Being here tradutor Turco
6,638 parallel translation
Thank you all for being here, Allen, Lisa, Josh, Yana, Katie, Ramon.
Burada bulunduğunuz için teşekkürler Allen, Lisa, Josh, Yana, Katie, Ramón.
Does you being here have to do with Auschwitz?
Burada olmanızın Auschwitz ile bir ilgisi var mı?
Did she resist your being here?
Burada olmana karşı çıktı mı?
And of course, her being here does not affect my status at all.
Ve tabiki, onun işe alınması Benim pozisyonumda bir değişiklik oluşturmadı.
And I see the curtain as being here.
Bakıyorum da burada perdeler varmış.
Whatever prevents Michael from being here, I assure you it's not to be envied.
Michael'ın burada olmasının önüne geçen şey imrenilecek bir şey değil emin ol.
I want to keep things as normal as possible, and you not being here is part of that.
Durumumu olabildiğince olağan tutmayı ve buraya gelip bunun bir parçası olmanı istemiyorum.
Why do you find my being here so threatening?
Buradaki varlığımı neden bu kadar tehditkâr buluyorsunuz?
Being here with you like this.
Burada böyle, seninle olmak.
Being here is not cool.
Burada olmak havalı değil.
Can I blame Piper for not even fucking being here?
Orada bile bulunmadığı için Piper'ı suçlayabilir miyim?
The whole point of being here was to escape our shitty reality.
Burada olmanın tüm amacı boktan gerçeğimizden kaçmaktı.
In fact, he would not look favorably upon me being here.
Aslında burada olmama olumlu bakmayacaktır.
And he's okay with you being here.
Ve burada olmanı sorun etmiyor.
It's never worked out with you being here, has it?
Burada olman hiç iyi şeyler olmasını sağlamadı, değil mi?
I can't tell you how bad I feel even being here, because I know I shouldn't be asking you this.
Burada olduğum için ne kadar kötü hissettiğimi anlatamam çünkü bunu istememem gerekir.
Thank you for being here.
Geldiğiniz için sağ olun.
Thank you for being here.
Geldiğin için teşekkürler anne.
Thank you for being here, Mr. Mayor.
Geldiğiniz için teşekkürler, sayın başkan.
He apologizes for not being here.
Gelemediği için özür diliyor.
Well, I wanna thank you all for being here with me today.
Hepinize, bugün benimle burada olduğunuz için teşekkür ederim.
Madam Vice President, thank you so much for being here.
Madam Başkan Yardımcısı, bizimle olduğunuz için çok teşekkür ederiz.
I belong here and I have a fierce pride in being its earl.
Buraya aidim ve reisi olmaktan müthiş gurur duyuyorum.
I hitchhiked here without being able to say a word to anyone.
Kimseye bir şey söyleyemeden otostop çekmiştim.
That means by the end of this two-week spring practice session, 100 of you are gonna quit, get hurt, or we'll kick your ass out of here for not being good enough or not working hard enough.
Bu da demek oluyor ki iki haftalık bahar antrenman sezonundan sonra aranızdan 100'ünüz elenecek, sakatlanacak ya da biz kıçınıza tekmeyi basacağız yeterince iyi olmadığınız ve iyi çalışmadığınız için.
I am being careful, which is why I've got tenure around here long before black became popular.
Zenci insanların kıymete binmesinden bile önce burada bir kürsüm olduğu için dikkatli davranıyorum.
Here's Dr. Steven Turner, Steven / Stanley, Turner / Milgram, of Rutledge University, a bachelor and a WASP, being played by William Shatner, four years after his last Star Trek episode.
Bu Doktor Steven Turner, Steven / Stanley, Turner / Milgram, Kendisi, Yıldız Savaşları'ndaki rolünden 4 yıl sonra Rutledge Üniversitesi mezunu beyaz bir protestan olan William Shatner'ı canlandırdı.
Actually, I don't. See, that's the beauty of me standing here and you being locked in there.
Benim dışarıda senin de orada kilitli olmanın güzel yanı bu.
Being stuck in here... can make someone paranoid.
Burada kapalı kalmak adamı paranoyaklaştırıyor.
I told Ando here to make me look like a human being.
Ando'ya beni insan gibi göster demiştim.
Have you thought about how you're gonna run things here, with dad being in the hospital and all?
Babam hastanedeyken burada işleri nasıl halledeceğini düşündün mü?
I'm tired of being stuck here, crucified to the wall.
Burada sıkışıp kalmaktan bıktım Duvarda çarmıha gerilmiş gibi.
I'm just tired of being back in the office when you could use me out here.
Ben sadece dışarıda işe yarayabileceğim halde ofiste oturmaktan sıkıldım.
Intelligence believes it's being constructed right here.
İstihbarata göre, tam şu bölgede monte ediliyor.
I'm just gonna stay at my current job until I get old and die and then end up here being embalmed by some weirdo who had to go to school for three years just to cut my guts open.
Şimdiki mesleğimde kalacağım. Sırf bağırsaklarımı açmak için 3 sene okulda sürünen bir ezik tarafından ellenmek için yaşlılıktan ölüp de buraya gelene kadar işimi yapacağım.
And my attorney tells me you're the guy to thank... for being transferred here instead of prison.
Avukatımın söylediğine göre hapishane yerine buraya getirildiğim için teşekkür etmem gereken kişi senmişsin.
You are being held here for a court-ordered evaluation.
Makeme kararıyla değerlendirme için burada tutulacaksın.
... and you can stop blaming yourself for being in here.
... sen de burada olduğun için kendini suçlamayı kesebilirsin.
I feel stupid for being in here... and stupid for thinking that it wouldn't ruin my life and that it would be okay.
Burada olduğum için aptal gibi hissediyorum kendimi. Hayatımı mahvetmezmiş ve önemli bir şey değilmiş sandığım için de.
Because I think there are people here with potential that's being squandered
Çünkü burada potansiyeli olan insanların engellendiğini düşünüyorum ve...
I'm just standing here, doing my job, being a professional prisoner.
Sadece burada durmuş işimi yapıyorum, profesyonel bir tutuklu gibi davranıyorum.
Which is weird... because I am clearly also being exploited here.
Tuhaf olan şu ki burada sömürülen kişi asıl benim.
Is being prepared for emergencies not manly down here?
Acil durumlar için hazırlıklı olmak buralarda iyi karşılanmıyor mu?
If I'm being honest here, Tammy, I'm much better at cleaning them than I am at spinning them.
Dürüst olmak gerekirse Tammy,... karpuzları yemede koltuğa sığdırmadan daha iyiyim.
This is your chance to tell your government how you feel about being abandoned. Stuck here next to them.
Bu, hükümete birşeyler söylemen için bir şans.Seni........ burada bıraktıkları için onların yanında.
Ah, interesting- - we're being accused of making you do things you don't like, and here you are, doing the same thing to poor Amy.
İlginç. Yapmak istemediğiniz şeyleri yaptırmakla bizi suçluyorsun ama aynı şeyi zavallı Amy'ye yapıyorsun.
Instead of just being out here.
Öylece dışarıda olmak yerine.
Weird being in here at night.
Gece burada olmak garip.
What's going on is you're being very unprofessional by not unlocking the doors for all these nice people who are here for gymnastics lessons.
Olan şu, sen kapıları jimnastik dersi için gelen bu iyi insanlara açmayarak hiç profesyonelce davranmıyorsun.
The likelihood of you being spotted here increases a hundred fold.
Burada tanınma ihtimalin yüz kat daha fazla.
I went to the doc to tell you that. But Being back here with you made me realize I'm not in love with you.
Ama burada tekrar seninle birlikte olmak sana aşık olmadığımı anlamamı sağladı.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20