Özel bir şey traduction Français
2,568 traduction parallèle
Ta buralara kadar geldiğine göre seni buraya getiren özel bir şey olmalı.
- Je veux dire, il doit y avoir quelque chose de spéciale - Pour que tu viennes jusqu'ici.
Doğum günüm için babamdan çok özel bir şey aldım. - Nedir o?
J'ai reçu un cadeau assez exceptionnel de mon père pour mon anniversaire.
- Özel bir şey için toplandık.
- C'est un grand jour.
Eğer dinliyorlarsa FCC'ye özel bir şey söylemek istiyorum, çünkü beni Amerika'dan şutlayan çocuklar onlar.
Juste au cas où ils écoutent, Je voudrais pousser une gueulante au FCC, car ce sont des mecs qui m'ont botté le cul hors de l'Amérique.
Bakın, sizin için yapabileceğim özel bir şey varsa lütfen çekinmeyin.
Si je peux faire quoi que ce soit pour vous personnellement, n'hésitez surtout pas.
Özel bir şey değil, yalnızca peynirli makarna.
Juste des macaronis au fromage.
Özel bir şey yapmak için ihtiyacı varmış.
Il le voulait pour faire un truc spécial.
Bu yıl noel babadan istediğin özel bir şey var mı?
Tu as demandé un cadeau spécial au Père Noël cette année?
İçinde özel bir şey mi vardı?
Y avait il quelque chose de spécial dedans?
Çok özel bir şey.
Il faut pour ça quelque chose de précis.
Aramızda özel bir şey olduğunu sanıyordum.
Je croyais qu'il y avait un truc entre nous.
Seninle anlaşalım. Bu işi erkekliğin şanına yakışır şekilde atlat. Yarın sana özel bir şey öğreteyim.
Tu sais quoi, sois digne, endure ça comme un homme et demain, je t'apprendrai un truc spécial.
Şimdi, bu hediyelerin çoğunun kimsesizler için olduğunu biliyorum ama... sana özel bir şey satın aldım.
Je sais que les cadeaux sont pour les orphelins ou qui tu veux, mais j'ai quelque chose pour toi.
Peki, bak uzun zamandır düşünüyorum. Düğün için çok özel bir şey yapmak istiyorum ve bu fırsatı herkese bir lider olduğumu hatırlatmak için kullanmak istiyorum.
235 ) } Je pensais à tout ça. 235 ) } et profiter de cette opportunité pour rappeler à tout le monde que je suis un leader.
Beyler, bugünkü maçı özel bir şey sayesinde izleyeceğiz. Uçurtmanın en yakın dostu, vatanseverlikte bayrağın can yoldaşı! Harita köşelerinde melekler onu üfler...
le jeu de ce soir nous est présenté par quelque chose de spécial. vous avez vu des chérubins en souffler dans le coin des cartes... le vent!
- Özel bir şey var mı? - Henüz değil.
- Du concret?
Özel bir şey mi?
Une occasion?
- İyiydi. Özel bir şey olmadı.
Rien de spécial ne s'est passé.
Bildiğim kadarıyla özel bir şey yok.
Aussi loin que je me rappelle, rien de spécial...
Duncan, özel bir şey çal.
Duncan, joue quelque chose de spécial.
Özür dilerim, hayatım. Özel bir şey yapmak istedim ama bulamadım.
Je voulais fêter ça comme il se doit, mais j'ai pas réussi.
Bu yüzden ben de özel bir şey olduğunu düşündüm.
J'ai pensé que c'était une journée spéciale.
Bu tekila özel bir şey ve ben de içinde olmak istiyorum.
Cette tequila est spéciale et... je veux en être.
Noah'ı gözde bir proje için çalıştırıyordum özel bir şey.
J'ai engagé Noah pour un projet perso. Quelque chose de spécial.
Sana özel bir şey olsun.
- Un truc à toi.
Evet, terapistimiz özel bir şey yapmamızı önerdi. Tamam.
Notre thérapeute a suggéré quelque chose d'intime.
Büyük taşınma günü yarın ve bu özel bir şey.
{ \ pos ( 192,220 ) } Le déménagement, demain, c'est spécial.
Senin için özel bir şey düşünüyor olabilir.
Il pourrait avoir planifié quelque chose de spécial pour vous.
- Evet, baban için özel bir şey yapmak istedim.
Je voulais faire plaisir à ton père.
Özel bir şey yapıyorduk.
Nous faisions quelque chose d'extraordinaire.
Özel bir şey için bekletiyorum.
Gardons ça pour une occasion unique.
Şey, dağlardan, harekete geçmenin zorunluluğundan CIA'i bertaraf etmekten oldukça çok bahsetmiş. Özel bir şey olmadığı açık.
Il parle beaucoup de montagnes, de l'obligation d'agir, d'éviter la CIA, rien de précis, en fait.
Gelmeyecektim ama doktor özel bir şey verdi. Ve...
Si, mais j'ai obtenu un truc spécial du médecin.
Sen ve onun aranda özel bir şey var.
Elle et toi, vous partagez quelque chose de spécial.
Iverson benimle buluşmayı özel bir şey için mi işimle ilgili bir şey için mi istedi diye mi soruyorsun?
Vous me demandez ça pour savoir si Iverson était venu me voir pour quelque chose de personnel ou professionnel?
- Hayır, bu özel bir şey.
Bien sûr que si.
Kimse özel bir hocadan bir şey öğrenemez.
On n'apprend rien d'une gouvernante.
Gösterdiğiniz gayrete minnettarım, ama bu insanlar çok özel bir şey istiyorlar.
J'apprécie vos efforts, mais ils veulent quelque chose de particulier.
Evet, bu, şey, her nesildeki ilk doğan kız çocuğa verilen özel bir isimdir.
Oui, c'est le nom donné à la première fille née à chaque génération.
Felipe hastabakıcı. Özel bakıcı gibi bir şey.
Felipe est infirmier spécialisé en soins intensifs.
Donald'ın getirdiği şey eskiden o adama aitti. Başkan Walker'ın özel bir... içki kolleksiyonu vardı.Söylentiye göre bu kolleksiyona... şimdiye kadar yapılmış en iyi viski de dahilmiş.
On dit que M. Walker possédait une collection d'alcools, dont le meilleur whisky jamais distillé.
- Bu ikimizin arasındaki özel bir şey.
- Un truc entre nous, on prétend qu'il s'appelle "Batman" et moi "Robin".
Bu harika bir soru. KENYALI YALANCIYLA ÖZEL RÖPORTAJ Kopmak denilen bir şey yapıyorum.
J'ai des extensions de cheveux, et une gaine renforcée au bassin.
Bu özel tasarım. Süper bir şey.
Un design sur mesure.
Bütün haberleşme kayıtlarını tutuyormuş ama Brava'nın özel yazışmaları ile ilgili elinde bir şey yokmuş. Hikayesinin doğru olup olmadığını kontrol etmenin bir yolu yok.
Bigelow a gardé une trace des tous les courriers professionnels de Brava, mais rien de privé.
Bir özel harekat askeri savaşa giderken yanında ailesine ait anılar taşımaz. Ne fotoğraf, ne başka bir şey.
Quand les commandos partent au combat, ils n'ont aucun souvenir de famille, aucune photo.
Tutuklanmamdan sonra polis özel eşyalarıma el koyduğunda şifonyerimin en üst çekmecesinden bir şey aldı.
Après mon arrestation, quand la police a pris mes affaires, ils ont pris quelque chose dans mon placard, en haut à droite.
- Nedeni özel bir şey.
C'est personnel.
Arkadaş olup olmadığımız hakkında bir şey diyemem çünkü daha yeni tanıştık ama aramızda özel ve dürüstçe bir elektrik olduğu aşikâr.
Je ne dirais pas qu'on est amis, on vient de se rencontrer, mais on a une dynamique spéciale entre nous.
Çok özel bir şey yok. Bir şey mi kaçırıyorum?
- J'ai raté quelque chose?
Sizinle özel olarak bir şey konuşabilir miyiz?
Je peux avoir un moment en privé avec vous?
özel bir şey yok 45
özel bir şey değil 31
özel bir nedeni yok 17
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
özel bir şey değil 31
özel bir nedeni yok 17
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69