Küçük köpek traduction Portugais
310 traduction parallèle
Ben Küçük Köpek. Bu da benim arkadaşım...
Eu sou Cão Pequeno.
Küçük Köpek beni bekliyor ama Şef Kırık El de bekleyecek mi?
Cão Pequeno diz que me convida, mas diz o mesmo o chefe Mão Quebrada?
Küçük Köpek bu nedenle tatbikat yapmaları gerektiğini söylüyor.
Então é por isso que eles devem praticar, diz Cão Pequeno.
Amerikan Atı. Küçük Köpek.
Cavalo Americano.
Dostum Küçük Köpek için ve dostum Amerikan Atı için.
Para meu amigo Cão Pequeno... e para meu amigo Cavalo Americano.
Ben atları düşünüyorum, Küçük Köpek... Krov köyündeki kaliteli atları.
Estou pensando em cavalos, Cão Pequeno... e os bons, da aldeia dos corvos.
Küçük Köpek! Buraya!
Cão Pequeno!
Oğlum, Küçük Köpek... konuşulması gerekenlerle konuşacak.
Meu filho Cão Pequeno o dirá a aqueles que necessitem que lhes diga.
Küçük Köpek öfkeliydi.
Cão Pequeno estava zangado.
Ya Küçük Köpek diğer savaşçılardan seninle gitmemelerini isterse? Kalıp savaşmalarını isterse? Bunu yaparlar mı?
Se Cão Pequeno pedir aos guerreiros jovens para não irem consigo... mas que fiquem e lutem, eles o farão?
Küçük Köpek'in yanına gideceğim.
Irei ver o Cão Pequeno.
Josh... Küçük Köpek benim kardeşim ve ben onu seviyorum.
Josh, Cão Pequeno é meu irmão e o amo.
Küçük Köpek?
Cão Pequeno?
Küçük Köpek cesaretini kanıtlamak zorunda değil.
Cão Pequeno não tem que provar sua coragem.
Little Bighorn'da ve Siyu ve Krovların arasında da biliniyor... Herkes Küçük Köpek'ten daha cesur savaşçı olmadığını biliyor.
Sabe-se que no Little Bighorn e entre os Sioux e os Corvos... que não existe nenhum guerreiro mais corajoso que Cão Pequeno.
Küçük Köpek babasının içinde konuşanın bir korkak değil, bir bilge olduğunu biliyor.
Cão Pequeno sabe que não é medo o que fala dentro de seu pai, é a forma sensata.
Bilmiyorum Küçük Köpek.
Não sei, Cão Pequeno.
Arkadaşın Küçük Köpek'ti.
Foi o seu amigo Cão Pequeno.
- Küçük Köpek bu konuda bana güveniyordu. Siz de öyle.
Cão Pequeno confiou em mim, e por isso, você também confiou.
Biri Amerikan Atı ve diğeri de oğlun Küçük Köpek tarafından.
Um por Cavalo Americano e um por seu filho Cão Pequeno.
Yani, Amerikan Atı ve Küçük Köpek savaşmak için orduyu mu çağırıyor?
Cavalo Americano e Cão Pequeno... querem enfrentar as tropas numa batalha?
Küçük Köpek ölmek için tepelere gitti.
Cão Pequeno foi às colinas para morrer.
Oraya gidip Küçük Köpek ile konuşacağım Albay.
Irei lá falar com Cão Pequeno, coronel.
İstediği buysa Küçük Köpek ile dövüşürüm. İster tüfekle ister mızrakla.
Lutarei com Cão Pequeno se for o que ele deseja, com um rifle ou com uma lança.
Küçük Köpek ve Amerikan Atı hala dostlarımdır.
Cão Pequeno e Cavalo Americano ainda são meus amigos.
Küçük Köpek dostun olarak, senden ölümü tercih etmemeni istemeye geldim.
Como teu amigo, Cão Pequeno, estou aqui para te pedir que não morra.
Ama bunun içinde, senin için bir zafer olmayacak Küçük Köpek... Çünkü iki kişiye karşı tek kişi olacak.
Mas não haverá nenhuma glória para ti, Cão Pequeno... porque será um contra dois.
Küçük Köpek bunu yapmayacak.
Cão Pequeno não fará isso.
- Küçük Köpek.!
- Cão Pequeno!
- Böylece yarayı emip dışarı çekebilirler. - Anne, Elizabeth'in bana verdiği küçük köpek yavrusuna bak.
Olhe o cachorrinho que Lisbeth me deu.
- Steve, küçük köpek!
- Steve, o cãozinho!
Hadi gel, küçük köpek.
Anda, canito.
Ne tatlı küçük köpek
Muito lindo seu cachorrinho.
Küçük köpek, küçük bir köpek.
Um cachorro, um cachorrinho.
Birisi bu küçük köpek için kemik getirsin. Asla işe yaramayacak.
Tragam um osso para o cãozinho.
Evet, geç yerine, seni kokulu küçük köpek pipisi.
Arranja uma cadeira para ti, meu cão sarnoso malcheiroso.
Sence o küçük köpek kendini nasıl hissediyordur?
Como acha que o cãozinho se sente?
Sebep nasıl küçük bir köpek olur? Çok saçma!
Como um cão poderia ser a causa?
Yanında Marie adında bir kadınla ve Pard adında küçük gri beyaz bir melez köpek var. "
"A polícia Ihe segue a pista. Viaja com uma tal Enjoe e um cão cinza e branco chamado Pard".
Küçük, gri beyaz bir köpek?
Um cão cinza e branco?
Şu küçük cocker cinsi köpek, Bill. - Dört numarada.
É a cocker, na número quatro!
Küçük bir göldeki iki köpek yavrusu gibi. Büyülendim.
Estou encantada.
Eğer yatarsan sana küçük bir köpek getiririm ve senin olur.
Se fores para a cama, posso até trazer-te um cão só para ti.
Şurada kemik yiyen küçük bir köpek var.
Há um pequeno cão, comendo um osso.
Küçük ve güzel bir köpek için burada yer yok, beni burada bekle Dogmatix... ve eğer uslu olursan iyi bir kemik alacaksın.
Isto não é lugar para um cachorro. Espera por mim aqui, Dogmatix,... e se te portares bem ganharás um belo osso.
Beni küçük bir köpek gibi sevmen için sana yalvaracağımı sanıyorsun.
Deves achar que vou rastejar e implorar que me afagues como um cachorrinho.
- Küçük bir köpek. Fazla yemez.
É minúsculo, ele não come quase nada.
Biliyor musunuz, hep bir köpek istedim. Ve küçük bir çocukken...
Sabes... sempre quis... um cão... quando era criança.
Myrtle'ın dairesine gittim ve o küçük kutudaki köpek bisküvilerini gördüm.
Fui ao apartamento da Myrtle, vi a caixa dos biscoitos do cão,
Küçük bir köpek.
Cão Pequeno.
Ama altında küçük piranalar yani çeteler, köpek balıkları yani patronlar, balinalar yani daha büyük patronlar sinsice kol geziyor.
os tubarões, os que controlam os "gangs," e as baleias, os grandes chefes, todos se movem como enxames mortais.
köpek 255
köpekler 94
köpekçik 20
köpekbalığı 33
köpek mi 42
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
köpekler 94
köpekçik 20
köpekbalığı 33
köpek mi 42
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir kız 38
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir kız 38
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20