Içi boş traduction Russe
250 traduction parallèle
Bir cüzdan, içi boş.
Один кошелек, пустой.
Televizyonları, sigaraları var ama kafalarının içi boş.
Да, у них есть телевизор и сигареты. Но это не значит, что у них есть все.
Sence kanunları, içi boş bu tabanca kılıfı mı sağlayacak?
Закон больше не разрешает вести дела таким образом.
Evet. Aynı yerde buluştuk, içi boş bir ağacın orda. Ben önce geldim, sonra arabacısı geçti...
Так вот встретились мы на том же самом месте у дерева с дуплом я первая пришла, а потом уж он
Sadece içi boş bir boru.
Это просто полая труба.
Göktaşının bir dış kabuğu var, içi boş.
- Есть, сэр. У астероида полый внешний корпус.
Onlar sadece illüzyon. Onlar içi boş gölgeler.
Тени без существа.
O halde gezegenin içi boş.
Тогда планета полая.
O içi boş altın halkayı, o değersiz süs eşyasını.
Этот золотой ободок, эту никчемную безделушку!
Eğer bir ev, duygulu bir atmosferden yoksunsa en az birkaç duvarı aile gelenekleriyle kaplanmamışsa o zaman o ev, her zaman içi boş bir evdir.
По крайней мере, эти стены хранят семейные традиции. Все-таки жаль, что дом стоит пустым.
Baba, bu amcanın içi boş.
Папа, этот дядя пустой.
" Bizler içi boş adamlarız.
" Мы пустые люди.
- Kulağıma içi boş gibi gelmişti.
- Дьявольская штука звучит как полая.
Chequamegon'daki şu meteorun içi boş gibi mi görünüyor?
Этот метеор, обнаруженный в Чеквамегоне, кажется, полый?
Atlanta'daki doktorlar ise bu rapora karşı çıkıyorlar. Bunun içi boş bir iddia olduğunu söylüyorlar.
Эпидемиологи из Атланты отвергают выше изложенную теорию, называя её плодом больного воображения.
Yukarıdan Kurtz'un uzun ve kuru sıfatına baktım.. Onun içi boş kafesine..
Внизу я увидел высокий худой силуэт Курца, ряд выпирающих из его боков ребер,
Sigara tabakası içi boş baş harfleri "B.P." - "B.P."?
Портсигар. Пустой. С инициалами "БП".
Sadece kesesi, içi boş.
Нет, только мешочек, где он был.
İnan olsun ki bu gece hayaller sağlam zırhlara bürünmüş, içi boş Richmond'un önderliğindeki 10.000 askerin cisminden daha çok dehşete düşürdü Richard'ın ruhunu.
Виденья ночи нынешней, клянусь, Дух Ричарда сильнее ужаснули, Чем въявь - десятитысячное войско
Karım ona bazen içi boş tatlısı yapar.
Поэтому я ему всегда немножко наливаю.
Hemen bir suç işleyeyim. Belki insanların içi boş kanunlarına düşerim. "
Скорее преступление, чтобы я рухнул в небытие, осужденный людским законом.
- Hey, bunun içi boş.
- Эй, а здесь пусто.
Oturağın içi boş.
Эта скамейка, она пустая.
Bir şişe Prozac çıkarıyor ama içi boş.
Взял баночку "Прозака", но она оказалась пустой.
Ya sana 50 sterlin veririm ya da yaşam, insanlar ve yaşadığımız içi boş ve acımasız zaman hakkında çok iyi bir hikaye anlatırım.
я могу дать тебе 50 фунтов или рассказать хорошую историю о жизни и людях в голодные бессердечные времена, в которые мы с тобой живем...
Nankör görünmek istemiyorum, ama içi boş bir zafer gibi görünüyor- - kelime oyunum için bağışlayın.
Не хочу показаться неблагодарным, но у меня чувство, будто победа ложная, извините.
Kemiklerini ve içi boş kıyafetlerini bir kenara atınca hemen biz de onu buluruz.
И когда она вышвырнет кости и обрывки одежды, тогда мы найдём её.
Onun içi boş.
Выглядит пустым.
İçi bos.
Там пусто.
Bu içi boş sözleri sarf etmeyi bir kenara bırakırsan bu sohbetin özüne dönebiliriz.
Прошу вас, не притворяйтесь, давайте перейдем к делу.
İçi boş bir tenekeyi nerede görsem tanırım. Bayan Prescott!
Возможно, вы не понимаете.
İçi boş.
Закрашены, следов нет.
Herkes çalışmayı sadece bir araç olarak görüyor. İçi boş bir toplumdan bahsediyoruz.
Весь мир говорит, что работа - это лишь средство существования.
Kahretsin, içi boş.
Черт, сигаретьi кончились.
İçi boş şeyler!
Это вздор!
İçi boş meteor olmaz ki...
Полых метеоритов в природе не бывает...
- Kafanın içi boş.
- Не переведено -
arkadaşı Evan için yaptı, ama içi hep boş.
Он построил его для своего друга Эвана, но он все время пустой.
"İçi boş olan bir tabak iyi midir?"
Трахать хорошую тарелку, но пустую... " Чёрт, я облажался.
Dur bir dakika, sıçtım. "İçi boş olan tabağa ne denir?"
Не так. "Что толку от тарелки, если на ней ничего не лежит". - И что это значит?
- İçi boş.
- Она пустая.
İçi boş.
Он пустой.
Sadece cenaze levazimatçilari içi bos kutular satarlar.
Только гробовщики продают пустые коробки.
İçi boş bir kabuk gibi.
- Опустошенный, только оболочка.
Bu yüzden tamamen çıkarıldı ve gezegenin içi tamamen boş kaldı.
Поэтому ее всю выкопали и планета стала полой внутри!
İçi boş oyuklar.
Они полые.
İçi boş, teneke göğsüm neşeyle doldu.
Моя пустая жестяная грудь наполняется теплом.
İçi boş!
- Но он пустой!
İçi boş ceset, şişko cesetler.
Безымянные... безродные толстяки!
Evet, içi tamamen boş.
Да, он пуст.
Kulaklarımdaki o içi boş boru gibi olan şey çok minikmiş.
Нельзя? Нет.
boston 388
boş ver 1464
bos ver 33
bosco 29
boşver 1072
boswell 16
boş versene 237
boşalıyorum 17
boşaltın 53
boş ver gitsin 58
boş ver 1464
bos ver 33
bosco 29
boşver 1072
boswell 16
boş versene 237
boşalıyorum 17
boşaltın 53
boş ver gitsin 58
boş ver onu 81
boşanma 45
boşalt 24
boşanmış 19
boş verin 197
boşver gitsin 85
boşandım 33
boşver onu 83
boşversene 146
boşuna 39
boşanma 45
boşalt 24
boşanmış 19
boş verin 197
boşver gitsin 85
boşandım 33
boşver onu 83
boşversene 146
boşuna 39
boşluk 39
boşver onları 24
boşver şimdi 18
bosna 26
boşverin 99
boş ver onları 18
boşandık 26
boşanmak istiyorum 45
boş mu 28
boşuna uğraşma 43
boşver onları 24
boşver şimdi 18
bosna 26
boşverin 99
boş ver onları 18
boşandık 26
boşanmak istiyorum 45
boş mu 28
boşuna uğraşma 43