And finally tradutor Turco
9,316 parallel translation
And finally... David, who we lost earlier this year.
Son olarak da bu sene içinde kaybettiğimiz David.
And finally this week, the story that has stirred so much controversy is put to rest.
Ve nihayet bu hafta, çok tartışmalara yol açan... bu hikaye gündeme geldi.
And then we will give it to Vince, and finally we can build a new Barn.
Sonra onu Vince'e vereceğiz ve sonunda yeni bir ahır inşa edebileceğiz.
And finally, Maggie Lin.
... ve son olarak Maggie Lin.
And finally, control.
Son olarak da kontrol edebildiğim için.
And finally you are fighting back, waging war against the puritans.
Ve nihayet geri mücadele ediyoruz, Püritenlerin karşı savaş yürütmekle.
And finally, today is results day for students up and down the country.
Ve nihayet, bugün ülke çapında öğrencilerin sınav sonuçları açıklandı.
And finally, when Rodney gets up, he's shouting, I'm gonna bleep you up, old man. "
Rodney kalkınca bağırmaya başladı "Seni mahvedeceğim ihtiyar" falan demeye başladı.
And finally, we come to Dustin Chambers.
Ve sonunda, Dusti Chambers'a geliyoruz.
And finally, surveillance.
Son olarak takip.
I was on my way to Quantico and I'm finally back on that path.
Quantico'ya gidecektim, ve sonunda o yola geri döndüm.
I kept sketching it over and over and then finally had it done.
Defalarca taslağını çıkardım ve sonunda ortaya bu çıktı.
Now the world will finally understand the difference between a so-called freedom fighter and a bloody terrorist.
Dünya nihayet sözde bir özgürlük savaşçısıyla kanlı bir terörist arasındaki farkı anlayacak.
And when you finally speak for the first time in, what was it, a year, you shout Jill's name to your husband, the same guy these people made you divorce.
Ve sonra ilk kez bu konu hakkında konuştuğunda ne kadar olmuştu, bir yıl, kocana Jill'in adını haykırdın, aynı kişiler senin boşanmanı sağlamışlardı.
And if you do, then I believe that two cities in the cradle might finally find their way into an alliance.
Başarırsan, gemideki iki şehrin birlik içinde kendi yollarını bulacağına inanırım.
I'm unqualified to be in my position, but I worked my ass off, and I thought I was finally being rewarded.
Benim durumumdaki biri için niteliksiz sayılmam, ama benim gibi çalışanların, sonunda ödüllendirileceğini düşünüyorum.
Finally get some alone time with carolyn tyler, And the korean war breaks out.
Ama Kore Savaşı patlak veriyor.
And I'm just really glad that we're finally doing this.
Nihayet evlenmemize çok seviniyorum.
Hey, um... so, I was, I was on the top of this mountain, and I finally got cell reception and there were, like, 20 voice mails from...
Selam ben, ben dağın zirvesindeydim, ve sonunda telefonun sinyali geldi ve, neredeyse, 20 tane sesli mesaj gelmişti...
You finally wanna see me after ten years, and it's to tell me to get as far away from you as possible?
10 yılın sonunda görmek istiyorsun, ve bütün bunlar bana açabildiğim kadar uzaklara yelken açmamı söylemen için miydi?
And I finally found her, on our roof.
Sonunda da çatıya çıkmış buldum.
... one night, finally, the buzzer didn't go off and so I fell asleep.
Bir gün artık ses kesilince sonunda uyuyabildim.
And then mom finally accepted me as her daughter and I thought I was gonna get to go home but she took me back to Radley as Charlotte. Wait, so Charles is CeCe but CeCe is Charlotte?
300 00 : 18 : 09,600 - - 00 : 18 : 11,535 Bekle, Charles CeCe ama CeCe Charlotte?
And I finally know what it should be.
Ne olacağını da buldum.
Anyway, I really like my instructor. And after what happened with Lindsay, I think I'm finally ready to let love into my life again.
Neyse, eğitmenimi seviyorum ve Lindsay'le olanlardan sonra nihayet aşkı tekrar hayatıma sokmaya hazır gibiyim.
Until then, we will continue to provide emergency medical care in Ma'an. Finally, to the victims of this terrible tragedy and to their families, our hearts and prayers are with you during this dark time of our nation.
O zamana kadar bu korkunç trajedinin kurbanlarına ve ailelerine Ma'an'da acil tıbbi bakım sağlamaya devam edeceğiz.
I'm finally ready to fly, and he's like a giant weight tying me down.
Sonunda uçmaya hazırım ama o beni aşağı çeken kocaman bir ağırlık sanki.
! I finally give you a shot, and you abandon me in a movie theater?
Sonunda sana bir şans veriyorum ve sen beni sinemada terk mi ediyorsun?
I do believe the worst may be past and this pox may finally be dying down.
En kötüsünün geçtiğine ve salgının... artık durduğuna inanıyorum.
That's it. And this can all finally... be over.
Ve sonunda hepsi bitebilir.
Three years of bad pictures, and it took me till senior year to finally make sure I got a good one.
Üç yıldır kötü resimler çekildi ve sonunda son sınıfta güzel olduğuna eminim.
Finally. All right, hurry up and get it.
Sonunda açtık, acelet et ve al şunu.
I have finally found my place, and it's at this hospital doing this job with these people.
Sonunda kendimi ait hissettiğim yeri buldum. Bu hastanede, bu insanlarla bu işi yapmak istiyorum.
And now Mer is... i-i-is home, and I finally feel like things are back.
Sonunda Mer eve döndü. Her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu hissediyorum.
But alas, I have no way of knowing the exact depth and degree of her emotion when she finally hears the news that she's received it.
Lakin onun bu ödülü aldığı haberini duyduğunda hissedeceği duygunun yoğunluğunu veya derecesini bilmeme imkan yok.
For five years I have been my husband's straightjacket, and he's finally slipped out of it.
Beş yıl boyunca kocamın deli gömleği oldum ben. En sonunda gömlekten kaçmayı başardı.
So, Chlo finally meets a nice guy and he thinks he's Johnny Knoxville.
Sonunda iyi bir çocukla tanıştın. Ve o Johnny Knoxville olduğunu sanıyor.
And, finally, one day I asked him what it was about.
Sonunda ona bunları sordum.
When you've killed all the bad guys, and when it's all perfect and just and fair, when you have finally got it exactly the way you want it, what are you gonna do with the people like you?
Bütün kötü adamları öldürdüğünde ve her şey mükemmel adil ve eşitken, sonunda her şey istediğin gibi olduğunda senin gibi insanlara ne yapacaksın?
And when our last founder finally mercifully passed to Heaven, one can only imagine how she and that corpse-botherer, Dr. Wainwright, disposed of the body.
Ve nihayet son kurucumuz merhametle Cennet'e göçtüğünde O ve ceset musallatı Dr. Wainwright'ın kurucumuzun bedenini nasıl kullandıkları yalnız hayal edilebilir.
I tried for years to get her to visit me, and she finally agreed to see me.
Beni ziyarete gelmesi için yıllarca çabaladım, ve sonunda beni görmeyi kabul etti.
I finally pieced together the rest of the skull and found perimortem abrasions on the occipital.
Kafatasının kalan kısmını da birleştirdim ve oksipitalde ölüm anında oluşmuş aşınmalar buldum.
I am the son she left behind, the one he trapped here with him... .. until finally..... after years of searching... .. his father's debt to me will be paid, his soul released..... and I will go home.
Arkasında bıraktığı oğluyum, onunla burada kapana kısılan biri en sonuna kadar yıllarca süren aramanın sonunda babasının bana ödeyeceği borcu var, ruhu serbest bırakıldı ve eve gideceğim.
So I finally built this life for myself with all of you amazing people and I don't want to risk losing that.
Nihayet böyle bir hayat kurdum. Harika insanlarla birlikteyim ve bunu kaybetme riskini almak istemiyorum.
Finally, I had to go to that pet store, Le Petit Puppy, and pretend I was shopping for a puppy for 30 minutes until he finally went away.
En sonunda peşimi bırakana kadar 30 dakika boyunca evcil hayvan dükkanı Le Petit Puppy'de alışveriş numarası yaptım.
And nine times out of ten, when they finally make that call and admit their fear that their husband, or son, or lover is capable of murder...
Ve onda dokuzu. Sonunda o aramayı yapacak. Ve kendi kocalarının, oğullarının veya sevgililerinin cinayete kurban gidebileceği korkusunu kabul ederler.
Yeah, so why don't you show me the book, and we'll finally end this.
O zaman neden bana kitabı göstermiyorsun ve tüm bunları sonlandırmıyoruz?
Your home world will finally pay for your impudence and be destroyed!
Gezegeniniz nihayet saygısızlığınızın bedelini ödeyecek ve yok edilecek.
I wanted the bomb to be found so that people would finally wake up on both sides and start talking to each other.
Bombanın bulunmasını istedim böylece iki taraftan da insanlar sonunda uyanacak ve birbirleriyle konuşmaya başlayacaklardı.
And I can't wait to see the look on her face when I finally introduce her to somebody old enough to vote.
Nihayet oy verebilecek birisiyle tanıştırdığımda yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum.
And then, the day was finally here...
Ve nihayet en sonunda...
finally 3869
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and fyi 64
and fuck you 55
and for all i know 16
and friends 41
and fourth 18
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and fyi 64
and fuck you 55
and for all i know 16
and friends 41
and fourth 18
and for once 56
and father 32
and for some reason 87
and for whatever reason 27
and for good reason 43
and forsaking all others 18
and for the record 267
and from now on 89
and for dessert 24
and for the first time in my life 26
and father 32
and for some reason 87
and for whatever reason 27
and for good reason 43
and forsaking all others 18
and for the record 267
and from now on 89
and for dessert 24
and for the first time in my life 26
and for god's sake 35
and fast 161
and fire 35
and forgive me 21
and furthermore 69
and funny 55
and for me 98
and for the first time 59
and for that 299
and frankly 308
and fast 161
and fire 35
and forgive me 21
and furthermore 69
and funny 55
and for me 98
and for the first time 59
and for that 299
and frankly 308