Beat him up tradutor Turco
693 parallel translation
Beat him up!
Onu dövün!
Beat him up!
Dövün! - Haydutlar!
He was robbed last night. They beat him up.
- Dün gece soyuldu.
- I'm sorry I didn't really beat him up.
- Onu iyice pataklamadığıma pişmanım.
I wouldn't tell a lot of people about going up to Paine's place last night to beat him up.
Yerinizde olsam onu dövmek için... dün gece Paine'nin evine gittiğimi fazla dile getirmezdim.
Let's beat him up!
Bir güzel dövelim şunu!
They're going to beat him up.
Ona dayak atacaklar.
They beat him up.
Onu dövdüler.
He drew his sword so we beat him up
Bize kılıç çekmeye kalktı bu yüzden bir güzel patakladık.
What did you do to get Pete to change his mind beat him up?
Pete'e fikrini değiştirmesi için ne yaptın? Dayak mı attın?
They beat him up so bad, he died in his mother's arms.
Ölesiye dövmüşler. Annesinin kollarında can verdi.
Beat him up?
Dövecek misiniz?
Shall I beat him up?
Onu dövmelim mi?
Ever since he was five, his father beat him up regularly.
Beş yaşından beri, babası onu düzeni bir şekilde dövüyordu.
I could beat him up with one arm.
Onu tek elimle dövebilirim.
Some thugs beat him up.
Birkaç haydudun saldırısına uğramış.
Go ahead and beat him up!
Hadi dövelim onu!
For sure, or we'll beat him up.
İyi olur. Yoksa pataklarım onu.
I could beat him up, anything, leave him someplace, and I bet he'd still love me.
Onu dövsem de, sokağa atsam da beni yine severdi.
Because they beat him up, didn't they?
Çünkü onu dövdüler, öyle değil mi?
If we were in the battlefield, I would beat him up
Savaş alanında olsaydık onları pataklamak isterdim.
I gotta beat him up!
Onu dövmem gerekiyor.
I'm gonna beat him up again. He's getting on my nerves.
Onu biraz daha benzetmeliyim!
Well, last week, four of your underprivileged children beat him up.
Geçen hafta, senin gariban çocuklardan dördü onu dövdü.
- You could beat him up again, right? - Naturally.
- Onu tekrar dövebilirsin, değil mi?
He beat him up, stole his wallet threw his body in the river. I saw the whole thing.
Ben her şeyi gördüm.
If he insists, I hope you'll beat him up.
Bana kur yapmaya devam ederse, suratını dağıtacağınızı düşünüyorum.
The Londoners are trying to beat him up.
Londralılar onu dövmek istiyorlar.
They beat him up.
Dikkat birisi ona vuruyor.
- I'll beat him up if you want.
- İstersen ağzını burnunu kırayım.
I'm going to beat him up.
Şimdi gösteririm sana!
Fellows! You guys beat him up, too!
Arkadaşlar, pataklayalım şunu da, görsün!
Beat him up!
Vur!
They sent him and beat him up to turn a witness into a martyr!
Onu yolladılar ve dövdüler tanığı bir şehit yapmak için!
Beat him up, Zezé!
Hadi! Isır onu, Zezé!
Beat him up, Zezé!
Isır onu, Zezé!
THEY WOULD SELECT A VICTIM AND THEN THREATEN TO BEAT HIM UP IF HE PAID THEM THE SO-CALLED PROTECTION MONEY.
Bir kurban seçiyor ve onlara koruma parası adı altında ödeme yaparsa onu dövmekle tehdit ediyorlardı.
IN THIS RACKET, THEY SELECTED ANOTHER VICTIM AND THREATENED NOT TO BEAT HIM UP IF HE DIDN'T PAY THEM.
Bu işte başka bir kurban seçiyor ve onlara para vermezse onu dövmemekle tehdit ediyorlardı.
IN THIS, THE VICTIM WAS THREATENED THAT IF HE DIDN'T PAY THEM, THEY WOULD BEAT HIM UP.
Bunda da kurban para vermezse dövülmekle tehdit ediliyordu.
Beat him up no matter what Go
sadece onu dövmeye çalış hadi
Come, beat him up
Hadi, saldırın!
Took him out and beat him up.
Dışarı çıkardılar ve onu dövdüler.
I think this kid has no money at all let me beat him up
Bence hiç parası yok döveyim onu!
Or just beat him up some more?
Biraz daha mı döveceksiniz?
If he was trying to do my job for me... I'd have to hurry up and beat him to the finish.
Eğer benim görevimi yapmaya çalışıyorduysa... elimi çabuk tutmalı ve bir an önce sonuca ulaşmalıydım.
I heard you beat up that poor little boy in the woods... and it took all three of the Fern sisters to pull you off him.
Ormanda zavallı çocuğu dövmüşsün üç Fern kardeş elinden zor almış.
Anderson beat him clear up.
Anderson haklı.
He just naturally would like to beat up on anything that was smaller than him.
Tanrı korkusunun herşeyin üstünde olması gerektiğini söylerdi.
I rushed right into the ballroom, spotted him on the floor ran up to him and started to beat him in the face and the chest with my fists till cousin Sebastian took me away.
Aceleyle balo salonuna girip pistte yerini belirledim ona doğru koşup yüzüne ve göğsüne yumruklarımla vurmaya başladım ta ki kuzen Sebastian beni götürene dek.
- Caesar has had him shut up in the... dungeon of the palace, please don't beat me anymore.
- Sezar Onu sarayda zindana... attı, lütfen artık beni dövmeyin.
The rioterwants to beat me up, thinks I'm trying to identify him for police.
Eylemciler beni dövmeye çalışıyor. Polis için onların kimliğini belirliyormuşum gibi.
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up now 50
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up now 50