Busy day tradutor Turco
828 parallel translation
"Please, go to bed. lt's been a busy day."
Lütfen yatağına git. Zaten yorucu bir gündü.
We've a busy day ahead.
Yoğun bir gün bizi bekliyor.
You have a busy day.
Bugün çok işiniz var.
Looks like that sharp female, La Guillotine is going to have a very busy day tomorrow.
Şu keskin hatun giyotin için yarın çok yoğun bir gün olacak gibi gözüküyor.
- You've had a long and busy day.
- Yorucu bir gün geçirdin.
No, I had a busy day yesterday, selling junk.
Hayır, yorucu bir iş günü oldu ;
You've had a busy day.
Yoğun bir gün geçirdin.
- l had a busy day today.
- Çok yoğun bir gündü.
You've had a busy day...
Yorucu bir gün geçirdin..
We expect rather a busy day.
Bugün de çok yoğun bir gün.
It's also a very busy day.
Aynı zamanda çok yoğun bir gün.
- Busy day?
- Yoğun bir gün mü?
- Hi, Pop! I'm sorry we're late getting home, but we had a busy day.
Kusura bakma hayatım eve geç geldik ama bir sürü işimiz vardı.
It's been a right busy day.
Oldukça yoğun bir gün oldu.
It's their busy day at the delicatessen.
Bugün şarküteride çok meşgulmüş.
This is my busy day.
Meşgul bir günümdeyim.
This is a busy day for us.
Bugün bizim için yoğun bir gün.
Let's want no discipline, make no delay... for, sirs, tomorrow is a busy day.
Ne gerekiyorsa, gecikmeden yapalım. Çünkü yarın çok iş düşecek bize, baylar.
What a busy day!
Ne kadar yoğun bir gün.
He's had a busy day.
Çok yoğun bir gün geçirdi.
Well, looks like you sure had a busy day, honey.
Görünüşe bakılırsa yoğun bir gün geçirmişsin, tatlım.
I had a busy day myself.
Ben de bugün çok meşguldüm.
- A busy day, Mr. Meadows?
- Yoğun bir gün mü Bay Meadows?
Another busy day, Mr. Meadows?
Yoğun bir gün daha mı Bay Meadows?
Relax. I'm gonna keep Miss Templeton busy day and night.
Sakin ol, ben Templeton'u gece gündüz meşgul ederim.
Today is going to be a very busy day.
Bugün, çok meşgul bir gün olacak.
I have a busy day.
Çok meşgulüm.
You'll leave tomorrow, it'll be a busy day.
Sizin içinde yarın yoğun bir gün olacak.
It's been a busy day.
Yoğun bir gün oldu.
It's going to be a busy day for our lads.
Bizim çocuklar için yoğun bir gün olacak.
So, you've had a busy day, Vicki?
Bugün gayet meşguldün yani Vicki, öyle mi?
I'm going to be busy all day.
Bugün çok meşgulüm.
Glad for the night, glad for the day I fold my hands, dear Jesus, and pray keep my lips pure, my face bright, keep my hands busy doing the right.
Gece için şükrederek, gündüz için şükrederek ellerimi açıyorum sevgili İsa ve dua ediyorum. Dudaklarımı temiz, yüzümü parlak tut, ellerimi doğruyu yapmakla meşgul et.
Look, day after tomorrow your aunt's giving us a reception until then you and I are going to be a couple of busy people.
O zamana değin senle ben çok yoğun olacağız.
The next day we were so busy I hardly had a chance to look at her.
* Ertesi sabah o kadar yoğun çalıştık ki, neredeyse ona bakma şansım bile olmadı.
We're all busy little bees, full of stings, making honey day and night.
Hepimiz gece gündüz bal yapan, küçük, meşgul arılarız.
I'm busy. I can only stay a day or two.
Meşgulüm, yalnızca bir iki gün kalabilirim.
Someone's busy running around all day while someone's busy just eating.
Birisi bütün gün etrafta koşmakla meşgulken, birisi de yemekle meşgul.
Twenty-four hours in the day. 1,440 minutes for somebody else to get busy on the same idea as ours.
Başka birinin bizimle aynı konuda faaliyette bulunması için bin dört yüz kırk dakika.
Now, we're not so busy, so I can take a day off.
Artık o kadar meşgul değiliz, bir gün izin yapabiliyorum.
- No, I'll be busy all day.
- Olmaz, bütün gün meşgulüm.
Be busy all day.
Tüm gün meşgul olacak.
During the day I was kept busy enough, but sometimes at night I'd get restless and I'd want to keep my mind off the craving.
Gündüzleri yeterine meşguldüm ama bazı geceler yerimde duramıyor ve zihnimi o arzudan uzak tutmak istiyordum.
Unlike those robots I know, busy making money all day.
Diğer adamlardan farklısın.
Yeah, I see a busy day.
Belli çok yoğun.
If you're busy, we can go another day.
Eğer işin varsa, başka gün de gidebiliriz.
Well, I'm soldiering all day, and I'm rather busy in the evenings too.
Tüm gün boyunca askerlik yapıyorum, ve akşamları da meşgulüm.
I thought you might be too busy to see me once day breaks.
Düşündüm ki, gün ortasında benle görüşmek için çok meşgul olursun.
Remember that day you came in the Busy Bee?
O mola yerine geldiğin günü hatırlıyor musun?
Well. this time of day. Mr. Ballinger's always very busy. ma'am.
Mr. Ballinger yılın bu zamanı oldukça meşguldür.
You sure kept me busy that day with the camera.
Beni elimde kamerayla peşinden koşturdun.
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
day in and day out 25
day one 66
day in 57
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day suspension 16
day basis 16
days and 46
day weekend 17
day after tomorrow 77
day and night 151
day three 20
day or night 97
day after day 123
day suspension 16
day basis 16
days and 46
day weekend 17
day after tomorrow 77
day and night 151
day three 20
day or night 97
day after day 123