Ic traduction Russe
12,206 traduction parallèle
- Çok rahatlatici, çok iç isitici.
- Так уютно, так тепло.
İç Güvenlik'ten Ajan Wickham.
Агент Викхэм, национальная безопасность.
Memur Irving, Valley ve West bürolarındaki narkotik ve ahlak masalarından bazı sivil polislere yönelik... bir iç soruşturmanın parçasıydı.
Офицер Ирвинг был частью продолжающегося внутреннего расследования над штатными сотрудниками по наркотикам и вице-подразделениям в Долине и Западном бюро.
Eğer bir iç yazışmayı atlamadıysam, Edgar'la sen en son Nash davasına atanmıştınız.
Если мне не изменяет память, ты и Эдгар были прикреплены к отряду который работает по Нэшу.
İç.
Выпей.
İç benimle.
Выпей со мной.
- Buyur, bunu iç.
Держи.
O zaman kizinizin iç güdüleri için birer dakika saygi durusunda duralim.
Давайте тогда повосхищаемся инстинктами вашей дочери.
- Bunların hepsi iç çamaşırı.
– Это всё трусы.
Gerçekten ne kadar süredir benim iç çamaşırımda olduğunu bilmiyorum ve beni rahatsız ediyor bu.
Я честно не знаю, сколько он пробыл у меня в штанах, и это вывело меня из равновесия.
İç çamaşırının bel kısmında saklayabileceğin kadar küçük.
Мне кажется, она достаточно мала, чтобы спрятать её в резинку трусов.
- İç karartıcı.
- Какая досада.
Al, biraz meyve suyu iç.
Вот, хочешь сока, да?
Daha iç kısımları tarayabiliriz.
Можно только глубже копнуть.
Eğer ilk bir-iki ay işler iyi gitmezse, hemen paniğe kapılma, iç tarafa kafe benzeri bir yer yaparsın.
Пока.
Kırık, iç kanama ve cinsel taciz ihtimali yok.
Нет переломов или повреждений внутренних органов и мы не нашли признаков насилия.
Çok fazla iç kanamam var.
У меня внутреннее кровотечение.
İç çamaşırınla yumruk kavgasına davet edeceğin türden adamlardan değil.
Они не из тех ребят, с которыми можно подраться в нижнем белье.
İç çamaşır değil, Foggy.
Эй! Это не нижнее белье, Фогги.
İç çamaşırlar rahat olur.
Нижнее белье удобное.
O zamanlar Arnold bu iç monoloğun ev sahiplerinin sesi gibi çıkması ümidiyle kendi programlamalarını duydukları bu bilişin bir örneğini yaptı.
Арнольд выстроил версию восприятия, в которой машины слышали свои программы как внутренний монолог. С надеждой, что в будущем возобладает их собственный голос.
O kadar dar bir elbisenin altına iç çamaşırı giyebiliyor musun?
Как ты можешь вообще какое-то белье надевать под такое обтягивающее платье?
- Şunu iç.
- Выпей это.
O uygundu. Tıpkı iç işleri gibi.
Она была в отделе контроля.
Bir şeyler iç.
Выпей.
İç işleri mi? Şaka mısınız siz Soriano?
Отдел внутренних раследваний, да ты издеваешься надо мной, Сориано?
Şehrin en büyük iki suç baronunu yakalıyorum, neredeyse öldürülüyorum İç İşleri ve federaller suçu üzerime yıkmaya çalışıyor sen de bana çeneni kapalı tut diyorsun.
Я арестовываю двух крупнейших глав банд города, меня почти убивают, теперь ОВР и федералы пытаются повесить это на меня, а вы говорите мне держать язык за зубами.
İç İşleri Dedektifi Joseph Soriano. Engel.
ДЕТЕКТИВ, БЮРО ВНУТРЕННИХ РАССЛЕДОВАНИЙ ПРОБЛЕМА
Bana da araba çarptı, sniper'lar ateş açtı. İç İşleri ve Federaller sorgu odasında anamı ağlattı. Bu kadar benden bahsettiğimiz yeter ama.
Меня только что протаранили, подстрелил снайпер, взгрела кучка сотрудников ОВР и федералов, но что я все о себе, да о себе.
- İç İşleri dosyanızı kapatıyor.
- Да? Отдел внутренних расследований закрывает ваше дело.
Hiç iç çekmeyin.
И не вздыхайте.
Greer iç sesim olamayacak kadar meşgul mü?
Грир сегодня занят и не смог зачитать монолог?
Kimliği tespit edilemedi. İç hata oluştu.
НЕВОЗМОЖНО УСТАНОВИТЬ ЛИЧНОСТЬ ВНУТРЕННЯЯ ОШИБКА
Bir terör eylemi olduğu anlaşılırsa İç Güvenlik'e devrediyoruz.
В случае обнаружения террористического акта мы передаем дело Национальной безопасности.
Neyse ki bu ucu delik mermiler bir tek iç organlarına isabet edecek.
Хорошо, что эти экспансивные пули не заденут ничего, кроме твоих внутренних органов.
İç Güvenlik NYPD'yle birlikte ortak bir operasyon mu yürütüyor?
Нац. безопасность проводит совместные операции с полицией Нью-Йорка?
İlk ayakların çarpmasaymış iç organların betona çarpmış gibi parçalanırmış.
Если бы ты не приземлилась на ноги, ты получила бы удар такой же силы, как при падении на асфальт.
Bunlar dışınla ilgili şeyler. Peki ya iç dünyan?
Это все внешнее, а что насчет внутреннего мира?
Biraz da su iç.
И немного воды.
İç çamaşırını çıkarma.
Только трусы свои не снимай.
"İç çamaşırını çıkarma" ymış.
Сама трусы свои не снимай.
- Dua edelim de İç güvenlik onu bulsun.
Лучше, на что мы можем надеяться, — МВБ подберут его.
İç Güvenlik tüm gücüyle buraya geliyor. Geldiklerinde onlara karşı koyamayız.
МВБ в полном составе уже едет, и когда они прибудут сюда, мы не сможем их удержать.
İç Güvenlik dün buraya geldi zaten.
МВБ уже накрыли это место вчера.
Sen gelmeden önce İç Güvenlik bunu buldu.
МВБ нашло это перед вашим приездом.
Justin Kim 22 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir suça iştirak etti. Ölenlerin dördü İç Güvenlik çalışanıydı.
Джастин Ким участвовал в терракте, унесшем жизни 22 человек, включая четверых агентов внутренней безопасности.
Ben İç İşlerinde özel tim isteyip tamirhaneye gideceğim.
Я возьму штурмовую группу и проверю гаражи.
Bu bölgede hemen İç Güvenlik desteğine ihtiyacımız var.
Срочно нужна группа быстрого реагирования!
Şu halimize bak. 400 dolarlık şarabın yanında iç çekiyoruz.
Взгляните на нас, плакались в бутылки вина за $ 400.
Bin dolarlık şişeye iç çekmek ister misin?
Хотите поплакаться в бутылку за $ 1000?
İç organlar çok zarar görmüş.
Был большой риск внутреннего повреждения.
içerim 28
içeriye 37
içiniz rahat olsun 22
içiyorsun 16
için rahat olsun 32
içelim 122
içeri girebilir miyim 137
içinde ne var 103
içiyorum 28
içiyor 24
içeriye 37
içiniz rahat olsun 22
içiyorsun 16
için rahat olsun 32
içelim 122
içeri girebilir miyim 137
içinde ne var 103
içiyorum 28
içiyor 24
içten 16
içeri gir 856
içimde 57
içtim 21
içinde ne vardı 18
içerideler 28
içeri gel 1264
içine gir 16
içerdeyim 16
içeride kim var 18
içeri gir 856
içimde 57
içtim 21
içinde ne vardı 18
içerideler 28
içeri gel 1264
içine gir 16
içerdeyim 16
içeride kim var 18