Tam bir traduction Russe
20,889 traduction parallèle
Tam bir iş bitirici.
Она брыкливая.
- Kolay değildi, ama sonunda, tam bir itiraf aldık.
- Ну, это было непросто, но в итоге у нас есть полное признание.
Evet ve kanıt kutusunda da bir iz yok, -... ama tam bir test yapacağız.
Да, на коробке с вещдоками нет отпечатков, но мы проведем всевозможные анализы.
Orası tam bir muamma. Baksana, ordövrleri servis ettikten sonra... - biraz dans edebilir misin?
Послушайте, когда закончите раздавать закуски, может потанцуете немного?
Tam bir götsün.
– Невероятно. – Ты козёл.
Laflarıma alınma ama çizgide tam bir rezalet yarattın.
- У вас с лайнменами полная херня, извините за выражение.
Şu anda tam bir ifşa yapılacak en iyi şey olur.
Мне нужно как можно скорее дать отчет. Я... я согласен.
Tam bir beyefendi.
Он джентльмен.
Tam bir şok olmuştu.
Это шокировало.
Tam bir kaltaksın.
Боже, вы такая стерва.
Kendisi tam bir baş belası, Fakat zarar zaten verildi yeteri kadar bu şirkete.
Он та еще заноза в заднице, но ущерб уже был нанесен.
Tam bir dönem Barış Organizasyonunda görev yaptın.
Ты служил в Корпусе мира.
Erkek kardeşim tam bir inekti, hatırladın mı?
Мой брат был помешан на этом, помнишь?
Tam bir fiyaskoydu.
Ну, это был провал.
Eğer silah taşıyorsan Billy, sen tam bir aptalsın.
Если ты выстрелишь, Билли, то ты будешь придурком.
Tam bir trajedi.
Это трагедия.
Hassas, asi yaşına göre daha zeki ve tam bir delikanlıydı.
Он был чутким, непокорным, умным не по годам, и еще не совсем зрелым.
Tam bir kahraman.
Каков герой.
Tam bir aptal gibi görünürüm.
Я буду выглядеть абсолютной идиоткой.
Bir fanilan bir de Warby Parker gözlüğün oldu mu, tam bir hipstersın.
Не хватает только солнечных очков и треников, и будешь похож на обычного хипстера.
Kış Masalı'nda... bir kişinin etrafındakiler tarafından doğru olmadığı halde ahlaksız... değersiz ve tam bir yalancı olarak görüldüğünde... neler olabileceğini düşünmek gerektiğini hatırladık.
В "Зимней сказке", нам предложено рассмотреть, что случается с тем, когда те, кто рядом ошибочно считают, что они аморальны, недостойны или откровенные обманщики.
Bebek tam bir savaşçıydı.
Этот малыш был бойцом.
Ölü kocamdan alıntı yapıyorum : "Karma tam bir sürtüktür."
Цитируя моего покойного мужа : "Карма - это сучка".
Çünkü bence sen tam bir aptalsın.
Но только потому, что я думаю, ты глуп.
Tam bir felaketti.
Это была катастрофа.
Bu tam bir felaket değil de ne?
Разве это не полная задница?
Boston Polis Departmanı'nın Dedektif Rizzoli için tam kapsamlı bir soruşturma başlatması gereklidir.
Департамент полиции Бостона должен запустить полноценное расследование в отношении ее.
Bu, tam o adi stajyerin seveceği... türden bir şaka.
Это определенно та шутка, которая бы понравилась тому тупому стажеру.
Bu fırının, tam pişirme süresini bir türlü öğrenemedim.
Точно время приготовления пищи на этой плите, похоже, ускользает от меня.
Ancak bir sahtekarı işe aldığınıza dair kanıt var ki tam da bu sebeple Bayan Rosen ile anlaşma yapıyorsunuz.
Но есть доказательство, что вы наняли мошенника, потому и заключаете мировую с мисс Розен.
Tam da yargıç anlaşmayı onaylayacakken bir anda geldi.
Судья был готов утвердить соглашение, когда он появился из ниоткуда.
Az önce Stemple'ı tam da duvarındaki boşluğun ölçülerinde bir tabloyla ayrılırken gördüm.
Я только что видела выходящего Стэмпла... с холстом такого же размера, как пустое место на твоей стене.
Evet. Buraya dilediğim kadar sık gelemiyorum... şehir merkezinde tam zamanlı bir işte çalıştığım için.
Я не могу проводить здесь столько времени, сколько хотела бы, потому что я работаю в городе полный рабочий день.
Bir çok kez ufak felçler geçirdiğimi... ama yıllar boyunca bu ofisteki görevlerimi... tam kapasiteyle yerine getirdiğimi biliyor muydun?
А вы знаете у кого было несколько микро инсультов, а он продолжал трудиться в своём офисе на всю катушку многие годы после этого?
Bunu havadayken halledebiliriz. Bu tam olarak telsizden söylemek istediğim bir şey değil.
Не хотелось говорить об этом в открытую.
Tam bir baş belası ama haklı.
Она - задница, но права.
Bir şeyleri sarsmayı ve değiştirmeyi severim. Buraya gelirsem tam olarak bunu yapacağım.
У меня хватит духу все изменить, и если я буду здесь, то так и будет.
Alan'ın bilmeden bulaştığı bir çeşit anlaşma Ve bu da onu Triad'ın tam da hedefine koymuş oldu.
Альянс, на который по незнанию наткнулся Алан, и это подвело его под перекрестный огонь триад.
Ve belkemiğindeki sakatlığın nerede olduğuna bağlı olarak, hala tam işlevsel bir penisi olabilir.
И в зависимости от того, как он повредил позвоночник, его пенис может полностью функционировать.
Rawdon tam olarak anarşist değil, ama bir şeyleri patlatmak istiyormuş.
Родон не обязательно анархист, но он сделает что угодно, чтобы устроить взрыв.
Depoda tam gün bir işe girmiş. Hâlâ o suçluların kaldığı yerde kalıyor.
Он работает на строительном складе, а живет в реабилитационном общежитии.
Maalesef, Bay Stern şu anda Bay Melton'ın ölümünü araştıran bir soruşturmanın tam ortasındayız.
К сожалению, мистер Стёрн, мы посреди текущего расследования смерти мистера Мелтона.
Ve şu anda tam gün bir işi var.
Он нашел полноценную работу.
Bak, ben de kendimi tam olarak çözemedim bu yüzden bütün hareketlerimi bir sebebe falan bağlayamıyorum.
Послушай, я не полностью разобралась в себе, так что... не могу приписать четкую причину к каждому действию или желанию.
Kathy Kitt's Realty'deki Gilda eğer Bay Childers büyük bir ticaret zincirini temsil ediyorsa görünürlüğü yüksek ve trafik akışının bulunduğu yerde olan bu mülk için 500 bin doların üstünü çıtamız olarak belirlememiz gerektiğini düşünüyor.
Гильда из Kathy Kitt's недвижимости думает, что если мистер Чилдерс представляет какую-то крупную торговую сеть, мы можем получить... человек может получить за недвижимость в этом месте с высокой проходимостью и с плотным трафиком, около пятисот тысяч.
Tam olarak bir insan değil de daha çok bir his veya deneyim gibi.
Но скорее, она была ощущением или образом, нежели конкретным человеком.
Son zamanlarda tam olarak örnek bir nişanlı olamadım o yüzden biraz çaba gösterebileceğimi düşündüm.
Ну, в последнее время я не была лучшей невестой, поэтому я решила приложить к этому немного больше усилий.
Ben de tam başka bir adayla görüşüyordum.
Я только что проводил собеседование с другим кандидатом.
Anne bize dirilmenle ilgili güzel bir hikaye anlatıyordun. Bunca zamandır nerede olduğunu tam olarak söylemedin.
Маменька, ты рассказала удивительную историю своего воскрешения, но не упомянула, где именно ты обреталась всё это время.
Çünkü bu nükleer patlamayı durduramazsak tam kapasiteyle çalışan bir zaman sürücümüz olması iyi olur.
Точно, потому что если мы не сможем остановить бомбу, рабочий движок весьма пригодится.
Tam John'un yapacağı bir şey.
В этом весь Джон.
tam bir pislik 22
tam bir baş belası 40
tam bir felaketti 20
tam bir saçmalık 21
tam bir felaket 25
tam bir baş belasısın 32
bird 48
bira 266
birdie 58
birdy 30
tam bir baş belası 40
tam bir felaketti 20
tam bir saçmalık 21
tam bir felaket 25
tam bir baş belasısın 32
bird 48
bira 266
birdie 58
birdy 30
bırak 1242
biri 247
birşey 36
bir hafta sonra 49
birmingham 23
birkaç 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
biri 247
birşey 36
bir hafta sonra 49
birmingham 23
birkaç 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir ay sonra 33
bir şey sorabilir miyim 139
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
bir sabah 32
bir ay sonra 33
bir şey sorabilir miyim 139
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
bir sabah 32