Başka bir traduction Portugais
84,554 traduction parallèle
Nick sopa olmadan başka bir yere bile giremedi.
O Nick não conseguiu entrar lá sem a varinha.
Gitmeden önce senin için başka bir işim var.
Antes de ires, tenho outra tarefa para ti.
Ve bugün, bütün dünya sizin başka bir tokat daha yediğinizi öğrenecek.
Ao meio-dia de hoje, todos saberão o que vos aconteceu.
Dünyanın bileceği tek şey Jessica'nın bizim yeteneklerimize oldukça güvendiği ve bu sebeple kariyerine başka bir alanda devam etmeye karar verdiği. Kılıfına nasıl uyduracağın umurumda değil.
Apenas se saberá que a Jessica confiava tanto em nós, que decidiu partir para outra fase da carreira.
O zaman benim kitabımdan okuman dışında başka bir seçeneğimiz yok gibi görünüyor.
Então, não há outra hipótese, a não ser lerem do meu.
Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mı? Belki diğerlerinin dosyaları üzerinde de biraz zaman harcayabilirsin.
Ou talvez possas passar algum tempo nos casos dos outros.
Louis, Harvey şu an başka bir şeyle meşgul.
O Harvey está a passar por algo neste momento.
Belki bir gün seni de başka biriyle aldatır da babamın hissettiklerini anlarsın.
Talvez um dia a apanhes com outro homem e saberás exatamente o que o meu pai sentiu.
Eğer oysa, konuşacak başka bir şey olmadığını söyle.
Se for ela, diz-lhe que não tenho nada a dizer.
Müvekkilinin oğlu için üzgünüm ama mahkeme kararı çok açık yapabileceğim başka bir şey yok.
Mas o tribunal foi claro e eu não posso fazer mais nada.
Ona başka bir buket alırım.
Eu compro outras.
Doğru anlamış mıyım 10 dakika gördüğün kadına aşık oldun başka bir adamın çocuğunu taşıyor onunla evleneceksin ve çocuğu kendininmiş gibi büyüteceksin.
Deixa ver se percebi. Estás apaixonado por uma mulher que conheces há dez minutos, ela vai ter um filho de outro homem e, mesmo assim, vais casar-te com ela e criá-lo como se fosse teu?
Başka bir şey anlatmadım.
Não lhe contei nada.
Başka bir şey bilmiyorum zaten.
Não sei de nada.
Başka bir seçeneğin olduğunu anlaman gerekiyor.
E tens de compreender que há outra opção.
Ellerinde aleyhime başka bir şey yok.
Não têm mais nada contra mim.
Başka bir yol göremiyorum Belle.
Não vejo mais nenhuma solução, Belle.
Yoksa kendilerini korumak için başka bir isim mi eklemişler? Kuzeni Tala Zahad, Mayıs 2014'te Bağdat Polis Karakolu'nun önünde kendisini patlatmış.
Em maio de 2014, a prima dele, Tala Zahad, fez-se explodir à porta de uma esquadra em Bagdad.
Ülkede başka geleceği olmayan bir sürü genç erkek ve kadın var. Çünkü ülkeleri adına oraya gidip gelecekleri için canlarını vermekten başka bir şey istemiyorlar.
Os milhares de jovens neste país que não têm outro futuro porque só querem ir lá e sacrificarem-se pelo seu país.
Sorunlardan başka bir şey yok zaten.
Só tenho tido problemas.
Senden başka bir tane yapacağız.
Vamos fazer outro Eliot.
Ama o başka bir kıtada yani sayılmaz.
Mas ele está noutro continente, portanto não conta.
Başka bir gezegende.
Noutro planeta.
Aslında aklımda başka bir şey vardı.
Tinha outra coisa em mente.
Bir grup öğrencim gidip başka bir dünyayı fethetti.
Alunos meus partiram e conquistaram outro mundo.
Artık edepsiz bir kızdan başka bir şey değilim
Não sou nada mais do que Uma rapariga indecente
Başka bir araba mı bulacağız?
Arranjamos outra boleia?
Yani sen ve tatlı yanaklı küçük arkadaşın sorunlarınızı başka bir işletmede anlatabilirsiniz.
Por isso, tu e a tua amiguinha podem receber os vossos clientes noutro estabelecimento qualquer.
Yapacak başka bir şey bulana kadar da bunu yapacağım.
E depois vou fazer isso até decidir fazer outra coisa qualquer.
Ne bu gece, ne başka bir zaman.
Nem esta noite, nem nunca.
Başka bir kız olsa gözyaşlarına boğulurdu.
Qualquer outra menina teria ficado lavada em lágrimas.
Vintage anlayışını başka bir boyuta taşıyorsun.
Estás a levar o vintage a outro nível.
Şey... Bazen elimizde kıyafetten başka bir şey kalmıyor.
Bem, às vezes, roupa é a única coisa que temos.
Fotoğraf çekmenize aldırmamıştım, ama mülküme zarar vermeniz başka bir konu.
Nunca me importei que tirassem fotos, mas a destruição de propriedade é outro assunto.
Ama hayır, başka bir konu var.
Sempre estiveram. Mas não. É sobre outra coisa.
ItTakesAVintage, eldivenlerini ıslak mendilden başka bir şeyle temizliyorsan, sen kesinlikle bir canavarsın. Bence de.
ItTakesAVintage, se andas a lavar as luvas com algo sem ser um pano húmido, és um monstro.
Geri gel, başka bir iş bakarken özgeçmişini yaz- -
Fica bem no curriculum, enquanto procuras.
Eğer babam bana, üzerinde ismimin olduğu bir şirkette iş teklif etseydi ben de hatayla dosyalara başka şeyler koyardım.
Se o meu pai me oferecesse trabalho numa firma com o meu nome, eu faria estes erros também.
- Başka ne olabilir ki? - Karışıklık veya bir çeşit yazım hatası olabilir.
Pode ser uma confusão, um erro tipográfico.
Çünkü senin gibi dürüst bir adam başka çaresi kalmadığı sürece benim gibi birine gelmez benim sana ihtiyaç duymamdan çok senin bana ihtiyacın var, o yüzden gerçeği söylemeye hazır olunca beni ara.
Porque alguém com cadastro limpo como o senhor só recorre a alguém como eu se não tiver alternativa. Precisa mais de mim do que eu de si. Ligue-me quando quiser dizer-me a verdade.
Üçünüzle bir arada konuşmak istiyordum ama Nolan'la başka zaman konuşurum artık.
Queria falar com vocês os três juntos, mas terei de falar com o Nolan noutra altura.
Arzuladığın başka bir şey var mı?
Não queres mais nada?
Baska bir gosterimiz var.
Temos outro espetáculo.
Biliyordum ama bana baska bir seviyede oldugumu soylemistin.
Eu sabia, mas disseste que eu estava num nível à parte.
Onu telefon hattina bagliyorsun ve ulkenin obur ucundaki baska bir bilgisayara belgeler gonderebiliyorsun. Dakikalar icinde.
Liga-lo à tua linha telefónica e podes enviar um documento para um computador no outro lado do país numa questão de minutos.
Baska bir sey dusunmene gerek yok.
É só com isso que tens de te preocupar.
cok isterdim. Baska bir yere gitmem gerekiyor.
Adorava, mas tenho de ir a um sítio.
Evet ama artik beni mutlu edecek baska bir sey ariyorum.
Sim, mas procuro outra coisa que me faça feliz.
Bir başka hayalim yalan oldu.
Mais outro sonho falhado.
Buranın sahibiymiş gibi etrafta dolaşan bir başka cahil adam.
Outro homem ignorante a andar por aí com toda a confiança.
Dinle, Nasty Gal'de değil de bu beynini yıkayan yerde geçirdiğim her saniye, yaşamımın boşa gitmiş bir başka saniyesidir.
Cada segundo que passo nesta fábrica de lavagem cerebral sem trabalhar na Nasty Gal, é mais um segundo da minha vida desperdiçado.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23