English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Beautiful day

Beautiful day tradutor Turco

1,846 parallel translation
On a beautiful day like today.
Böylesine güzel bir günde.
It is such a beautiful day.
Çok güzel bir gün.
Yeah, but it's a beautiful day and, I don't know...
Evet ama bugün çok güzel bir gün, bilemiyorum...
We have gathered here on this beautiful day to make the holy and, inseparable union of marriage between the beloved children of God...
Tanrı'nın sevgili çocukları arasında kutsal ve ayrılmaz evlilik bağını,
We have gathered here on this beautiful day... to make the holy and, inseparable union of marriage between the beloved children of God.
Bu güzel günde burada... Tanrı'nın sevgili çocukları arasında kutsal ve ayrılmaz evlilik birliğini oluşturmak için toplanmış bulunuyoruz.
" It was a beautiful day today.
" " Bugün çok güzel bir gündü.
Boy, we've got a beautiful day for this.
Çocuklar, bunun için güzel bir gün.
It's a beautiful day.
Dışarıda hava çok güzel.
Good morning, Las Vegas. It's another beautiful day.
Yine güzel bir gündeyiz.
Beautiful day, isn't it?
Güzel bir gün değil mi?
Oh, well! What a beautiful day.
Ne güzel bir gün.
Beautiful day, isn't it, Freddie?
Güzel bir gün, değil mi Freddie?
Your mummy would come to life in the next world. A world, in which every momment was like a beautiful day.
Mumyanız, her anının bu dünyadaki güzel bir gün gibi olduğu öteki dünyada dirilirdi.
What a beautiful day to be in Los Angeles.
Los Angeles'a gelmek için güzel bir günü seçmişsiniz.
It's a beautiful day, Mitch. You okay?
Çok güzel bir gün, Mitch.
It's a beautiful day, folks!
Çok güzel bir gün, millet.
- Well, it's a beautiful day.
Çok güzel bir gün.
Another beautiful day
Bir başka güzel gün.
Today is a beautiful day for driving blind, Horten!
Gözü kapalı araba kullanmak için mükemmel bir gün, Horten!
Beautiful day. Beautiful day.
Güzel gün.
Yes, beautiful day, yes.
Evet güzel gün.
- A beautiful day, thank you very much.
- Güzel bir gündü, teşekkürler.
Today's a beautiful day.
Bugün çok güzel bir gün.
What a beautiful day.
Ne harika bir gün.
Something so terrible on such a beautiful day.
Böylesine güzel bir günde, böyle berbat bir şey...
It's a beautiful day.
Güzel bir gün.
The weather's been pretty miserable all weekend, but now it's a beautiful day.
Hafta sonu hava çok kötüydü, ama bugün harika bir gün.
And it's a beautiful day because when two people come together who really love one another and want to share that with other people, it makes it a beautiful day.
Bugün harika bir gün çünkü birbirini gerçekten seven iki kişi bu sevgiyi diğerleriyle paylaşmak için yan yana gelmişse o gün güzel bir gün olur.
And for those of you in the Southland, tomorrow's gonna be another beautiful day with bright, sunny skies and temperatures into the mid-80s.
Ve güneyde olanlar için... Yarın yine çok güzel bir gün olacak. Hava güneşli ve açık.
It's a beautiful day.
Çok güzel bir gün.
Beautiful day.
Güzel bir gün.
Another beautiful day.
Güzel bir gün daha.
It means, my friends, that instead of hanging out at a grocery store having a sausage fest with another guy playing the skin flute, or just going a little... all day long... I'm getting laid by a beautiful lady... everyday, and she takes it downtown.
Bunun anlamı dostlarım bir markette başka bir erkekle durup sosis festivali yapmaktansa ya da onunla takılıp bütün gün şeyimle oynamaktansa her gün beni uçuran güzel bir kızla yattığım ve buradaki herkesin de bunu bilmesidir.
My God, you're as beautiful as the day I met you.
Tanrım, sana ilk rastladığım günkü kadar güzelsin.
So beautiful as a summer day.
Bir yaz günü kadar güzel oldun.
On that day, Nanking was still the beautiful city we were so proud of, with law and order still prevailing.
O gün, Nanking hâlâ yasa ve düzenin hüküm sürmesiyle gurur duyduğumuz güzel şehirdi.
On September 11, 2001 it was a beautiful clear and clear day. It was returning of the hairdressing salon of the pentagon...
11 eylül 2001 Güzel ve açık bir gün.
You're more beautiful now than the day we met.
Şu an tanıştığımız günden de güzelsin.
She's beautiful, she's funny, and she is smart as the day is wide.
o güzel, eğlenceli ve zekası gün gibi ortada.
I swear, Phyllis, you are as beautiful as the first day you started work at Dunder Mifflin.
Phyllis, Dunder-Mifflin'de işe başladığın... ilk günkü kadar güzelsin.
a beautiful woman by day, a lasting queen wasp by night, and...
"Gündüzleri güzel bir kadın, geceleri şehvetli bir kraliçe arı."
And on that day, I'm gonna look into her beautiful eyes, eyes that don't know of malice and jealousy and evil, and I'm gonna say,
Ben de o gün... o kin, kıskançlık ve şeytanlık nedir bilmeyen, güzel gözlerinin içine bakacak... ve ona...
My friend, if all ambassadors were beautiful women I'd be serving my country day and night.
Dostum, eğer tüm elçiler güzel bir kadın olsa, ülkeme hem gündüz hem de gece hizmet ederdim.
I can only hope that one day I'll have an illegitimate daughter who'll sing me a song that's that beautiful.
Keşke bir gün benim de evlilik dışı bir kızım olsa da bana böyle güzel bir şarkı söylese.
Beautiful day, isn't it?
Günaydın! Ne güzel bir gün değil mi?
One day I saw a beautiful but expensive watch in the showcase.
Bir gün o dükkânda çok güzel ve pahallı bir saat gördüm.
Will you write me a real letter one day with your beautiful handwriting?
Bir gün, o güzel el yazınızla bana bir mektup yazar mısınız?
As beautiful now as the day I got botched laser eye surgery.
Tıpkı lazer göz ameliyatı olduğum günkü kadar güzel.
Such a beautiful day. - I like coming here.
- Buraya gelmeyi seviyorum.
And me, 100, but minus a day, so I'll never know beautiful people like you have passed away.
Ben de 100 yaşına gelmeden bir gün önce öleyim ki, sizin gibi harika insanların öldüğünü görmeyeyim.
She was a beautiful specimenwho captured the heart of one lonelyand sensitive ginger-haired boy!
"Every day was Tanqueray"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]