English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ N ] / Nedeni yok

Nedeni yok traduction Russe

370 traduction parallèle
- Nedeni yok.
Просто так. .
- Bir nedeni yok, yalnızca önsezi.
- Нет особых причин, просто предчувствие.
Hiçbir nedeni yok.
ничто не может меня обязать.
Özel bir nedeni yok, sadece vermek isteyeceğini düşünmüştüm.
Я просто подумал, что тебе будет приятно отнести это ей.
- Nedeni yok ama ilginç geldi.
- Просто спросил из любопытсва.
- Bir nedeni yok.
Не знаю.
"Dünyanın en tatlı kızına, özel nedeni yok."
"Просто так, не считая того, что она самая милая девочка на свете."
- Bir nedeni yok ama...
- Да так... но.
Hayır, özel bir nedeni yok.
– Просто так. Безо всякой причины.
Bir nedeni yok.
Ничего... неважно.
Özel bir nedeni yok.
Да ничего особенного.
- Özel bir nedeni yok.
- Просто так
Bir nedeni yok.
Просто так.
Nedeni yok.
- Просто так.
- Burada kalmanın bir nedeni yok.
Нет смысла оставаться здесь.
Ama nedeni yokken neden her şeyi yok ediyorlar?
Но зачем разрушать без всякой на то причины?
Törless'in ansızın kaçmasının bir nedeni yok mu yani?
Однако, может вы нам как-то объясните странный побег вашего товарища Терлесса?
Özel bir nedeni yok.
Грустно видеть как все уезжают.
Ona zarar verdiğine inanması için nedeni yok.
У М-5 нет оснований опасаться вас.
- Neden gülüyorsun? - Bir nedeni yok.
Почему вы смеетесь?
Belli bir nedeni yok.
Просто так, без особого повода.
Nedeni yok.
- Чего?
Nora'nın cinayeti işlemek için bir nedeni yok anladığınızı umuyorum.
- Да, сэр. Я надеюсь, мы разобрались, что у Норы не было причин убивать этого этого журналиста?
Makul bir nedeni yok bunun. 9 dakika içinde patlamaya programlıyım.
Я запрограммирован взорваться через 9 минут.
- Nedeni yok.
- Просто так.
Nedeni yok.
Да просто так.
Bir nedeni yok.
Да просто так.
Belli bir nedeni yok.
Просто так.
Nedeni yok, öylesine.
Нет, я просто так.
Hem Marcaillou'nun kaçmasına izin vermenin bir nedeni yok.
Но это не повод все спускать Маркаю.
Bir nedeni yok. Hepsi bu.
Нет никакой причины, вот и все.
- Başka bir nedeni yok.
- И больше ничего.
Suyunu akıtmak için. Başka nedeni yok.
Чтобы стряхнуть воду.
- Bir nedeni yok.
- Почему нет?
Nedeni yok. Onlar onu istiyor ve o benim yanımda.
- Потому что я получил его, и они хотят его.
Nedeni yok.
- Да так, ничего.
- Hiçbir nedeni yok mu yani?
- У него что, нет мотива?
- Sayısı zaten nedeni. Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok diyorum. Beni duymadınız mı?
Эти факты и есть причина почему среди репортеров нет ни одного с таким синдромом?
O istatistikler bunun nedeni. Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok. Biliyor musunuz?
Эти факты и есть причина почему среди репортеров нет ни одного с таким синдромом?
Onu temizlemek için senden iyi nedeni olan kimse yok.
Ни у кого нет более веской причины убрать его, чем у тебя.
Nedeni yok.
Я не обязан.
Bir nedeni yok.
Если почему-то...
Nedeni yok, sadece konuşma olsun diye.
Просто так, чтобы поговорить.
Bir nedeni yok.
Ничего.
Galiba bunun nedeni atmosferden kaynaklanıyor. Atmosferin çok yavaş bir şekilde işleyen yıkıcı bir özelliği var. Bu yüzden pencereler yok.
Нет, я думаю, что в воздухе есть что-то, ээ что обладает слабой разрушающей способностью и поэтому нет окон, мм?
Bir nedeni yok.
Нет особых причин на то.
İsim söylemenin anlamı yok çünkü düşman muhtemelen dinliyordur, ve bana göre düşmana nereye saldıracağımızı söylemenin de bir nedeni olamaz.
Не будем также называть имена, поскольку враг может подслушивать, и по той же причине не станем говорить, куда мы будем наносить удар.
Eğer sahip olduğumuz değerler yok olmuşsa bunun nedeni temelinin sağlam olmayışıdır.
Если ценности мира уничтожены. Они оказались несостоятельными.
Nedeni yok.
Ничего.
Notun yok edilmesinin tek nedeni bu olabilir.
Ведь иначе, зачем ее уничтожать
Ullianlıların çalıştığı sürede nedeni açıklanamayan hiçbir koma vakası yok.
Никаких случаев необъяснимой комы за то время, пока юлианцы там работали.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]