English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ö ] / Öyle görünüyorsun

Öyle görünüyorsun traduction Portugais

180 traduction parallèle
Biraz, öyle görünüyorsun.
Por acaso pareces um pouco...
- Öyle görünüyorsun.
- Parece deprimido.
Öyle görünüyorsun.
Parecido contigo!
- Ve bu nedenle çok formdayım. - Evet, öyle görünüyorsun.
É por isso que estou em tão boa forma física.
- Sen de öyle görünüyorsun.
- Tu também.
Galiba öyle görünüyorsun.
Acho que é assim.
- Zaten öyle görünüyorsun.
- É o aspecto que tu tens. - Não tem graça, Michael.
- Ama bana öyle görünüyorsun.
- mas tens voz disso.
Öyle görünüyorsun.
- Não, apenas parece.
Herkese göre öyle görünüyorsun.
Bom, para o resto sim.
Evet, öyle görünüyorsun.
Tens, sim.
- Evet, öyle görünüyorsun. - Yani daha önce hiç böyle bir şey yapmadım.
Nunca fiz antes nada disto.
Sen bir kazanansın. Öyle görünüyorsun...
Pareces-te com a...
Öyle görünüyorsun.
Parece que sim.
Evet ama bugün öyle görünüyorsun!
Sim, mas hoje pareces!
İnan ki sevgilim sen de öyle görünüyorsun bana.
Também vós, meu amor, a meus olhos o estais.
Buradan öyle görünüyorsun.
- Na parte que está à vista.
Sen de öyle görünüyorsun.
Parece que você também.
Sadece öyle görünüyorsun.
Mas pareces.
Öyle görünüyorsun.
Vê-se.
- Ki öyle görünüyorsun.
- E estás.
Sadece, " Neden öyle üzgün görünüyorsun?
Ele disse, por quê essa cara?
Şey, öyle halsiz görünüyorsun ki.
Pareces tão em baixo.
Öyle görünüyorsun... gerçekten...
Estás mesmo...
Niye öyle şaşırmış görünüyorsun, seni işe yaramaz ateist?
Porque estás tão admirado, meu ateu de má morte?
Ölümcül hayal, gözle görünüyorsun ama ele gelmiyorsun, öyle mi?
Não sois, visão fatal tão sensível ao tacto como á vista?
- Öyle seksi görünüyorsun ki!
Vai.
Öyle hârika görünüyorsun ki!
- Estás tão bem!
Öyle mi? İş elbiselerini giymiş gibi görünüyorsun.
Parece que está a usar a sua roupa desportiva.
- Berbat görünüyorsun. - Sen de öyle.
- Estás com péssimo aspecto.
Harika görünüyorsun. Öyle mi?
Você está óptima.
Harika görünüyorsun. Öyle mi?
- Estás fantástica.
- İyi görünüyorsun. - Öyle mi?
Estás com bom aspecto.
- Rezalet görünüyorsun. - Sen de öyle, ahbap.
Tu também, parceiro.
Dışarıdan insan gibi görünüyorsun ama içinde bir makine var öyle mi?
És uma máquina por dentro, mas vivo por fora?
- İyi görünüyorsun, Herkül. Birinin, beni öyle çağırmanı duymasından endişelenmiyor musun?
Dizer-lhe que não gosto do sangue nas mãos dele?
- Çok sevimli görünüyorsun. - Sen de öyle.
Já somos três, então.
Şahane görünüyorsun. Gerçekten öyle.
Estás fabulosa!
Üzgün görünüyorsun, ben de öyle.
Sentes-te triste como eu.
Bunun sonucu olarak birbirimize karşı daha içteniz. Öyle görünüyorsun. Ally bize karşı iyi ve bu beni deli ediyor.
A Ally foi boa para nós e isso deixa-me podre.
- Kötü görünüyorsun! - Öyle mi?
Estás uma miséria.
Suçlu gibi görünüyorsun öyle konuşuyorsun ama üzerinde polis kokusu var.
Tens o visual deles não há dúvida de que tens a mesma conversa mas ainda tresandas a chui.
Buffy, muhteşem görünüyorsun. Sen de öyle.
- Buffy, estás espectacular!
Harika görünüyorsun, Michael. - Öyle mi?
Estás óptimo Michael.
- Çok şık görünüyorsun. - Öyle mi?
- Estás elegante.
Sen de öyle misin, ufaklık? 'Çünkü o... Gerçekten iyi görünüyorsun... curled on the floor... around my feet... purring.
Porque se fores, vais ficar lindo no chão a beijar-me os pés e a ronronar!
Tamamen masum görünüyorsun, öyle mi?
Então, estás inocente nesta história?
Tamda bir İngiliz gibi görünüyorsun! Seni görmek için öyle hevesle bekledik ki.
Estávamos tão ansiosos para ver-te.
İşte. İyi görünüyorsun, öyle değil mi?
Pronto, achas que ficas fixe, não é?
Üzgün görünüyorsun. Gee, öyle mi düşünüyorsun?
- Pareces nervoso.
- Berbat görünüyorsun. - Öyle mi?
- Pareces terrivel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]