And out of nowhere tradutor Turco
730 parallel translation
Maybe I'll be outside having a drink I'll look and out of nowhere she'll be buying some fruit.
Belki içki içmek için dışarı çıktığımda bir de bakmışım, O da biryerlerde meyve alıyor olur.
Johnny and Jodie Weiderman into the number two spot. And out of nowhere, Kate Moseley and Doug Dorsey grab number three.
... Weidermanlar ikinciliğe yükseldi ve Kate Moseley ile Doug Dorsey üçüncü sırada.
And out of nowhere, Dukat takes an interest in this orphan boy who arrives on our station.
Görünüşe göre Dukat kısa süre önce istasyona gelen yetime aniden alaka gösteriyor.
And out of nowhere, Xena came upon a fierce-hooded warrior who had just laid waste to a group of villagers.
Ve bilinmedik bir yerde, az evvel bir grup köylüyü harap edip bırakan vahşi bir başlıklı savaşçının üzerine doğru geldi.
They always show up out of nowhere to tell me what they want me to know and they keep coming around me until I do what they want me to do and torment me to the point where I can't even get any sleep.
Durup dururken oraya çıkıyorlar. Gerekli şeyi söyledikten sonra istediklerini yapana kadar karşıma çıkıp bana eziyet ediyorlar.
You jumped in front of her out of nowhere, and you took me by surprise.
Aniden araya girdin, ben de şaşırdım.
Somebody came out of nowhere and poured something on it.
Biri aniden çıkıp saçıma bir şey döktü.
I tried to make sense out of it and got nowhere.
Bir anlam çıkarmaya çalıştım ama hiçbir yere varamadım.
- and gives a performance out of nowhere.
.. ve müthiş bir oyun ortaya koyuyor.
And then one night out of nowhere she walks into your life, and everything flaps over inside.
Sonra bir gece nereden geldiğini bilmeden hayatının içine giriverir ve her şey tersine döner.
They settled this town way out in the middle of nowhere and had kids.
Hiçbiryerin ortasında bu kasabayı kurdular ve çocuk yaptılar.
One can't suddenly show up out of nowhere and assert one's parental authority.
Kimse öyle yıllar sonra ortaya çıkıp da babalık otoritesini kullanmamalı.
You just walk in, a stranger out of nowhere,..... and for the first time it all lights up.
Sadece içeri girersin, bir yabancı gibi ve o zaman herşey birden belirir.
That Kelly is some woman, Griff. One day, she walked in here out of nowhere and -
Şu Kelly denen kadın, bir gün aniden çıkageldi ve...
Pretty soon, some farmers with sticks came from out of nowhere and beat us up.
Epey sonra, biryerlerden birkaç çiftçi geldi ve sopalarla bizi dövdüler.
So he shows up out of nowhere and makes demands where he has no claim.
Onun için hiç bir yerde meydana çıkamıyor sahip olmadığı halde hak iddia ediyor
It was here out of the vast, hot African nowhere... that a man of the Nile, a man of vision... and mystery and vanity rose up in the 1880s... to challenge first Egypt, and then the world.
Buradaydı - sıcak, geniş alanlarda, Afrika da hiç bir yerde olmayan - Nil'in bir adamı, Gösterişin, gizemin ve hayalin adamı, 1880'lerde ilkin Mısır'a sonrada dünyaya meydan okuyarak yükseldi.
There we are, right out there in the open... and there they come... ... a-whooping it, out of nowhere. They'll have us hanging feet high, and let the crows pluck out our eyes.
Gördüğünüz gibi, açık alanda yürüyeceğiz... ve orada aniden kızılderililer gelecek bizi kuş gibi avlayacaklar ve haça gerecekler...
The other car came out of nowhere... and I--I slammed on the brakes.
Diğer araba birden önüme çıktı... ben de bariyerlere çarptım.
Out of nowhere, with a handful of students and scarcely any pros, he's managed to win three presidential primaries... and is given a fighting chance to take a fourth... Tennessee.
Neredeyse hiç profesyonellerin desteği olmadan bir kaç öğrenci ile üç önseçim kazanmayı becerdi ve Tennessee'de dördüncüyü kazanma ihtimali var.
A star has appeared as if out of nowhere and has guided the Galactica to a dead planet.
Boşluğun ortasında bir yıldız belirdi ve Galactica'ya ölü gezegene doğru rehberlik etti.
SHIT. LOOK, MAN, I TOLD YOU TO HAVE A SPARE TIRE AND DON'T BE COMING OUT HERE IN THE MIDDLE OF NOWHERE.
Bak, adamım, sana yedek tekerlek taşıman gerektiğini söylemiştim ve kimsenin bilmediği bu yere gelmeyelim demiştim.
He's never run a race, and he comes out of nowhere... but he could be the greatest sensation in racing history.
Hiç yarış koşmamış ve nereden geldiği de bilinmiyor ama yarış tarihindeki en büyük olay olabilir.
And he gets hits by a shot out of nowhere.
Ve hiçbir yerden gelen darbeler yiyor.
And another shot out of nowhere.
Ve hiçbir yerden gelen başka bir darbe.
Why do you think I busted out of prison and moved to the middle of nowhere?
Neden hapisten kaçıp böyle ıssız bir yere yerleştiğimi sanıyorsun?
If we shoot them out of the air and they show up in the gates over there, and that leaves us nowhere, that's where!
Onları havada vursak kapıda beliriyorlar, bu da bizi hiçbir sonuca ulaştırmıyor.
I WANT TO STAKE OUT SOME SON OF A BITCH IN A FARMHOUSE IN THE MIDDLE OF NOWHERE AND EAT A LOT OF TAKEOUT FOOD.
Issız bir yerde çiftlikte gizlenen hergeleleri belirlemek ve bunu yaparken yemek siparişi vermek istiyorum.
So I says to him, "Are you gonna behave?" And from out of nowhere comes this knife.
Sonra dedim ki, "Rahat duracak mısın?" Ve birden bu bıçak çıktı ortaya.
I finally figured out we are somewhere between the end of the line and the middle of nowhere.
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerlerdeyiz.
You usually hide in a hole and cause things to blow up... but now you'll move like a thief... keep your nose down... then come out of nowhere and blow your enemy to pieces.
Normalde bir deliğe başını sokar, bir şeyleri havaya uçurursun... Ama şimdi bir hırsız gibi davranmalısın... burnunu aşağıda tut.. sonra da bir yerden çıkıp düşmanını paramparça et
Then a truck comes out of nowhere and you're talking to God, saying, " Help me out, Big Guy.
Sonra bir kamyon hiçbir çıkar Ve sen, Big Guy Yardım et ", diyerek Tanrı'ya söz ediyoruz.
I tried to kiss you, and that stupid dog came out of nowhere and bit me!
Seni öpmeye çalıştım, ve aptal bir köpek ortaya çıkıp, beni ısırdı.
And a guy will appear from out of nowhere.
Ve bir adam öylece ortaya çıkıveriyor.
You know, I proceed as usual, my mind clear and focused and suddenly, out of nowhere, I see her face and I hear her voice.
Tam bir şeye dikkatimi verecekken Onun yüzü karşımda, sesi ise kulaklarımdaydı.
I live somebody else's life in some nowhere place, and one day, I'm backing out of the driveway and my car explodes?
Kimsenin bilmedigi bir yerde baskasinin hayatini yasayacagim, ve gununbirinde, otoyola cikarken arabam infilak edecek, oyle mi?
Oh, so anyway. We go out on one date, and he asks me out for a second and then out of nowhere he calls me, cancels the date and says he doesn't wanna see me again.
Neyse, bir kere yemeğe çıkmıştık sonra bir ikincisine davet etti sonra durduk yere beni aradı, buluşmayı iptal etti ve beni tekrar görmek istemediğini söyledi.
And the band threw me out the bus in the middle of the nowhere...
Rock grubu da ıssız bir yerde beni otobüsten attı...
Just when you think you got her where you want her out of nowhere comes a right hand and Nancy's on Queer Street.
Tam onu istediğin noktaya getirdiğini sandığında... beklenmedik bir sağ kroşe sallar ve Nancy mahvolur.
One day, out of nowhere, she grabs my tie, and she says...
Bir gün durup dururken gravatıma yapışıp "Senden nefret ediyorum çünkü senin yüzünden uyuyamıyorum" dedi.
We're going to get nowhere fast if each and every one of us speaks out of turn.
İçimizden biri yersiz konuşmaz ise hiçbir yeri atlamayacağız.
So I am walking along minding my own business, when all of a sudden this thing comes flying out of nowhere and clonks me right on the head.
Yürüyordum kendi işime bakıyordum, birdenbire bu şey bana doğru geldi ve kafama çarptı.
- Well, then from out of nowhere, a huge tidal wave lifted me tossed me like a cork, and I found myself on top of him face to face with the blowhole.
- Sonra birdenbire, güçlü bir dalga beni havaya kaldırdı ve kendimi hayvanın tepesinde buldum hava deliğiye karşı karşıya kaldım.
Or if you want to be really specific, up there is where this weird, bloody necklace came out of nowhere and knocked it out of the heavens when it was minding its own business.
Daha açık konuşmamı istersen, yukarıda kendi işiyle meşgulken, birdenbire bu garip, kahrolası kolye ortaya çıkıverdi ve onu gökyüzünden aşağı itiverdi.
- Well, then from out of nowhere, a huge tidal wave lifted me tossed me like a cork, and I found myself on top of him face to face with the blowhole.
- Sonra birden büyük bir dalga geldi beni mantar gibi havaya fırlattı ve kendimi balinanın üstünde buldum.
Suddenly, this man I'd never seen before came out of nowhere and evened things up.
Aniden, daha önce hiç görmediğim bu adam ortaya çıkıverdi.
Jerry came out of nowhere and rescued me.
Jerry beni ellerinden kurtardı, tanıştık.
He come out of nowhere, and then when I looked up, the fucker had gone.
Ama bir anda çıkageldi. Ben kafamı kaldırıp, bakmaya kalmadan, gitmişti or.spu çocuğu.
I was on top of everything, and then Luke came out of nowhere...
Kendimi her şeyin üzerinde görüyordum. Derken Luke denen canavar aniden ortaya çıktı.
Well, Gus is nowhere to be found, and Foster laughed me out of his camp.
Gus'ı hiçbir yerde bulamadım. Foster da hiç sallamadı beni.
And then out of nowhere, he told me that I was beautiful.
Sonra birden bire, bana güzel olduğumu söyledi.
and out 96
out of nowhere 149
and over time 22
and only then 44
and one more thing 220
and one night 37
and only you 38
and one time 28
and one last thing 30
and over here 54
out of nowhere 149
and over time 22
and only then 44
and one more thing 220
and one night 37
and only you 38
and one time 28
and one last thing 30
and over here 54
and only 43
and once again 116
and over there 37
and on the other hand 23
and one more 22
and one for me 24
and one by one 23
and one for you 40
and once 34
and one other thing 34
and once again 116
and over there 37
and on the other hand 23
and one more 22
and one for me 24
and one by one 23
and one for you 40
and once 34
and one other thing 34