Konuşmak istemiyor traduction Portugais
618 traduction parallèle
Carlos konuşmak istemiyor galiba.
Carlos não fala assim com você, fala?
Sizinle konuşmak istemiyor.
Ela não quer falar consigo, agora.
- George'la konuşmak istemiyor.
George! Ele não quer falar com o George, sua idiota! Quer sim.
Artık kimseyle konuşmak istemiyor musun?
- Já não gostas de conversar?
Bunun hakkında konuşmak istemiyor. Ona soruyorum.
Ela não quer falar disso.
Dostlarım benimle konuşmak istemiyor.
Os meus amigos não querem falar comigo.
Dük şu anda kimseyle konuşmak istemiyor.
O Duque não quer receber ninguém.
Artık canım kimseyle konuşmak istemiyor.
É que já não falo com ninguém.
Benimle konuşmak istemiyor musun artık?
Não queres mais falar comigo?
Üzgünüm tatlım, yanımdaki kuş konuşmak istemiyor.
Desculpa, querida. Mas ela não quer falar contigo.
Martha bu konuda konuşmak istemiyor, "onun" hakkında.
Ela não quer falar sobre isso, ele.
Konuşmak istemiyor musun?
Não quer falar?
Anlaşılan çabaların boşa çıkmış, şerif? Senin kanun adamı konuşmak istemiyor.
Seu homem da lei não quer falar?
Konuşmak istemiyor.
- Não, não quer abrir.
Oda konuşmak istemiyor.
- Não quer falar da morte.
Benimle konuşmak istemiyor musunuz?
Não quer conversar?
Benimle konuşmak istemiyor.
Não quer falar comigo.
Arap arkadaşları onun hakkında konuşmak istemiyor.
Algo que não gostariam que soubessem seus amigos árabes.
- Konuşmak istemiyor musun? - Hayır.
- Não queres conversar?
Kimseyle konuşmak istemiyor!
Ela não queria falar com ninguém!
- Sizinle konuşmak istemiyor.
- Ele não quer falar.
Kimse konuşmak istemiyor.
- Nada. Ninguém quer falar disso.
Hayatım, onunla konuşmak istemiyor.
Querido, ela não quer falar com ele. Já percebi.
Bakın, kocam sizinle konuşmak istemiyor.
Ouça, o meu marido não quer falar consigo.
- Seninle konuşmak istemiyor.
- Ela não quer falar contigo.
Karım seninle konuşmak istemiyor.
A minha mulher não quer falar consigo.
Kimseyle konuşmak istemiyor.
Nunca diz uma palavra.
- Hakkında konuşmak istemiyor musun?
- Reticente em falar de si.
Bu çok garip, benimle konuşmak istemiyor.
Isso é muito estranho. Não consigo me comunicar.
Onunla konuşmak istemiyor musun?
- Não queres falar com ele?
Gerçekten konuşmak istemiyor musunuz?
E não vai falar comigo?
Haydi. Konuşmak istemiyor musun?
E se falássemos?
Benimle konuşmak istemiyor musun?
Não queres?
Benimle konuşmak istemiyor.
Obviamente ela não quer falar comigo.
Sizinle konuşmak istemiyor.
- Ele não vai falar.
- Hiç konuşmak istemiyor. - Söyle gitsinler.
Diz-lhes para se irem embora.
- Konuşmak istemiyor.
- Ele não quer falar.
Konuşmak istemiyor.
Ela não quer falar.
Bütün barlara gittim. Kimse konuşmak istemiyor.
Fui aos bares todos, ninguém abre a boca.
Kimse Shaw hakkında konuşmak istemiyor.
Ninguém quer falar acerca do Shaw.
Bunun hakkında konuşmak istemiyor Sharon.
Sharon, ela não quer falar disso.
Konuşmak istemiyor musun?
Não queres falar sobre isso?
Anjali'yi çağırayım da Kalpana'ya eşlik etsin Onunla konuşmak istemiyor musun?
Vou chamar a Anjali para aqui, assim a Kalpana também vem.
Onunla konuşmak ne kadar ilerlediğini görmek istemiyor musun?
Que fale com ela? Não se preocupe, ela há-de voltar.
Ziyafet gecesinden bu yana, saraya kapandı kendisiyle konuşmak isteyenleri geri çeviriyor uyumak istemiyor, yemek yemiyor kitapları karıştırıp duruyor, sonra da ümitsizce kenara itiyor.
Desde a noite do grande banquete, ele se trancou no palácio rejeitando todos que queriam falar-lhe recusando-se a dormir ou a se alimentar procurando em muitos livros, só para largá-los em desespero.
Dün olanlar hakkında konuşmak istiyor musun, istemiyor musun? Ne, yoksa...
Quer falar sobre ontem ou não?
Dün olanlar hakkında konuşmak istiyor musun, istemiyor musun?
O que faz? Quer falar sobre ontem ou não?
Çok isterdim inan bana. Konuşmak bile istemiyor.
Adorava, acredita, mas ela nem quer ouvir falar nisso.
Durumunuz hakkında konuşmak istiyor musunuz istemiyor musunuz?
Quer falar sobre a sua situação ou não?
Seninle konuşmak dahi istemiyor.
Ela nem sequer quer falar consigo.
En çok konuşmak istediğimiz kişi işbirliği yapmak istemiyor.
Aquele que mais desejávamos recusa-se a cooperar.
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmak istemiyorum 89
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
konuşmak istemiyorum 89
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236