All this stuff tradutor Turco
3,882 parallel translation
What do you use all this stuff for?
Bütün bu şeyleri ne için kullandın?
Still... all this stuff.
Yine de... bütün bu eşyalar.
Looking at all this stuff, renouncing the devil's going to be pretty tough.
Tüm bu şeylere baksana şeytanı terk etmek çok zor olabilir.
Can we take all this stuff off?
- Şunları çıkarsak olur mu?
Okay, now, she's asking what we are supposed to do with all this stuff.
Tamam, şimdi, diyor ki bütün bunlarla ne yapmamız gerekiyormuş?
I thought we'd do all this stuff together, buying toys and gender-neutral toothbrushes.
Bütün bu işleri beraber yaparız diye düşünmüştüm, Oyuncaklar ve de cinsiyetsiz diş fırçaları alırız demiştim.
And we have to sneak all this stuff out.
Aldıklarımızı gizlice çıkarmalıyız.
All this stuff I was taught about evolution and big bang theory and all that is lies straight from the pit of hell.
Evrim ve büyük patlama kuramıyla ilgili öğrendiğim her şey direkt cehennem çukurundan çıkma yalanlardır.
Well, what do I do with all this stuff?
Peki, bütün bu malzeme ile ne yapacağız?
Who the heck tells you all this stuff anyways?
Bu tür şeyleri sana kim söylüyor?
All this stuff, I can do it with a look.
Bütün bunları tek bir bakışla hallederim ben.
Look at all this stuff in here.
Şuradaki malzemelere bak.
Wow. All this stuff.
Neler var ya.
So all this stuff she's been saying about being a crucial part of the military rescue is a lie.
Yani, bütün bu söyledikleri askeri operasyonda önemli bir rolü olması falan yalan mıydı.
And Dylan filled your head with all this stuff, right?
Dylan, kafanı bu saçmalıklarla doldurdu.
Like with all this stuff?
O kadar olay yaşandıktan sonra?
Just... where did you get all this stuff?
Nereden buldunuz peki bütün bu şeyleri?
How about I take all this stuff off your hands?
Bütün bunları benim almama ne dersiniz?
I'll be back tonight with my associates to get all this stuff, and if you don't like it, let me remind you.
Bu gece ortaklarımla bunları almak için geri döneceğim. Ama bu hoşunuza gitmezse size şunu hatırlatıyım :
What is all this stuff?
Bütün bunlar ne yahu?
Where do you want us to put all this stuff?
Tüm bu eşyaları nereye koymamızı istersiniz?
She's selling all this stuff.
Hepsini satıyor.
It's because she's afraid of all this stuff.
Hayır, tüm bunlardan korktuğu için.
Alright, I'm gonna sell all this stuff.
Hepsini satacağım bunların.
Guess that explains all this stuff.
Bu tüm eşyaları açıklıyor.
So then that stuff's all going on with this Sitwell company.
Sonra Sitwell Şirketi ile ilgili bir dünya şey oldu.
Check out all this free stuff.
Bütün bu beleş şeylere bak.
Penny... we don't need all this other stuff.
Penny bizim bütün bunlara ihtiyacımız yok.
Well, you know, I guess seeing you like this and all... It kinda scares the hell out of me, so... I wanna make sure you're all right... you're doing your program, going to your meetings, stuff like that.
Seni böyle görmek beni çok korkutuyor ben de iyi olduğundan programına uyduğundan, toplantılarına gittiğinden emin olmak istedim.
Doug, we've all done stuff like this.
Doug, hepimiz böyle şeyler yaptık.
Ass... all this different type of stuff.
Yapmam gereken bir sürü şey var.
Or, "What's all this glittery sparkly stuff on your pants?"
Evet ya da "Donundaki o ışıl ışıl parlak şeyler de ne?"
Imagine all the money you could save if you didn't have to pay for this expensive stuff.
Bu pahalı şeylere ödeme yapmak zorunda olmasaydın epey bir parayı kurtarabileceğini bir düşün.
This is not what I was expecting from you, given all the... stuff people say about you.
İnsanların sizin hakkınızda söylediği şeylerden sonra Benim sizden beklediğim şey aslında bu değildi,
We found a bunch of mail with this address on it in an old storage unit and we're trying to find out who it belongs to so we can return all their stuff.
Eski depo satışındaki postalarda buranın adresini bulduk ve iade etmek için bu eşyaların kime ait olduğunu bulmaya çalışıyoruz.
You know, all this body conscious stuff is super unappealing.
Biliyor musun, tüm bu vücut çalışma işleri hiç çekici değil.
I mean if you edited out all the boring parts, you know, like this stuff, where we're all just sitting around talking in the car.
Yani, eğer sıkıcı kısımlarını çıkarırsan. Mesela bunun gibi hepimiz sadece oturmuş, arabanın içinde konuşuyoruz.
See all this, like, old stuff. - I know.
- Hani şu Jim ile benim...
So how, uh - - how'd you fall into all this sports stuff?
- Bu spor işine nasıl başladın?
Anyway, that's when I realized I need this kind of stuff to happen all the time.
Her neyse, o zaman anladım ki hayatımda böyle şeyler olmasını seviyorum.
Yo, this is going to be the meeting spot. All you got to do is go in there, grab the stuff, and be out.
Tek yapman gereken içeri girmek malı alıp, dışarı çıkmak.
( Laughs ) Check out all this cool stuff Brandon sent us to sell.
Brandon'un bize satalım diye gönderdiği şu güzel şeylere baksana.
All right, nobody touches this stuff until the forensics and lab boys get here.
Pekala, kimse eşyalara adli tıp gelene kadar dokunmayacak.
Look at all your stuff... your records, your baseball cards! All this shit's ruined.
Şunlara bak, plakların beyzbol kartların, hepsi mahvolmuş.
[Sighs] You know, all of this stuff I bought was for you guys.
Tüm bunları sizin için aldım.
All of this stuff! All of it!
Bütün hepsini, hepsini.
Well, through all this Janie stuff, I kept thinking, you know, if I could just get a win, then I would be magically back in check.
- Bu Janie olayından sonra düşünüp duruyorum, acaba bir zafer elde edersem mucizevi bir şekilde eski hâlime dönerim sanıyordum.
All right, let's get this stuff with the boxes of supplies we're sending back with them.
Tamam, yanlarında yollayacağımız şu malzeme çantalarının içlerini dolduralım.
Look at all this stuff.
Şunlara bakın.
I pushed a boy behind your car so I could do all this harmonica stuff.
Mızıka çalabileyim diye bir çocuğu arabanın arkasına ittim.
Really, all of this stuff looks like it's been down there a couple of weeks except for this thing right here.
Cidden, bunların hepsi birkaç haftadır oradaymış gibi görünüyor şu şey hariç.
all this time 373
all this 330
this stuff 50
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
all this 330
this stuff 50
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
all the world's a stage 17
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all things are possible 16
all the time 1146
all the way down 60
all the way back 32
all these years 280
all things considered 154
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all things are possible 16
all the time 1146
all the way down 60
all the way back 32
all these years 280
all things considered 154