A day tradutor Turco
72,202 parallel translation
That's like 80 bucks a day.
Günde 80 dolar gibi bir şey.
Well... if she calls me Paplu even once in a day it fills me up with the energy for a lifetime.
Günde bir kere bile bana Paplu diye seslense beni bir ömür boyu enerjiyle dolduruyor.
Brother's in Mumbai for a day, with the entire family to give me a surprise.
Abim bir gün için tüm ailesiyle Mumbai'ye bana sürpriz yapmaya geldi.
I know it's been a hell of a day for you, Suzanne.
Çok zor bir gün geçirdiğini biliyorum Suzanne.
- relocated once a day. - You're a financial advisor.
Sürekli taşınırlardı.
You can stay as long as you like... a day, a week, whatever.
İstediğin kadar kalabilirsin... Bir gün, bir hafta, ne kadar olursa.
But that world will not be built in a day.
Ama o dünya bir günde kurulmayacak.
There will come a day when you'll be faced with a decision.
Karar vermen gereken bir gün gelecek.
- Oh, God, what a day.
- Tanrım, ne gündü ama.
Uh, well, uh, you know, as much as we'd love to, uh, wake up and drive all the way back out here tomorrow and just do everything we did today, um, we... we actually kind of had a bit of a day planned in the city, so...
Yarın sabah uyanıp bunca yolu tekrar gelip bugün yaptıklarımızın aynısını yapmayı her ne kadar çok istesek de şehirde önceden planladığımız bir gün geçireceğiz.
7.5 milligrams six times a day.
Günde altı kez 7,5 miligram.
- Two a day for ten days.
On gün boyunca günde iki tane.
And, if he can just stay here for a day or two,
Kendini daha iyi hissedeceğini biliyorum.
It-it shattered in-in three places, and all they did was give me Vicodin, and if I take ten a day, I can deal with it mainly, but, um...
Üç taraftan kırılmış. başa çıkabiliyorum ama...
You're taking ten Vicodin a day?
Günde on Vicodin mi alıyorsun?
Me? I-I'd kill just to live that life for a day.
Ben, ben böyle bir hayata sahip olmak için canımı verirdim.
Here. Your father and I figured that you needed an upgrade from the bike in case you want to go somewhere on a rainy day.
Yağmurlu bir günde bir yerlere gitmek istersin diye motosikletten daha iyi bir şey lazım diye düşündük.
- Have a nice day, Ida.
- İyi günler, Ida.
One day he's a college professor. Then he retires.
Üniversitede profesörken emekli oldu.
I was fortunate enough to find Nolan, which led me to a role in the Greatest Day.
Bana Büyük Gün içinde bir yer veren Nolan'ı bulacak kadar talihliydim.
Make it a great day, everyone.
Herkese iyi günler.
She's taking a mental-health day.
Mazeret izni kullandı.
I was informed that you had taken a mental-health day.
Mazeret izni aldığını söylediler.
I mean, it was a good day.
Güzel bir gün geçiriyoruz.
I heard it chugging a little the other day, and I wanted to diagnose the problem.
Geçen gün teklediğini duydum, ve sorunu tespit etmek istedim.
Have a good day.
İyi günler.
Lindsay says working to prepare for the Greatest Day is what makes you a good person.
Lindsay, "Büyük Gün" e hazırlık için çabalamak, seni iyi biri yapar diyor.
Have a great day.
İyi günler.
And one day... he sent a letter to Charu through me.
Ve bir gün, benim aracılığımla Charu'ya bir mektup gönderdi.
We'll adopt a boy for one day.
Sırf bir günlüğüne erkek evlat edineceğiz.
Oh, it's been quite a long day.
Uzun bir gün oldu.
Mrs Clark said she heard a car pull up outside the house in the early hours on the day we found Barry Finch.
Bayan Clark Barry Finch'i bulduğumuz gün erken saatlerde evden çıkan biri araba sesi.. .. duyduğunu söylemişti.
Ironically, it was a slow day.
Ne gariptir ki sakin bir gündü.
Have a nice day.
İyi günler.
One day, you're gonna work for a living and you're not gonna like people with hands in your pockets.
Charlotte, günün birinde kendi paranı kazanınca anlarsın.
If you were my man, working all day so I could stay at home... which, uh let's face it... it was a bitch when they were little, but... but now they're both teens and in school all day.
Benim erkeğim olsaydın, evde oturmam için tüm gün çalışsaydın ki doğruya doğru küçükken baş belası oluyorlar ama şimdi ikisi de ergenlik çağında ve sürekli okuldalar.
Have a nice day.
İyi eğlenceler.
I had a truly crazy day.
Gerçekten çok çılgın bir gün geçirdim.
So I hope you'll forgive me if on the only day of his life that he's ever wanted to stay with me and have a coffee... I choose to go out.
Yani umarım benimle evde kalıp bir kahve içmek istediğin tek günde dışarı çıkmamı umarım affedersin.
It's a dark day for our club.
Kulübümüz için kara bir gün.
I will pass my recommendations along to the family court, and a judge will make a ruling by end of day Monday.
Aile mahkemesine tavsiyelerimi ileteceğim ve bir yargıç pazartesi gün sonuna kadar bir karar verecektir.
This is a special day.
Bu özel bir gündür.
Thank you. Have a good day.
Teşekkürler, İyi günler dilerim.
We have a big day ahead of us.
Önümüzde koca bir gün var.
Lindsey says you have to believe in the greatest day to be a part of it.
Lindsey dedi ki, onun bir parçası olmak için... "Büyük Gün" e inanmalısın.
It's been turned off all day, and there was a meeting today at Martin's school, and it was an important meeting, and he didn't show up, so I'm just...
... Martin'in okulunda bir toplantı yapıldı çok önemli bir toplantıydı ve o da gelmedi, bu yüzden ben sadece... Bütün gün kapalıydı ve bugün... ... Ben...
Heard you had a big day yesterday, Bailey.
Dünün büyük bir gün olduğunu... duymuştum Bayan Bailey.
I'm just having a really weird day.
Sadece tuhaf bir gün geçiriyorum.
No, look, I had a... a really significant day.
Hayır, bak, çok önemli bir gün geçirdim.
Adam, do you want to live in a cold, cramped cage day after day, or use your God given gifts to make someone smile?
Adam, günlerini bu soğuk ve boğucu yerde geçirmek mi istersin yoksa birini gülümsetmek için Tanrı vergisi yeteneğini kullanmak mı?
I never thought walking would be the marker for a good day.
Yürümenin iyi bir günün işareti sayılabileceği hiç aklıma gelmezdi.
a day or two 28
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97