English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Yapabilirsin

Yapabilirsin traduction Français

9,960 traduction parallèle
- Evet, evet, bunu yapabilirsin.
- Oui, vous pouvez.
Şu anda yaptığın şeyin aynısını yapabilirsin, yalnızca denizde olacaksın.
Et vous pourrez avoir la même activité, mais en mer.
Yani eskisi gibi olmak için biraz egzersiz yapabilirsin ama o boktan şey içinden çıktıktan sonra asla eskisi gibi olamazsın.
Tu peux faire des exercices, mais... ce ne sera plus pareil une fois que ça a été déchiré.
Hâlâ doğru şeyi yapabilirsin.
Vous pouvez encore faire le bon choix.
Çok boyutlu harita... onlara bakma, sihirli katmanların dışında hesaplama yapabilirsin...
Les cartes multidimensionnelles ne les regarde pas Sauf si tu peux te servir des maths pour trier les couches de magie et que tu aimes les migraines et saigner du nez.
Bunu yapabilirsin.
Allez, tu peux le faire.
- Bunu yapamam. - Yapabilirsin.
- Je ne peux pas.
Adadan çıkınca da yapabilirsin bunu.
Vous le ferez quand on sera partis.
Burada istediğin herşeyi yapabilirsin.
Tu peux faire tout ce que tu veux ici.
İstediğin herşeyi yapabilirsin.
Tu peux faire tout ce que tu veux.
Bence yapabilirsin.
Je pense que si.
Yapabilirsin, oluyor.
Tu peux le faire, d'accord? D'accord...
Sen de yapabilirsin.
Tout comme tu le feras.
Artık istediğini yapabilirsin.
Tu peux en faire ce que tu veux.
- Ne yapabilirsin?
- Comment ça?
Eğer bana söylersen, istediğin her şeyi yapabilirsin.
Tu peux faire ce que tu veux si tu me le demandes.
Biraz ağır iş yapabilirsin.
Tu pourrais m'aider.
- Daha iyisini yapabilirsin.
- Faites mieux!
Ancak kendime Dandy bu tatlı kızlara destek olmak için ne yapabilirsin, diye sordum.
Mais je me suis demandé... "Dandy, que peux-tu faire pour aider ces filles adorables?"
Oylamanı yapabilirsin şimdi Howard.
Faites votre vote, maintenant, Howard.
Pekala, hadi, yapabilirsin.
Okay. Allez. Tu peux le faire.
Tamam, bunu yapabilirsin.
Ok, tu peux le faire.
Ama sen eğer onsuz yapman gerekiyorsa, yapabilirsin.
Mais toi, tu peux le faire sans lui.
Yapabilirsin John.
Vous pouvez faire cela, John.
Yapabilirsin de. Aynı zamanda mısır tarlasını kerhaneye de çevirebiliriz.
Et tu peux, tout en louant notre champ de maïs pour des parties de jambes en l'air.
Onunla istediğini yapabilirsin. Ben burundan çekeceğim.
Fais comme ça te chante, je la snifferai.
Hadi ama. Bu konuda ne yapabilirsin ki?
Et t'aurais fait quoi?
Oradan epey kâr yapabilirsin. Ama dava açılırsa ne olacak?
On pourrait faire quelques économies, mais on risque un procès.
Ama şimdi yeni şeyler yapabilirsin. Kendine ait bir şeyler.
Maintenant, tu vas pouvoir en faire des nouveaux.
Yapabilirsin.
Je vais y arriver.
Yapabilirsin.
Tu peux le faire.
Ama sen hala bir seçim yapabilirsin...
Mais tu dois toujours faire un choix...
Yapabilirsin.
Tu peux y arriver.
"Beni çatıya taşıyabilirsen ve beni çatıdan aşağı atabilirsen." dedi. "36 kilo falanım ve sen de güçlüsün. Yapabilirsin." dedi.
Il a dit : "Si tu peux, porte-moi jusqu'au toit et jette-moi par-dessus le toit." Il a dit : "Je ne pèse que 40 kilos, tu es fort, tu peux y arriver."
Hadi ama daha iyisini yapabilirsin.
Tu peux faire mieux que ça.
Aynı babamı yaptığın gibi onu da bir yıldız yapabilirsin.
Que tu en fasses une star comme tu as fait avec papa.
Daha üretken bir şeyler yapabilirsin belki.
Tu devrais faire quelque chose de plus productif.
Yapabilirsin!
Tu peux y arriver!
Benim için birşey yapabilirsin.
Il y a quelque chose que vous pourriez faire pour moi.
Daha iyisini yapabilirsin.
Tu peux faire mieux.
Ama yardımına ihtiyacım var, bunu yapabilirsin.
Mais j'ai besoin de ton aide. Tu peux le faire.
Ne yapabilirsin ki?
Que peux-tu faire?
- Yapabilirsin, Granny.
- D'accord, mamie.
Yapabilirsin dediğim şeyi yanlış anlamışsın.
Vous avez dû mal comprendre ce que vous aviez le droit de faire.
- Evet, yapabilirsin.
- Si, tu peux.
Bunu kokusu olan her şeyle yapabilirsin.
Tu peux le faire avec tout.
Hadi ya. Daha iyisini yapabilirsin.
Allez, tu peux faire mieux que ça.
Ve bunu bir saat içinde yapabilirsin.
Et tout se fait en moins d'une heure.
Hazır gelmişken bana büyük bir iyilik yapabilirsin.
Tant que vous êtes là, rendez-moi un service.
İnsanları öldürmekle ilgili espri yapabilirsin, ama şunu söylemek zorundasın, "Sadece şakaydı". 
Tu peux rigoler sur le fait de tuer les gens, mais tu dois dire "je rigole"
Şu an ne yapabilirsin?
Que ferais-tu en ce moment?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]