Tanık yok traduction Russe
382 traduction parallèle
- Gayet iyi. Hiç tanık yok.
- Да, и без свидетелей.
Ne size, ne de başkasına çünkü sözlerimi doğrulayacak tanık yok.
Ни Вам, ни кому другому. У менянет свидетеля, который подтвердит мои слова.
Ortada tanık yok.
Не было никаких свидетелей.
Görmediler! Burada siyah beyaz "tanık yok" yazıyor.
Здесь черным по белому написано что свидетелей не было.
Ve ortada hiç tanık yok.
И абсолютно никаких свидетелей.
Tanık yok. Sadece zengin ve garip bir spastiğimiz var.
... никаких свидетелей, только богатый, чудной спазматик.
Hiç tanık yok.
Свидетелей нет.
Şu anda hiç tanık yok.
Полиция уже прочесывает местность. На данный момент нет никаких свидетелей...
- Tanık yok.
- Никаких свидетелей.
Derek, ne kadar kötü şeyler olabileceğini Scott'tan daha iyi biliyor bu yüzden birine zarar vereceğini bilse bile tehlikeyi hızlıca yok etme düşüncesi, daha büyük, artık kontrol edemeyeceği bir şeye dönüşmesine izin vermekten daha iyidir.
Дерек лучше Скотта понимает, как плохи дела. Поэтому для него главное устранить угрозу быстро, даже если это означает, что кто-то пострадает, и лучше уж это, чем позволить чему-то выйти из-под контроля там, где вы не сможете больше его сдерживать.
Otelde bir tek tanıdık kişi bile yok.
Ни одной знаменитости во всем отеле!
Şimdi, balistik tekniklere girme veya tanıklık etmek için uzmanları çağırmak gibi bir niyetim yok.
ј Ќј — "®", " "ќЅџ ¬" я " № ћ ≈ Ќя ¬ ƒќЋё? я не буду вдаватьс € в технические подробности баллистики, или вызывать эксперта дл € свидетельства.
Bana karşı hiç kanıtın yok ama ben savcılık için iyi bir tanık olabilirim.
Ты меня не обвинишь, а я могу стать отличным свидетелем обвинения.
Taksi param yok Bay K. Beni tanıyorsunuz.
Господин К, не каждый может себе позволить такси.
Ama bunda tanımlamayla çelişen bir durum yok çünkü kırık çok iyi kaynamış, topallamadan yürüyebilmiş.
Все равно не подходит к данному описанию, потому что он не хромал, так как все срослось идеально.
Martey'i tanıyordun ve ne yazık ki hiç tanığın yok.
Но вы знали Мартея! И что ещё для вас хуже, у вас нет никакого алиби.
- Tanık yok muydu?
И вас никто не видел?
Mahkemeye eski dostları tanık olarak çağırmak yok dostum.
И никаких вызовов в суд старых приятелей, старина.
Ne de olsa, sana karşı tanıklık yapabilecek kimse yok.
В конце концов, против тебя нет свидетелей.
Yok, bir kaç saat önce tanıştık. Benim adresimle onun Moskova adresi aynı.
Вы не волнуйтесь.
Orada yaşayan kör biz kız yok ki. Bu çevrede oturan herkesi tanırım.
Никакая слепая девушка там не живёт.
Kiralık bir ordusu olan birini tanıyorsan, mesele yok. Ama benim Kullanıcım o serseriyi kesinlikle yakalamamı istedi. Ya da buradan asla çıkamayacağım.
Если ты знаешь, где можно нанять армию, то прекрасно, но мой Пользователь сказал мне вытащить этого засранца, или мне самому никогда отсюда не выбраться.
Senin artık Michael diye bir tanıdığın yok.
Тебе больше не нужен Майкл, как талон на питание. Ты теперь свободен.
Bu defa bana göz kulak olan yaşlı kadın yok. Sahte çocuk bakıcısı kıtanın bir ucunda diğer ucuna evleri soyarak geziyor.
Бандит-няня совершил ограбления по всей территории США.
Neden, gelecekten gelen başka tarihçilerin önemli olaylara tanık olması için geri geldiklerine dair bir kayıt yok?
Почему нет никаких записей о других историках из будущего, путешествующих в прошлое чтобы засвидетельствовать важное событие?
Bu kişi tanık listesinde yok.
Этой фамилии нет в списке свидетелей.
Burada tanıdık olmayan hiçbir şey yok.
Здесь нет ничего незнакомого.
Ailenle tanışma konusunda hiçbir sıkıntım yok. - Bir noktaya kadar.
Я не против того, чтобы встретиться с твоими родителями, с одной стороны.
Ama gerçek Hristiyanlar imanlarına sımsıkı saırılarak, şeytanın uşaklarının, aile hayatı için önemli olan değerleri yok edenlerin, karanlığın ve kaosun habercilerinin, kim olduklarını tanıyabilirler.
Но истинные христиане, поддерживаемые своей верой, могут опознать этих клеветников. Приспешники дьявола! Они уничтожают все, чем ценится семейная жизнь.
Tanık olduklarımız ve raporunuzda okuduklarımızın hiçbir bilimsel dayanağı yok ve hiç de güvenilir değil. Bunun farkındasınız değil mi?
То, чему мы только что стали свидетелями, и что прочли в вашем отчете... все это не имеет научного подтверждения и просто невероятно.
Yeni bir Jane Spencer-Drebin'in doğuşuna tanık oluyorsunuz. Artık hayatını bir tek erkeğe adayan neşeli kadın yok.
Луиза, перед тобой начало новой жизни другой Джейн Спенсер-Дребин не той заботливой женушки, которая ублажала своего бревновидного мужа!
Burada onun katılımına değecek özel bir tanıdık yok.
И он здесь никого так хорошо не знает, чтобы прийти ради этого.
Tanık var mı diye soruyorsanız yok.
- Вы имеете в виду свидетелей? Нет.
Tanıdık gelen bir şey yok.
Ничего, что я мог бы распознать.
Düzen duygunuz yok ve Dax tanıdığım en insansı varlık.
У вас нет чувства порядка, а Дакс - самая гуманоидная личность, которую я знаю.
Hiç boğuşma işareti yok, yani bu her kimse, kızın tanıdığı biriydi.
Не было никаких признаков борьбы,.. ... поэтому, кто бы это ни был, она его знала.
İkimizin de tanıdığı, vampir avcısı olan kızla... -... hiç alakası yok tabi.
И это, конечно, не имеет никакого отношения к известной нам девушке, которая Истребительница вампиров?
Kusursuz kadını yanlış fikirlerle tanıtmanın 13 yaşındaki şişman bir kıza neler yapacağı hakkında hiçbir fikrin yok.
Ты не представляешь, каково это для толстой 13тилетней девочки - постоянно быть под атакой страниц с идеальными девушками!
Ve bunun için bu aileleri tanık sandalyesine oturtup, onların acılarını yeniden yaşamalarına yol açmaya gerek yok.
И поэтому нет необходимости заставлять членов этих семей, которые и так очень многое пережили, снова переживать свою боль, заставляя их свидетельствовать.
İlgisi yok mu? Tanıklık etti.
Он сделал заявление!
Onu tanık olarak siz getirdiniz ve sorunuz yok mu?
Это Ваш свидетель, и у Вас нет к нему вопросов?
- Resmi bir kıyafet tanımı yok.
Нет никакого рекомендуемого стиля одежды.
Burada tanıklık etme hakkım yok. Bu doğru.
Если я не дам показания, здесь...
Sonra beni dalmaya götürdü ve evcil hayvanı olan deniz atıyla tanıştırdı ki o şey bana, davetkâr bakışlar atıyordu ama yok artık, böyle bir şey olmayacak tabii ki.
А затем он взял меня с собой в подводное плавание и представил своему морскому коньку который стал со мной заигрывать. Умоляю вас, этому не бывать.
Açıkcası, bana gelince benim tanıdığım Ferenginar artık yok.
На деле, насколько я могу судить, Ференгинар, который я знал больше не существует.
Artık görüşmememiz gerektiğini biliyorum ve bunu kabul ediyorum ama bu şehirde tanıdığım başka kimse yok ve biriyle konuşmaya ihtiyacım var.
Я знаю, что мы больше не должны встречаться. Но я никого больше в городе не знаю, а мне нужно с кем-то поговорить.
Bir tanık daha ama farkeden birşey yok
Так что мое заявление уже не делало погоды.
Başka sorum yok. Tanık sandalyesinden kalkabilirsiniz.
Больше нет вопросов!
Şikayetçi tanık artık ifade verecek durumda değil ve iddia makamının elinde kanıt yok.
- Каждое слово. Главный свидетель более не дееспособен,... и обвинение не может взять на себя его бремя.
- Tanık var mı? - Yok.
- Есть свидетели?
Tanık koruma için hakkın yok.
Вы не имеете программы защиты свидетеля.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65