As you like tradutor Turco
8,484 parallel translation
Stay as long as you like.
İstediğin müddetçe burada kalabilirsin.
You can stay as long as you like... at least until they kick me out.
İstediğin müdddetçe kalabilirsin. En azından kapı dışarı edilesiye kadar.
Classify it as you like, but this is what I know... without a doubt, it will do whatever it takes to get what it wants.
İstediğine inan, ama benim bildiğim şey istediğini almak için ne gerekiyorsa yapacağı.
You can wait out here as long as you like, maybe another Sheriff'll come along.
- Evet, ı ne söyleyeceğimi bilmiyorum, özledim Sürece sen gibi burada bekleyebilir. Belki başka bir şerifin gelmek.
You cut it as many ways as you like.
İstediğin kadar alabilirsin.
You are more than welcome. Stay as long as you like.
Ne iyi ettin de geldin, istediğin kadar kalabilirsin.
I can describe as much as you like.
İsterseniz size tarif edebilirim.
Well, you can stay as long as you like.
Burada istediğin kadar kalabilirsin.
You can stay here as long as you like, sis.
Burada istediğin kadar kalabilirsin.
I remembered you like Chinese food as much as you like Italian.
Çin yemeğini, İtalyan yemeğini sevdiğin kadar sevdiğini hatırladım.
I am at fault for appointing a useless wretch like you as the Crown Prince.
Benim hatam. Senin gibi bir insan müsveddesini veliaht yapmak benim hatam.
♪ Feel like the world don't love you ♪ ♪ They only wanna push you away ♪ ♪ Some days people don't see you ♪
d Feel like the world don't love you d d They only wanna push you away d d Some days people don't see you d d You feel like you're in the way d d Today you feel as if everyone hates d
Then, Glenn, I'd like you to whip out your little wanker and fuck-punch me in the back of the throat with as much monkey spunk that that little cock of yours can muster.
Sonra Gleen, küçük aletini ağzıma alıp, bir maymunun muz yemesi gibi emmek istiyorum.
Well, you're sure as hell acting like you are.
Kendin gibi davrandığına eminsin.
As you know, every year, the girls and I like to do a little karaoke number for y'all when there's a lull in the racing action.
Bildiğiniz üzere her sene yarış biraz sıkıcılaştığında kızlarla beraber bir... -... şarkı söyleriz size.
But I gotta say, you handle your rifle like you got ice in your veins.
Ama şunu söylemeliyim ki, elinde silah varken.. .. aşırı soğukkanlısın.
Was there ever a moment where you were like, "The real prison is in my mind"?
"Asıl hapishane aklımda." anı gibi bir şey olmadı mı?
And to be chatting in this way as if no time had passed at all, and... nothing whatever had happened! We would like to know where Strange is. If you've heard summat - spit it out.
Ve sanki üzerinden hiç vakit geçmemiş hiçbir şey olmamış gibi konuşmak ne güzel.
As we have not done business, like today, you will come alone.
Daha önce çalışmadığımız için, bugünkü gibi, yalnız geleceksiniz.
You didn't raise him, and you sure as hell didn't love him like Scott did.
Onu sen büyütmedin ve elbette onu Scott'ın sevdiği gibi sevmedin.
Hey, uh, Since you're all, like, cool as a cucumber About everything now, can i ask you something?
Hazır seni her konuya bu kadar sakin yaklaşırken bulmuşken bir şey sorabilir miyim?
It sounds like you're asking me as a cop.
Polis olarak soruyorsun galiba.
Why do you react like this?
Neden aşırı tepki gösteriyorsun?
I'd like to know, as it was dark, how you could recognize...
Bilmek istiyorum, madem etraf karanlıktı, nasıl oldu da...
I'm not even sure if I like him but, we've had a couple dates and I just, I don't know, I just feel as though I should be straightforward with you.
Ben bile ondan hoşlandığımdan emin değilim ama bir kaç kez buluştuk ve ne yapacağımı bilemedim. Bunu sana direk söylemeyi düşündüm.
To have a friend like you, the luck is all mine.
Senin gibi bir arkadaşım olduğu için asıl ben şanslıyım.
Sounds like you don't know him as well as you think.
Sen de onu sandığın kadar tanımıyorsun.
Looks like you're not as smart as everyone says.
Herkesin dediği kadar zeki değilmişsin demek.
But this, uh, curious attachment you both have to these kinds of... cases, as well as your obvious resentment for feeling like you have to "Save each other all the time..."
Lakin ikinizin de bu tür davalara olan tuhaf bağlılığınız sürekli birbirinizi kurtarma hissinize bağlılığınızla aynı derece.
Mr. Douglas, I know you don't like your view, and as soon as a recovery suite is open, I'm going to move you.
Bay Douglas, manzaranızı beğenmediğinizin farkındayım. Şifa odası açılır açılmaz odanızı değiştireceğim.
But I do like that you think of me as a loved one.
Ama beni sevdiğin birisi olarak düşünmen hoşuma gitti.
I don't like you treating us all as guilty, until the professor manages to prove otherwise.
- Profesör aksini kanıtlayıncaya kadar hepimize suçlu gibi davranmanızdan hoşlanmıyorum.
I gotta tell you, it's not easy to keep something as big like Helicarrier in secret.
Söylemek gerekirse Helitaşır gibi büyük bir şeyi sır olarak saklamak hiç de kolay değil.
I know. When I found out that this ship had survived HYDRA's attack and still had that classified cargo onboard, that you placed spies on my base, that I couldn't keep my own people safe... I felt like I'd failed as director.
Geminin Hydra saldırısından kurtulduğunu ve gizli kargosunun hâlâ içinde olduğunu üssüme casuslar yerleştirdiğinizi kendi adamlarımın güvenliğini sağlayamadığımı öğrendiğimde bir yönetici olarak başarısız olduğumu düşündüm.
As much as I like and respect you, sir, if you're the Director of SHIELD, I don't want any part in it.
Her ne kadar sizi beğensem ve saygı duysam da efendim eğer S.H.I.E.L.D. Direktörü iseniz bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Just treat me as you'd like to be treated.
Nasıl tedavi edilmek istiyorsan öyle tedavi et beni.
I don't know if you started the "dogs like to hump people's legs" fad, but think about it, you started the shoes on the line, and the mullet.
Köpeklerin insanların bacağını becermekten hoşlanması seninle mi başladı bilmiyorum ama elektrik teline asılı ayakkabıları ve aslan yelesini sen başlattın.
All those times you came over, just as we happened to be getting changed, and stared at us half naked, for like, ever...
Kim bilirdi? " Yatıya her geldiğinde üstümüzü değiştirirken yarı çıplak hâlimize bakıp duruyor.
Friends, workers, as you all know, like Kanye West,
Arkadaşlarım, çalışanlar, hepinizin bildiği gibi,
I don't like all that sappy stuff, but I was just thinking about it, and that's just a really lucky baby to get you as a mom.
Çok duygusal şeyleri hiç sevmem, ama sadece düşünüyordum da, o bebek, annesi sen olacağın için çok şanslı.
You and Sean seemed like you were so in love.
Sean ile birbirinize çok aşıkmışsınız gibi görünüyordunuz.
Well, I mean, you're the one wielding all this, like, future knowledge as a warning of what's gonna happen, and then you just pick and choose whatever works for you.
Gelecek bilgisini olacakların bir uyarısı olarak kullanan ve işine geleni şeçip beğenen sensin.
You may look like me... but you're not as fast.
Benim gibi görünebilirsin ama benim kadar hızlı değilsin.
They don't know what it's like until you're up there, telling the truth and being painted as a liar.
Tanık kürsüsünde doğruyu söylemene rağmen bir yalancı olarak suçlanana kadar bilmezler.
Damn, son. You like to talk as much as I do.
Vay be evlat, benim kadar çok konuşuyorsun.
Sir, if you'd like to assure Mrs. Kenney of our intentions, I'll find the dog and bring it to you as soon as I do.
Efendim eğer niyetimizi Bayan Kenney'e temin ederseniz ben de elimden geldiğince hızlı bir şekilde köpeği bulup size getiririm.
We've not met anyone like you... on the same side as us.
Daha önce senin gibi birisiyle... aynı safta yer almadık.
Oh, boy... can you imagine what it's like to have your daddy as a millionaire? Just dad...
Milyoner bir babaya sahip olmak nasıl bir şey hayal edebiliyor musun?
Looks like you're having about as much luck with Anthony as I had with Pope. He's still blaming you, isn't he?
Benim Pope'la görüşmem nasıl gittiyse senin de Anthony'yle görüşmen öyle gibi.
But you're gonna feel like a complete tool as soon as I open this door.
Ama kapıyı açtığımda kendini tam bir korkak gibi hissedeceksin.
If you can pay for them, you can make as many as you like.
Sen ödersen, istediğin kadar ararsın.
as you wish 846
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you may know 70
as you want 26
as you say 390
as you are aware 22
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you may know 70
as you want 26
as you say 390
as you are aware 22