Çıkış yok traduction Russe
675 traduction parallèle
- Buradan çıkış yok.
- Выхода нет.
Faydası yok, çıkış yok.
Бесполезно, Джим. Выхода нет.
Buradan çıkış yok.
Отсюда не выбраться.
Ama çıkış yok mucize yok gerçekler yok.
Но здесь нет выхода, и чуда нет, и нет правды.
- Kuzeyde çıkış yok.
Дальше дороги нет.
Nasılsa bir çıkış yok.
Всё равно отсюда нет выхода.
Tanrım, hiç çıkış yok! İmdat!
Готовьтесь к смерти, еретики!
Buradan çıkış yok gibi.
Похоже тупик.
Buradan çıkış yok.
Выхода нет.
Bu yoldan çıkış yok, yavaş yavaş ilerleyelim.
Оттуда нет выхода, поэтому не упустите его.
Başka çıkış yok.
- Нет.
Buradan çıkış yok.
Тебе отсюда не убежать.
Oradan çıkış yok!
ОФициальный путь?
Buradan hiçbir çıkış yok!
- Отсюда не выбраться! - Мы должны подняться.
Ama olmadı. Bu lanet odadan çıkış yok muydu?
Но нет же, неужели он никогда не уйдет из этой проклятой комнаты?
Çıkış yok.
Отсюда нет выхода.
Ona çıkış vize yok.
Для него нет выездной визы.
Kendimizi kandırmaya gerek yok, biz de sıkıcıyız.
Давай признаем это, мы унылые.
Fazla dışarı çıkma şansın yok, sanırım, artık geceleri çalışıyorsun.
Наверное ты редко выходишь сейчас из-за ночной работы?
Baylar, başka bir çıkış yolu yok.
Господа, я не знаю, к кому еще обратиться.
Bir giriş Kaptan, ancak çıkışı yok.
Вход, но нет выхода.
Enkaz yoktu. İç atmosfer çıkışı yok, radyoaktivite kalıntısı yok.
Нет признаков пробоин и остатков радиоактивности.
Silahı yok. Tek bildiğim, yaratığın ortaya çıkışıyla Lazarus'un iddia ettiği yüzleşmelerin aynı anda gerçekleştiği.
Капитан, я знаю лишь то, что это явление точно совпадает с моментом, когда Лазарь вступил в схватку.
Yıkılmış kiliseler, papaz yok, rahip yok. Ve çıplak danseden çocuklar.
С разрушенными церквями, без министров, без священников... и с детьми, которые танцуют голыми.
Kılıcın yapanı ve kullananı öyle bir yaşamalıdır ki adalet, barış ve insanlık yoluna kendini yok etmeyi göze almalıdır.
Кузнец и владелец меча должны были жить так чтобы истребить в себе все преграды на пути к справедливости, дисциплине и человечности.
16-19 yaşlarında 160 sarışın ve esmer kızız. Bu şatoda herkesten uzaktayız, bir koruyanımız da yok.
B этoм зaмкe 160 блoндинoк и бpюнeтoк, вceм oт 16 дo 19... c пoлoвинoй, мы oтpeзaны oт миpa, и нac нeкoмy зaщитить.
Frankenstein parça parça edildi, yok edildi, dövüldü, parçalandı, sıkıldı ve suyu çıkarıldı.
Франкенштейн крушит их, рвёт их, режет и кромсает, салаты получает...
Gerçek şu ki bir çıkış yarası yok.
Вообще-то выходного отверстия они не нашли вообще.
Üzgünüm. Bugün çırpılmış bir bulaşık artığını temizleyecek vaktim yok.
" звини, у мен € нет времени, чтоб отмывать сковороду от этой др € ни.
Başka çıkış yolu yok.
Другого выхода здесь нет.
Nedense, Gamoray'deki üs komutanına Galactica'yı yok etmek konusunda itimat edilmesini biraz can sıkıcı buluyorum.
г идеа оти йапоиос диоийгтгс апо том цйалояез лпояеи ма паяеи ока та еусгла циа тгм йатастяожг тоу цйакайтийа, ле емовкеи.
O savaş kışkırtıcılarının, Doğulu Birlikler ile barış anlaşmamı engellemelerine... -... izin vermeye niyetim yok.
дем евы сйопо ма епитяеьы се аутоус тоус покелойапгкоус ма амайатеутоум стгм сумхгйг еиягмгс поу евы ле тгм аматокийг суллавиа.
İngiliz Gümrüğünde de bu isimle çıkış yapmış bir adamın kaydı yok.
И таможенная служба Великобритании не зарегистрировала ни одного человека с этим именем, выехавшего из Англии.
Şu kimya çok sıkıcı. Formülden başka bir şey yok.
Начка какая-то скучная - химия, одни формчлы.
Yangın çıkışı falan da yok.
- Думаете, их это остановит?
Çıkış yolun yok.
Выхода нет.
Kızıl Boğa'nın olduğu yerden başka çıkış yolu yok. Ondan sonrasını biliyorsunuz.
Теперь дорога назад закрыта, и мы можем выбраться наружу только через логово Красного Быка.
Bu defa bana göz kulak olan yaşlı kadın yok. Sahte çocuk bakıcısı kıtanın bir ucunda diğer ucuna evleri soyarak geziyor.
Бандит-няня совершил ограбления по всей территории США.
Batı kanadında, kesinlikle... ilgi çekici bir şey yok. Tozlu, renksiz, çok sıkıcı.
Ничего интересного в западном крыле, скучно и пыльно.
Sen bir çıkmaz sokaktasın Ve hiçbir çıkış yolu yok.
Ты загнан в тупик и не выберешься из него больше.
Buradan çıkış için bir yol yok mu? Bir kaçış yolu var mı?
Oтcюдa ecть кaкoй-тo выxoд?
Prometheus`un felaketi, marshmallowların kızartıcısı ölülerin yok edicisi.
Как Прометей поджариватель пастилы, уничтожитель дров.
Buradan hiçbir çıkış yolu yok Richard!
Отсюда нет выхода, Ричард!
Başka hiç bir çıkış noktası yok.
Выхода нет.
Senin her zaman sıkıcı ve aptal biri olduğunu düşünmüştüm ama işlevlerin vardı, ve şimdi hiç yok.
Я всегда думал, что ты зануда... И осел... Но ты мне был полезен, а теперь уже нет.
Utandırıcı olayları kısıtlayan bir yasa yok mu?
Нельзя вот так вводить людей в замешательство.
Şu ses yaklaşıyor ve hiç bir çıkış yolu yok mu?
С этим приближающимся звуком? И отсюда нет никакого выхода?
Can sıkıcı olduğunu söylememe gerek yok.
Разумеется, это было довольно досадно.
Tanis kanyonunun çıkışı yok.
Из каньона Танис нет выхода.
Hiç bir çıkış yolu yok.
Мы не можем выбраться.
Çıkış yolu yok.
Выхода нет.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65