Yürüyüs traduction Portugais
1,891 traduction parallèle
Trafik yüzünden yürüyüs daha da görkemli görünüyor.
O trânsito faz o cortejo parecer maior.
- Kulübe yürüyüş mesafesinde sadece iki park yeri var.
Aonde você a encontrou? Só há 2 estacionamentos numa distância razoável do clube.
Farklı bir yürüyüş tarzı vardı. Geçit törenindeki gibi, kendi idamına gidermiş gibi.
Tinha um jeito de andar, que parecia uma procissão, como se caminhasse para a execução.
Gelecek yaz, Central Park'ta yürüyüş yapıyor olacağım.
No próximo Verão, vou andar a passear pelo Central Park.
Bahçede yürüyüş yaptık. Yorulmuş olmalı.
Passeamos pelo jardim, isso adormeceu-o.
Aynı yürüyüş şekli izleri, aynı boşluklar aşınma desenleri eşleşiyor.
As mesmas marcas, os mesmos vazios... um padrão igual no interior.
Romantik, güzel bir yürüyüş mü yaptınız?
Tiveram uma boa caminhada romântica?
Yolda küçük bir yürüyüş yap eşyaları topla, sonrada sen öğrenmeden uygarlığa geri dön.
É só andar um bocado na estrada, recolher a encomenda, e voltar para a civilização antes de dares por isso.
Thea'yla yürüyüş yaptık.
Fui dar um passeio com a Thea.
Fakat çevrede onu bulmak için yürüyüş yapan kimse yoktu... çünkü yağmuru hesaba katmamıştı.
Mas não havia transeuntes na área, ela não contou com a chuva.
Oraya arabam olmadan vardım. Satabileceğimi düşündüğümüz senaryom kardeşimle çıktığım yürüyüş esnasında bilgisayarım çalınınca, ister istemez gecikti.
"Cheguei a este lugar sem o meu carro, sem a possibilidade de vender o script, já que me roubaram o laptop quando caminhava com a minha irmã".
- Yürüyüş iyi gidiyor mu? - Evet düküm.
- Estás gostando da caminhada?
Rousseau'ya göre radyo kulesi bir günlük yürüyüş mesafesindeymiş.
O Rousseau diz que é um dia a pé até à torre da rádio.
Biraz yürüyüş yapacağız, annene sıkı tutun, tamam mı?
Vamos só dar um passeio, por isso agarra-te à mãe, sim?
Yine mi yürüyüşe çıkıyorsunuz? Ormanın içine uzanan, harika bir yürüyüş yolu bulduk. Evet.
Adeus, Gaby.
Yürüyüş için izin verin.
Certo. Preciso de permissão para marchar.
Basın tamamdır. Ama yürüyüş iznimiz yok.
A imprensa vai cobrir, mas não temos autorização para a marcha.
Ben de sahile yürüyüş yaparız diye düşünmüştüm. Plajda elele tutuşarak.
Por isso, sabe eu pensei vamos passear na praia lado a lado de mãos dadas.
Sınıra kadar uzun bir yürüyüş yapacağız ve Arvika'dan trene bineceğiz.
Vamos atravessar a pé a fronteira e apanhamos um comboio em Arvika.
Bu neredeyse on dakikalık yürüyüş mesafesi.
Não, a 30.
Yürüyüş için buradan ayrılabiliriz.
Vamos dormir um pouco mais a frente da trilha.
Biraz yürüyüş yaptım.
Andei por aí.
Zorlu bir yürüyüş için en iyisi çikolatadır. Evet, bence de. Bu yüzden ete falan ihtiyacım yok.
Chocolate para sobreviver num trilho duro.
Beraber çıkmaya başlıyorlar, arabasına kadar bir yürüyüş yapıyorlar.
Uma miúda o aproxima, começam a andar juntos e vão para seu carro.
Bunu, saldırıya yürüyüş mesafesinde yapacak.
Ele vai fazer isso a uma distância que se faça a pé.
Öyleyse ben size katılırım. Güzel bir yürüyüş olur.
Nesse caso vou também, será um passeio simpático.
Neden siktir olup, bir yürüyüş yapmıyorsun?
Por que não vais dar uma caminhada?
Yakın düzen yürüyüş!
Fechar formação!
Hadi parkta yürüyüş yapalım.
-'Bora dar uma volta pelo parque.
Küçük bir yürüyüş yapıyorduk ve Fluffles bize katılmanız konusunda ısrar etti.
Estávamos de passagem para um passeio e a Fluffles insistiu em aparecer na esperança de que se juntassem a nós.
Kim gelmiş. Yürüyüş arkadaşım.
Bem, vejam quem é, o meu parceiro de caminhadas.
Colorado, kayak ve yürüyüş.
Colorado, o ski e as caminhadas.
Birimizin bunu ormanda bir günlük bir yürüyüş için tehlikeye atacağını düşünmekten pek hoşlanmam.
Odiaria pensar que um de nós poderia por isso em risco por apenas um simples dia de passeio na floresta.
Ve, kadınlar her zamanki gibi çığlık atmaya başlarlarsa ufak bir yürüyüş teklif ederim.
E, quando as senhoras começam a gritar, como é costume, eu vou dar uma volta.
Yürüyüş yapanlar?
Atletas coxos?
Parkta yürüyüş yapmak gibi olacak.
Vai ser um piquenique no parque!
Şu yönde yarım günlük yürüyüş bizi anakaranın kıyısına götürecek.
Meio dia a caminhar naquela direcção leva-nos à encosta do continente.
Spa salonu hayvanat bahçesi gibiydi..... en iyi masörleri Halifax'ta işi bırakmış ama gene de akşam yemeğinden önce romantik bir yürüyüş için vaktimiz var.
- O spa parecia uma selva. O melhor massagista demitiu-se em Halifax, mas ainda temos tempo para um passeio romântico antes do jantar.
Yürüyüş yap.
Vai passear.
Yürüyüş yapacağım.
Vou dar uma volta.
Hadi bir yürüyüş yapalım.
Vamos dar uma volta.
- Yürüyüş yapalım.
- Vamos dar um passeio.
Kumsalda basit bir yürüyüş zihnimizi boşaltabilir ve kalplerimizi açabilir.
"Uma simples ida à praia pode chegar" "para arejar as cabeças e abrir os corações."
Birkaç düzine yürüyüş yapan, bisiklete binen ve bebeğini gezdirenler var.
Temos uma dúzia de excursionistas, ciclistas e de famílias com carros de bebé.
16 yaşındaydım, Nevada sınırına yakın bir yerde yürüyüş yapıyordum.
Tinha 16 anos e andava a passear pela fronteira do Nevada.
Peki, yürüyüş botlarını getirdi mi?
Toda a gente trouxe botas para fazermos caminhadas?
Cesedi bu sabah yürüyüş yapan birkaç kişi bulmuş.
Um grupo de montanhistas avistou o corpo esta manhã.
Küçük bir yürüyüş yapalım mı?
Vamos fazer um pequeno passeio?
Güzel bir yürüyüş oldu.
Bonita caminhada, pelos campos.
Matematik ve yürüyüş arasında bir bağ var.
Há qualquer coisa entre a Matemática e o caminhar.
Yürüyüş yapıyordum.
- Estou a fazer "jogging".
yürüyüşe 21
yürüyüşe çıktım 16
yürüyüşe çıkalım 19
yürüyüşe çık 16
yürüyüşe çıkıyorum 22
yürüyüşe çıkmıştım 20
yürüyorum 69
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyüşe çıktım 16
yürüyüşe çıkalım 19
yürüyüşe çık 16
yürüyüşe çıkıyorum 22
yürüyüşe çıkmıştım 20
yürüyorum 69
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyeceğiz 19
yürüyoruz 17
yürüyebilir misin 61
yürüyün hadi 26
yürüyebiliyorum 23
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyeceğiz 19
yürüyoruz 17
yürüyebilir misin 61
yürüyün hadi 26
yürüyebiliyorum 23