Sizin yerinizde olsam bir şey yapardım.
Si j'étais vous, je réagirais.
Sizin yerinizde olsam, kesinlikle çok dikkatli olurdum.
Je ferais très attention si j'étais vous.
Sizin yerinizde olsam, duaların da söylediği gibi büyüklerimin söylediklerini yapardım.
Alors à votre place, je dirais mes prières... et je ferais ce que mes aînés me disent de faire.
- Sizin yerinizde olsam yapmam.
- Moi, je ferais pas ça.
Sizin yerinizde olsam endişelenmezdim.
Ne vous inquiétez pas.
Sizin yerinizde olsam karısı ve çocuğuyla ilgilenirdim. Ödenmemiş bir sürü hastane masrafından başka hiç bir şey bırakmadı onlara. İsterseniz adresini verebilirim.
A votre place... je m'occuperais plutôt de sa femme et de son enfant.
Ve ben sizin yerinizde olsam... kollarımı sıvayıp gider... ve o bardağı bulurdum.
Et si j'étais vous... je retrousserais mes manches et j'irais moi-même au dépôt... rechercher ce verre.
Sizin yerinizde olsam, aynı alicenaplığı gösterebileceğime emin değilim, Kaptan.
Je n'aurais pas été si généreux à votre place.
Sizin yerinizde olsam, Brucie'ye dikkat ederdim kızlar.
Méfiez-vous de Brucie, les filles.
Sadece kendi kendime sordum : Sizin yerinizde olsam... neye öncelik verirdim?
Je me suis juste demandé ce que serait ma priorité à votre place.
Sizin yerinizde olsam, tüm radyo vericilerini kapalı tutardım. Simon, bekle.
Si j'étais vous, je ferais silence-radio!
Sizin yerinizde olsam o küçük kalbimi buna hazırlardım.
Préparez votre coeur, à vivre une forte déception.
Oh, sizin yerinizde olsam babamın hataları için.. bu kadar endişelenmezdim, Agent Topolsky.
Je ne m'inquiéterais pas trop pour les erreurs de mon père... si j'étais vous, Agent Topolsky.
Sizin yerinizde olsam, köşeyi döner ve merdivenlerden yukarı çıkardım.
A votre place, je tournerais au coin et monterais par l'escalier.
Bilemiyorum. Ama sizin yerinizde olsam bilmek isterdim.
Je sais pas mais à votre place, je voudrais qu'on me le dise
Ben sizin yerinizde olsam ve benim o adamla randevum olsa... Godin... Godet...
Moi-même, à votre place, si j'avais rendez-vous avec un Godin...
- Sizin yerinizde olsam, ben de aynını yapardım.
Si j'étais à votre place, je ferais pareil.
Sizin yerinizde olsam gelecekteki bir işbirliğini düşünmezdim.
A votre place, je ne compterais pas là-dessus.
Sizin yerinizde olsam, uyarılarını dikkate alırdım.
Je ferai attention, si j'étais vous.
Sizin yerinizde olsam kocanızı bu hastaneden çıkarırdım.
Je ferais sortir votre mari de cet hôpital si j'étais vous.
Sizin yerinizde olsam hızlı giyinirdim... çünkü burada 30 yıldır yalnızım.
À votre place, je m'habillerais plus vite, parce que ça fait 30 ans que je vis seul dans cette cabane.
Bu sizin sorununuz. Yerinizde olsam, plan yapmazdım.
Vous auriez tort de vous faire des idées.
Ben, sizin yerinizde olsam, yeni Amerikan kurşunlarını denerdim.
À votre place, j'essaierais la nouvelle balle américaine, à culot d'acier.
Sizin yerinizde olsam Whateleyler'den uzak dururdum.
A votre place, je ne m'approcherais pas des Whateley.
Sizin hakkınızda bildiklerimle, yerinizde olsam beni üzmemeye çalışırdım.
Si j'étais à votre place, c'est moi que j'essaierais de satisfaire.
Umarım, önce ki şüphelerimi mazur görürsünüz. Bu tecrübe beni fazlasıyla gerdi. Sizin yerinizde ben de olsam aynı şeyleri hissederdim.
Lieutenant, ne perdez pas de vue la navette du capitaine.
- Hepsi sizin olabilirdi! - Yerinizde olsam bizi izlemezdim.
- Je ne nous suivrais pas si j'étais vous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]