And be honest tradutor Turco
1,851 parallel translation
I just wanted to come forward and be honest.
Buraya gelip dürüst olmak istedim.
Let's be honest, we need you and you need us.
Size ihtiyacımız var, sizin de bize.
And to be honest, the only such Studs'll ever have. Stop talk to me or hang up.
Kes şuun
Just... Be open and honest with her.
Sadece ona karşı açık ve dürüst ol.
And let's be honest, arj.
Dürüst ol, arj.
And to be honest, when I first met Karen,
Evet bunu yapıyorum.
Okay, I need to ask you guys something, and I need you to be totally honest with me.
Sizler bir sorum olacak kızlar ama dürüstçe cevap vereceksiniz.
To be honest, I was talking about you and your tendency to be critical. And how frustrating it is to have my feelings invalidated whenever I bring up something you don't like.
Dürüst olmak gerekirse senden senin eleştirme eğiliminden ve hoşlanmadığın bir konuda, benim duygularımı değersiz kılmanın çok sinir bozucu olduğundan bahsediyorduk.
To be honest with you, I just separated from my wife and I'm not sure if I'm at the "have coffee" stage yet.
Dürüst olmak gerekirse, yakın zaman önce karımdan ayrıldım ve "kahve içmek" aşamasında olup olmadığımdan emin değilim.
For me, as jaded as I should be, it's still hard for me to believe there's people like this out there, and to be honest with you, man,
Benim için olması gereken bu Bu insanlar dürüst insanlardı
You know the really important stuff kids should just be honest with their parents no matter the consequences - and did I really just say that?
Aslına bakarsan sonuçları ne olursa olsun çocuklar ailelerine karşı dürüst olmalı. Bunu gerçekten söyledim mi?
And I'm sure that when sweet baby Jesus was there, sucking on her teet... not... nursing is what I mean, but, I mean, let's be honest.
- Enfes! - Çok sevdin değil mi? - Kesinlikle.
And let's be honest, we all know where the baby comes out.
Ve dürüst olmak gerekirse, hepimiz bebeğin nereden çıktığını biliyoruz.
From now on, I will be open and honest with you and you'll do the same with me.
Şu andan itibaren, sana karşı açık ve dürüst olacağım, sen de aynı şekilde bana olacaksın.
And if you're gonna wear this, then we need to be honest with each other.
Bunu takacaksan birbirimize karşı dürüst olmalıyız.
You've got two choices, either be honest and face the medical consequences, or lie and face the personal consequences.
Dürüst olup tıbbi sonuçlarına katlan ya da yalan söyleyip şahsi sonuçlarına katlan.
Be honest, and then, whatever happens, happens.
dürüst ol, sonra.. bilirsin her ne olacaksa olsun.
Mom, there's something that I need to ask you, and I... I want you to be honest with me.
Anne sana sormam gereken bir şey var ama dürüst olmalısın.
We're both committed and we've promised we're going to be honest from now on.
İkimiz de kararlıyız ve bundan böyle birbirimize karşı dürüst olmaya söz verdik.
To be honest, I forgot about your birthday and I thought this was a good compromise.
Açıkçası doğum gününü unutmuştum ve bunun da iyi bir anlaşma olacağını düşündüm.
And let's be honest.
Hem dürüst olalım.
You only think you've figured out our dirty little secret, but you don't know us at all, and to be honest,
Küçük kirli sırrımızın ne olduğunu anladığını sanıyor olabilirsin ama bizi hiç mi hiç tanımıyorsun.
To be brutally honest- - and I don't want this getting out...
Bunun duyulmasını istemiyorum...
Well, and to be totally honest, I've heard, uh, rumors about this place.
Ve dürüst olmak gerekirse burası hakkında söylentiler duymuştum.
If my boss finds out I'm here, I'll be gone tomorrow, but I know there is something else going on, and I just need someone to be honest with me.
Eğer patronum burada olduğumu öğrenirse yarın beni kapıya koyarlar, ama başka bir şeylerin olduğunu biliyorum ve tek ihtiyacım olan birisinin bana karşı dürüst olması.
All these trees, nice buildings and that, but that would make me go, "I want to move," to be honest.
Bütün bu ağaçlar, güzel yapılar, ama bu benim "Gitmek istiyorum." dememe sebep oluyor.
To be honest, I was just primarily mounting this comeback to eventually get back a girl I lost and now it seems that that girl has moved on.
Doğrusu, başta bu geri dönüşümle kaybettiğim bir kızı tekrar kazanabileceğimi sanıyordum. Ama anlaşılan kız gitmiş bile.
And, to be honest, so did I.
Dürüst olmak gerekirse gerçekten de öyle.
And I'll be honest, I take any allegation of racism
- Ve dürüst olacağım, herhangi bir ırk ayrımı yapıldığında,
I know, and to be honest, I'm not even upset that you slept with Serge the time we broke up.
Biliyorum, doğrusu ayrıldığımızda Serge ile yattın diye hiç üzülmedim.
If you have, be honest with God, and confess.
Tanrı'ya dürüst olup, her şeyi itiraf etmelisin.
This is hard to say, but it's down to the wire, And I have to be honest with you.
Bunu söylemesi zor ama son ana kadar çalışmalıyız ve sana karşı dürüst olacağım.
This must be the 20th message I've left, and to be honest,
Bu bıraktığım 20'inci mesaj olmalı ve dürüst olmak gerekirse...
And to be honest with you, I actually didn't see anything.
Dürüst olucam ben bişey görmedim
She should be out there having fun all day like any other twenty-four some, but she's is so honest and down to earth, unlike other kids, hyung.
Yaşıtları gibi tüm gününü dışarıda eğlenerek geçirse de şimdiki gençlerin aksine çok dürüst, makul biridir, hyung.
And to be honest, yesterday... we had a rehearsal, too.
Ve dün prova vardı.
And secondly, what? Be honest and have principles, is that so wrong?
İkinci olarak da, dürüst olmak ve prensip sahibi olmak yanlış mı?
Be honest and spill everything.
Dürüst ol da her şeyi anlat.
Now tonight, the role of Miss Mary Lincoln will be played by Miss Married Milk Malden, and good ol'honest Abe, well, that'll be you, D. W. Griffith.
Giy bakalım şunu
And to be honest, it had kind of almost got to that before anyway.
O dönemde eş değiştirme... etrafta çok yaygındı.
How about you and I be honest about what each of us want out of this?
Sen de ben de, bunun disinda ne istedigimiz hakkinda durust olalim mi?
You've goth be honest with yourself and everybody about what you want.
Aklındakini gerçekleştirmek için kendine ve herkese karşı dürüst olmalısın. Eğer götcüysen, dürüst olmalısın.
What you do is you manipulate, you do this and you do that and then you so ashamed and afraid that when I ask you to be honest with me, you can't.
Yaptigin sey resmen, insanlari manipule etmek sonrada utanip korkmak ve ne zaman bana karsi dürüst olmani istesem bunu yapamiyorsun.
Say my request's unjust and spurn me back, but if it be not so thou art not honest and the gods will plague thee, that thou restrains from me the duty which to a mother's part belongs.
Ve bir evladın anasına olan ödev borcunu benden esirgediğin için Tanrılar asla rahat bırakmaz seni.
Be honest and tell them what happened.
Dürüst ol ve onlara neler olduğunu anlat.
Please, please, tell me, and do be honest, whoever you are, that you're not actually so stupid that you're trying to rob us, are you?
Lütfen söyle bana, ve dürüst olmak gerekirse her kimsen, gerçekten bizi soymaya çalışacak kadar aptal olamazsın, değil mi?
To be honest : with your salary, and your wife unemployed, it's impossible to give you a mortgage
Açıkçası ; bu maaşınızla ve eşinizin işsiz olmasından dolayı, size kredi verilmesi imkânsız.
And the second thing, more seriously, and now I'm being serious, if we really have to define our profession, accurately describe the nature of what we do, the "essence" of this vast entity that takes over every second of our professional lives, and, to be honest, our private lives, our aspirations, our social relations, our dreams...
Ve ikincisi ama daha önemlisi ve şimdi ciddileşiyorum gerçekten mesleğimizi tanımlamamız ve yaptığımız işin doğasını doğru olarak açıklamamız gerekirse profesyonel hayatlarımızın her saniyesini işgal eden dürüst olmak gerekirse özel hayatlarımızı özlemlerimizi, ilişkilerimizi, hayallerimizi de işgal eden bu devasa varlığın özünü açıklamamız gerekirse...
And you have to be totally honest with me. Sure.
Ama bana karşı dürüst olmak zorundasın.
And if not, be honest.
Ve eğer istemiyorsan, dürüst ol.
To be honest I feel absolutely nothing for you, and I like it that way.
Dürüst ol Senin için hiçbirşey hissetmiyorum, ve bu hoşuma gidiyor.
and beyond 30
and besides 937
and better 23
and ben 22
and beyond that 27
and before you know it 100
and before i forget 16
and besides that 26
and before you ask 32
and behold 28
and besides 937
and better 23
and ben 22
and beyond that 27
and before you know it 100
and before i forget 16
and besides that 26
and before you ask 32
and behold 28
and before i knew it 33
and be careful 102
and believe it or not 60
and believe me 430
and before you say anything 16
and beautiful 58
and best of all 60
and before that 137
and between you and me 27
and before long 18
and be careful 102
and believe it or not 60
and believe me 430
and before you say anything 16
and beautiful 58
and best of all 60
and before that 137
and between you and me 27
and before long 18
and before 37
and because of that 104
and because 35
and because of you 25
and begin 19
and beer 21
and be happy 17
be honest with me 83
be honest 391
and because of that 104
and because 35
and because of you 25
and begin 19
and beer 21
and be happy 17
be honest with me 83
be honest 391