English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / And for us

And for us tradutor Turco

13,205 parallel translation
Would you speak to your boss and see what you can swing for us?
Patronunu arayıp bize izin çıkarmaya çalışır mısın?
And, of course, the whole world, including the office of the US Attorney for the Southern District, and the Attorney General, would see it, too.
Ve elbette, tüm dünyayla birlikte Batı Bölgesi Savcılığı ve Adalet Bakanı da tüm bunları öğrenebilir.
" Even in the darkness, there is light, for God is gracious, and tells us,
" Karanlıkta bile ışık vardır, çünkü Tanrı merhametlidir.
Would it be wise for us to eliminate the one man that stands between us and the uprising for fear of what he may do?
Ortadan kaldırmamız akıllıca olur mu Aramızdaki ayaklanan tek kişi Ne yapacağından korkmak için mi?
'Cause you lose, you lost for both of us, and the ban is reinstated.
Eğer kaybedersen ikimiz için kaybedersin. Ve koyduğum yasak geri gelir.
A better way for us, for your father and I, to be a family for you, with you.
Bizim için daha iyi olan, babanız ve benim, sizinle bir aile olabilmemiz. Sizin aileniz.
She lost her head for him, and he brought us to our knees!
Onun için aklını kaybetti, ve bize boyun eğdirdi!
Scrivener is waiting for us at Polo Bar, and it's Jade's favorite place to not eat.
Scrivener bizi Polo Bar'da bekliyor ve Polo Bar Jade'in yemek yememek için en sevdiği yer.
Wish us luck. We're going to meet his parents for dinner, and we're gonna tell'em the big news.
AKşam yemeği için ailesiyle buluşacağız..... ve onlara büyük olayı anlatacağız.
I'm very hungry, and my possible girlfriend and parents are waiting for us to order, and it feels like you've done over a million tests.
Çünkü çok açim ve muhtemel sevgilim ve ailem siparis vermek için bizi bekliyor. Ve sanirim zaten milyonlarca test yaptiniz.
I would still have to take out loans, and then that would affect both of us, because we would be raked over the coals for the next 70 years.
Yine de kredi almak zorunda kalacağım ve sonra bu ikimizi de etkileyecek çünkü önümüdeki 70 sene boyunca bu konuyu açıp duracağız.
Yeah, all we need is for you to buy us fish, tacos and a truck.
Evet, ihtiyacımız olan tek şey bize balık, tako ve kamyon almanız.
There are some mornings when I first wake up... for a split second I forget where I am, when I am... and I reach over, half expecting to... find him there next to me... between us.
Bazı sabahlar gözümü ilk açtığımda bir anlığına nerede olduğumu unutup böyle olduğumda kolumu biraz uzatarak onu yanımda arıyorum. Aramızda.
Apparently, Miss Cullen and Miss Hale have a presentation for us.
Görünüşe göre Bayan Cullen ve Bayan Hale'in bizim için bir sunumları var.
I mean, we put in so much work for no pay, and now he thinks he's gonna walk out on us?
Karşılık almadan o kadar çok çalıştık şimdi de bizi yüzüstü bırakmayı mı düşünüyor?
I'm not going to let it ruin what we set out to do and that is build a better future for the three of us.
Ne yapmak istediğimi mahvetmesine izin vermeyeceğim Ve bu üçümüz için daha iyi bir gelecek inşa ediyor.
And that woman who helped us, she works for him?
Bize yardım eden o kadın da mı ona çalışıyor?
But for the time being, I'd be prepared to accept that the BBC should have a dinner-jacketed gentleman reading the important news followed by a lady reading the less important news followed by Trevor McDonald giving us all the latest news on muggings and drug busts.
Şimdilik,... BBC'nin bizlere, smokinli bir adam tarafından önemli haberleri sunmasına,... arkasından bir kadının daha önemsiz haberleri sunmasına,... hemen arkasından Trevor McDonald'ın en yeni saldırı ve uyuşturucu baskınları haberlerini sunmasını kabullenmeye hazırım.
'Cause I'm willing to fight for us and for our home.
Çünkü ben bizim ve evimiz için savaşmak istiyorum.
This will be a safe place for us, our children, and our children's children.
Burası bizim için, çocuklarımız için torunlarımız için güvenli yer olacak.
No reason to go all the way up there for this and not take us.
Ta oraya kadar bunun için gidip bizi götürmemenizin izahı yok.
And thank you for not feeding us to the bear.
Ve bizi ayıya vermediğiniz için teşekkürler.
No, Andri just wanted us to know that it was a possibility and I think it's good for us to be prepared
Hayır, Andri sadece böyle bir ihtimal olduğunu bilmemizi istedi. Ve ben de hazırlıklı olmamız iyi olur diye düşünüyorum.
There's no room for guys like us anymore, and you always understood the value of the shadows.
Artık bizim gibi adamlara yer yok. Ve sen gölgelerin değerini hep anlamışsındır.
He's like us, except he actually has a license for breaking and entering.
Adam bize benziyor. Ama onun haneye tecavüz yetkisi var.
I don't know, but I'm not just gonna stand here and wait for him to text us.
- Bilmiyorum. Ama burada öylece durup bize mesaj atmasını beklemeyeceğim.
For so long, I have intended nothing but good, and it hasn't gotten us very far.
Uzun süredir tek niyetim iyilik yapmaktı. Ve bu bizi bir yere götürmedi.
And Samaritan is building an ark for us to board, two by two. Oh?
Samaritan ikişer ikişer binebileceğimiz bir gemi inşa ediyor.
The medical staff at City Memorial, everyone at the mayor's office, and the media, for allowing us a moment to breathe and begin the healing process.
City Memorial'deki sağlık çalışanlarına başkanlık binasındaki herkese ve iyileşmemize müsaade edip bizi rahat bırakan medyaya da teşekkürler.
It's a day the Lord has given us to set aside our toil. To think on who we are and what's God's plan for all of us.
Kim olduğumuzu ve Tanrı'nın bize ne yol çizdiğini düşünmek için bize verdiği dinlenme günüdür.
Look, it's killing me working for these bastards, but Snyder likes me, and I'm learning things- - things that can help us.
Bu aşağılıklar için çalışmak beni bitiriyor. Ama Snyder benden hoşlanıyor ve bir şeyler öğreniyorum. Bize yardım edebilecek şeyler.
Why don't you buy the stock for us and hold it as a courtesy?
Hisseleri sen satın alsan da nezaket icabı elinde tutsan?
It's time for us to get in the car and go home.
Artık arabaya atlayıp eve gitme vakti.
And so they locked us away for hours.
Üstelik saatler boyunca buradaydık.
Doctor, I want to thank you and your staff for everything that you've done for us.
Doktor, size ve bütün çalışanlarınıza bizim için yaptıklarınız için teşekkür ederim.
And I'm doing this for us.
Bunu ikimiz için yapıyorum.
And thank you so much for letting us switch tables.
Masayı değiştirmemize izin verdiğiniz için de çok teşekkürler.
And yet we must accept that god has imposed these terrible trials on us for some inscrutable purpose of his own.
Ve yine de tanrının bize kendisinin dayattığı bu korkunç yargılamaları bazı kaçınılmaz amaçlar için kabul etmeliyiz.
War is coming, and our troops prepare for battle even as the Philistines march upon us.
Savaş yaklaşıyor, Filistinliler üstümüze gelse de askerlerimiz hazırlanıyor.
As time passed, life became more and more confortable for us all.
Zaman geçtikçe, hayat daha konforlu hepimiz için oldu.
They told us the ground was uninhabitable, but they were wrong, and we've been fighting for our lives since the moment we landed.
Bize dünyanın yaşanılmaz bir yer olduğunu söylediler... Ve geldiğimizden beri hayatta kalmak için savaşıyoruz.
Some of us have been broken by it, but most of us are still here, searching for other survivors from the Ark, trying to build something real and lasting out of the wilderness... a home.
Bazılarımızı bu sebepten kaybettik ama çoğumuz hala burada Ark'tan gelen diğer kurtulanları arıyoruz. Bu el değmemiş topraklarda gerçek ve sağlam bir ev kurmaya çalışıyoruz.
They told us the ground was uninhabitable, but they were wrong, and we've been fighting for our lives since the moment we landed.
Dünyada kimsenin yaşayamayacağı söylenmişti. Ama yanılıyorlardı. Buraya ayak bastığımızdan beri hayatımız için savaşmadığımız bir dakika yok.
Some of us have been broken by it, but most of us are still here searching for other survivors from the Ark, trying to build something real and lasting out of the wilderness... a home.
Kimimiz bu mücadeleye dayanamadı ama çoğumuz hala dimdik ve Ark'taki kazazedeleri arıyor vahşi hayatta bir şeyler yapmaya çalışıyoruz... bir ev yapmaya.
Some of us have been broken by it, but most of us are still here, searching for other survivors from the Ark, trying to build something real and lasting out of the wilderness... a home.
Kimimiz bu mücadeleye dayanamadı ama çoğumuz hala dimdik ve Ark'taki kazazedeleri arıyor vahşi hayatta bir şeyler yapmaya çalışıyoruz... bir ev yapmaya.
And, more important for us, a former Circle member.
Bizim için daha mühim olan ise eski bir Çember üyesi olması.
Look, 4,000 years is a long time, and maybe I've been taking us for granted, expecting you to fall in love with me because that's what you've done the last 206 lifetimes, but you're right.
Bak, 4 bin yıl çok uzun bir süre, ilişkimize kesin gözüyle bakıyor bana aşık olmanı bekliyor olabilirim çünkü 206 defa yaptın bunu ama sen haklısın.
You'll join us for cigars and brandy, won't you, Bill?
Kanyak ve puroya katılırsın değil mi Bill?
Wanted to prepare her for the way the world chews up our kind and spits us out.
Dünyanın bizim gibilere nasıl acımasız davrandığına onu alıştırmak istedim.
We've been working on a pretrial motion for almost a year now, while you've been out on bail and the U.S. Attorney is finally making us an offer.
Siz kefaletle serbestken, neredeyse bir yıldır ön duruşma talebi üzerinde çalışıyoruz ve savcı sonunda bir teklifte bulundu.
And yes, there will be a few changes, and it's a transition for all of us, but you can always come to me if you need to talk.
Ve bazı değişiklikler olacak ve bu hepimiz için geçerli ama istediğiniz zaman benimle konuşmaya gelebilirsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]