Haklısınız traduction Russe
2,235 traduction parallèle
Haklısınız.
Вы правы.
Tamamen, kesinlikle haklısınız.
Вы абсолютно и полностью правы.
Haklısınız, efendim.
Верно, сэр.
İkiniz de haklısınız.
Вы оба правы.
- Tamam, tamam. Haklısınız.
Да.
Sende, annemde haklısınız.
И ты, и моя мама...
Haklısınız.
Что ж, справедливо.
Ve sanırım ikiniz de haklısınız.
Думаю, вы оба правы.
Tabi, haklısınız.
Ну да, да.
Özür dilerim. Çok haklısınız.
ѕрошу прощени €. ¬ ы конечно же правы.
Sanırım haklısınız.
Полагаю, вы правы.
- Ama haklısınız, bir köstebek var.
Но вы правы. Крот существует.
- Haklısınız.
Вы правы.
Tamam, tamam, haklısınız.
Хорошо, хорошо, ты прав.
Haklısınız, hiçbir şeyim yok.
Вы правы, нечего.
Sanırım haklısınız da.
Думаю что вы правы.
Bence siz haklısınız... Her şey için.
Вы правы... насчет всего этого.
Landry markasını taşıyorsunuz. Çok memnun oldum ama eminim bu kadar dikkatli incelemeseydiniz daha iyi olurdu. Elbette, haklısınız.
- Очень удобные, но думаю, что было бы лучше, если бы вы не так пристально их рассматривали.
Tamam haklısınız tamam.
Ладно, ладно, хорошо.
Haklısınız, aptallık ettim.
Вы правы, я глупа.
Bay Butler, ikimizde bu bilgilerin çok fazla ve detaylı olduğunu biliyoruz. Muhtemelen haklısınız.
Мр Батлер, мы оба знаем, что информация эта крайне обширна и подробна.
Bakın endişelenmekte sonuna kadar haklısınız.
Но послушайте, у вас есть все права быть обеспокоенной.
Haklısınız ve ben suçlunun kim olduğunu biliyorum.
Вы правы и я знаю кто виноват.
Mr. O'Hara haklısınız Shawn yeri geldiğinde doğruları çarpıtır ama yeri geldiğinde de dürüst olmasını bilir.
Мистер О'Хара, да, Шон искажал правду в некоторых случаях, но он добропорядочный человек.
Oldukça haklısınız efendim.
Абсолютно верно, мэм.
Haklısınız. Öz kızım hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Все перемены зависят от тебя.
Evet, haklısınız.
Да, да, всё так.
Haklısınız, özgürlük yağından bahsediyorum.
Совершенно верно, я говорю о соусе свободы.
Haklısınız.
Вы правы
Ben de kendi araştırmamı yapıyordum ve siz tamamen haklısınız.
Я провел свое расследование, и вы, народ, правы
Sanırım haklısınız.
Думаю, ты права.
Haklısınız, Bay Crisparkle.
Вы были правы, мистер Криспаркл.
Haklısınız.
Точно.
Ama haklısınız. Adam garip davranıyordu.
Но вы правы - он действительно вёл себя странно.
Haklısınız ; ancak iyi şartların masrafı çok olur.
Лучшая жизнь может оказаться дорогой.
* Çünkü bende biter olay * * Evet, haklısınız, aynı fikirdeyiz biz de * Lafımı bitirmeden evet demeyin.
Потому что взбрыкивания не пройдут со мной да, вы правы, мы согласны не отвечайте да, пока я не закончил говорить
- Haklısınız...
– Вы правы.
Haklısın belki çalışmalıyız.
Ты прав. Мы просто должны... Работать, верно?
Haklısın, böyle bir kararı süreyle kısıtlamamalıyız.
Ты права, мы не должны решать на скорую руку.
- Kız kardeşimi siktiğinizi biliyorum. Haklısın, yukarıda yalnız kalmamalı.
Ты права, он не должен жить один.
Haklısın. Çok acımasız oldum.
Ты права, я вела себя, как гарпия.
Haklısın. Kuzey körfezinin haritasına benziyor ama ne aradığımız hakkında bir fikrin varmı?
Ты прав, это напоминает карту Норт-Бей.
- Haksız mıyım? - Haklısın?
- Правильно?
Bence haklısınız.
Я думаю тут замешано что-то незаконное.
Haklısın tatlım, başka şansınız var mı?
Это правда, дорогуша. Разве у вас есть выбор?
Haklısın, pratik yapmamız gerekiyor.
Да, да, э... нам надо попрактиковаться.
Haklısınız.
Ты права.
Theissens, Duval'ı boynuzladığınızı öğrenmişse o halde bu gerçeği ortaya çıkarmakta haklı ki sen de onu öldürmekte haklısın.
Если Тиссенс знал, что вы наставляете Дювалю рога, то, вполне резонно, он мог бы обнародовать этот факт, а значит, у вас были все резоны убить его.
Haklısın, yapmalıyız.
Ты прав. Так и сделаем.
siz haklısınız.
Мисс Парсонс, вы правы.
Hayır, sen haklısın bunu yapamayız.
Хотя вы правы - мы не можем этого сделать.
haklısınız efendim 33
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklıydın 287
haklı olabilirsin 178
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklıydın 287
haklı olabilirsin 178