Bu da bir şeydir traduction Portugais
355 traduction parallèle
Bu da bir şeydir.
Isso significa alguma coisa.
- Bize yaşayacak kadar bırakıyor. - Bu da bir şeydir.
- Deixa alguma para aguentarmos.
Eh, neyse bu da bir şeydir.
Já é uma consolaçäo.
Eh, bu da bir şeydir.
Já é qualquer coisa.
Bu da bir şeydir.
- Isso é uma espév ¡ e de alív ¡ o.
Sen gözlerimi açtın Worth, bu da bir şeydir.
Abriu meus olhos, Worth, e isso foi bom.
Bu da bir şeydir.
Parece-me bem.
Bu da bir şeydir.
É um começo.
Bu da bir şeydir, değil mi?
Não é bestial?
Bu da bir şeydir.
Ah, bom, já é alguma coisa.
Biliyor musun Hans, vatanda asker olarak öldüğünde seninle en azından gurur duyarlar. Bu da bir şeydir değil mi?
Sabes, Hans, em casa... quando morres como um soldado... ao menos eles têm orgulho.
- Bu da bir şeydir.
- Já é uma grande notícia.
Sen gözlerimi açtın Worth, bu da bir şeydir.
Abriu-me os olhos, Worth, já foi alguma coisa.
En azından bu da bir şeydir.
Pelo menos isso já era qualquer coisa.
Altmış dolar. Bu da bir şeydir.
- Sessenta dólares.
Eğer birinin problemiyle, hastalığıyla yüzleşmesinde benim bir payım varsa bu da bir şeydir.
Se percebesse que alguém procurava enfrentar um problema, uma doença, seria alguma coisa.
Yani, bu da bir şeydir.
Provámos que elas são as Encantadas, isso tem de contar.
Ve bu da bir şeydir!
E isso já é alguma coisa!
İyi, bu da bir şeydir.
Já é qualquer coisa.
Hiç değilse bu da bir şeydir.
Ao menos já é qualquer coisa.
Bu da bir şeydir.
Bem, já é alguma coisa.
Ama olsun, bu da bir şeydir, değil mi?
Mas, vale sempre a pena, não é?
Hala hava soğumadı, bu da bir şeydir.
Ainda não chove, já não é mau.
- Eh, bu da bir şeydir.
- Bem, já é alguma coisa.
Bu da bir şeydir.
Já é um começo.
Bu da bir şeydir.
Isso vale algo.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
Sou muito velho para me ter ilusões sobre a perseverança das mulheres ou para me preocupar com isso. Mas se as suas intrigas ameaçarem os meus planos, isso é outra história.
O çok iyi eğitim gördü, bu da değerli bir şeydir.
É muito bem educada e é um bem delicado.
Çatışma her zaman bir engelin üzerinde, başka bir yerdedir. Ve bu da sonuca götüren şeydir.
A ação está sempre em algum lugar no outro lado e isso é decisivo.
Belki bu da öyle bir şeydir ama o kadar.
E talvez isto seja um desses casos...
En azından bu da bir şeydir.
Só é reservada para Senhoras.
Ama bu da bizim, kendi şartlanmalarımızla yarattığımız bir şeydir.
Outras, morreram mesmo à entrada da sala.
Rusya'da bu sıradan bir şeydir.
Na Rússia, isso é a forma de vida permanente.
Çünkü iyi anlaşabileceğim biri olarak gözüküyorsun ve Sobibor'da bu önemli bir şeydir.
Porque você parece alguém com quem me posso dar bem e isso é importante em Sobibor.
Sam, bu da bir şeydir değil mi?
Sam, isso é alguma, não é?
Ama gemimde önemli bir yeri bokladığınızı duyarsam, geminin altından yüzersiniz ve bu da uçak gemisinde ciddi bir şeydir.
Mas se vos apanho a cagar numa área vital do meu navio, passo-vos pela quilha. E, num porta-aviões, isso é sério.
Neyse bu da bir şeydir.
Já é alguma coisa.
Eğer Lord Vorborton ondan sıkıldıysa bu ayrı bir şeydir ve çok yazık.
Se o Lorde Warburton se cansou da pobre criança, isso é uma coisa, e é uma pena.
Bu da insani bir şeydir.
É humano.
Bu bizi büyüleyici yapan bir şeydir- - ve çok da az bir kızgınlık olmaz.
É o que nos faz tão fascinantes. E para alguns aterradoras.
Bu da nerdeyse kendine aşık olmak gibi bir şeydir. - Bunu ben mi söyledim?
- Eu disse isso?
Büyük ihtimalle bu da onun getirdiği bir şeydir.
Deve ser por isso. Talvez.
Bu da bir şeydir.
Já viste isto?
Bu civardaydım da. Sigorta, onsuz olamayacağınız bir şeydir.
Passei aqui perto e... um seguro não é dispensável, mesmo durante uma semana.
Bu da bir şeydir.
Está bem melhor.
Lisede ikinci senemdeyken... çoğu lise öğrencisi gibi... okul takımına girebilmek için - ki bu büyük bir şeydir -... gereken enerji, motivasyon ve heyecanı taşıyordum.
Quando eu era caloiro no liceu... como a maior parte dos rapazes da escola... vai-se buscar toda a energia e toda a motivação e excitação... para conseguir um lugar na equipa, o que é muito importante.
Bu İtalyan olmak gibi bir şeydir. Ya da seksi olmak gibi.
É como ser italiano, ou... sexy!
Kulağın arkasındaki ezik asılmaya özgü bir şeydir. Ama bu ezik değil.
A equimose atrás da orelha é comum num enforcamento, mas esta não é.
Bu da bir şeydir.
Então, ou são delinquentes da zona que tiveram a sorte de roubar 30 mil dólares num assalto de rua, ou...
Sana bir sır vereceğim, bazen arabayla eski evimizin önünden geçer, bakarım ve eski hayatımızı hatırlarım, ve bu çok acı bir şeydir.
Vou contar-te um segredo... algumas vezes vou até à nossa velha casa, e fico apenas a olhar para ela, e lembro-me da nossa vida, e isso dói!
Bu da bir şeydir.
Mas já é bom teres gostado.
bu da ne 2329
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu daha kötü 16
bu da demek oluyor ki 33
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da senin 34
bu da ne demek 442
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu daha kötü 16
bu da demek oluyor ki 33
bu da ne demek oluyor 285
bu da kim 384
bu da senin için 26
bu da bir şey 32
bu da neyin nesi 120
bu dansı bana lütfeder misiniz 41
bu da nedir 250
bu da demektir ki 37
bu da ne şimdi 46
bu da doğru 32
bu da nereden çıktı 72
bu daha çok 18
bu da bir şey 32
bu da neyin nesi 120
bu dansı bana lütfeder misiniz 41
bu da nedir 250
bu da demektir ki 37
bu da ne şimdi 46
bu da doğru 32
bu da nereden çıktı 72
bu daha çok 18