Catch me up tradutor Turco
451 parallel translation
- I don't think he's gonna catch me up.
- Ben yakalayabileceğini sanmıyorum.
You never know when you'll catch me up.
Beni ne zaman yakalayacağınız hiç belli olmaz.
- You'd never catch me up there.
Asla benim gibi yapamazdın.
- I say you could. He'll need more than a rabbit's foot to catch up with me.
Benle başedebilmesi için tavşan ayağından fazlasına ihtiyacı var.
We have a lot to catch up, but I want you to come with me now
Konuşacak çok şeyimiz var fakat şimdi benimle gelmeni istiyorum.
If I'm not here on time, just go ahead without me. I'll catch up with ya.
Eğer zamanında burada olamazsam bensiz başlayın, size yetişirim.
He got up and ran after me, but I reached it before he could catch me.
Kalktı ve arkamdan koştu, fakat beni yakalayamadan silaha ulaştım.
Then they'd better not catch up with me,'cause they'll be a-wishing they hadn't.
Beni yakalamamaları onlar için daha iyi çünkü yakalamamış olmayı dileyecekler!
Well, for one thing you wouldn't be traipsing around the country from one airfield to another trying to catch up with me.
Evvela ülkedeki havaalanları arasında beni yakalamak için mekik dokumazdın.
So I made up my mind that I'd catch him if it took me the rest of...
Bu yüzden onu yakalamaya karar verdim.
Stick to me, big man. You'll catch up.
Benimle takıl koca adam, arayı kapatacaksın.
You'd catch me and string me up in no time.
Beni yakalayıp asabilirsiniz.
What became of the line of jive that "mows'em down"? I didn't have a chance. Just watch me when we catch up with her.
- Onları eriten lakırdıya ne oldu Meadowville Spesiyalitesi?
If he comes to town and finds I'm gone, he's liable never to catch up with me!
Eğer geldiğinde beni bulamazsa, onun sorumluluğunu bir daha asla alamam.
Me and the two soldiers rode circles the next three days, trying to catch up with'em.
Ben ve iki asker onların etrafında üç gün at sürdük... onları yakalamaya çalıştık.
Nothing made me happier than to see all those cute little pranks of yours catch up with you and land you on your celebrated face!
Bütün o haylazlıklarının bir gün gelip seni o meşhur yüzünün... üstüne düşürmesini görmekten daha büyük bir zevk yok!
"... Ethan and me are still trying to catch up with them Comanches...
" Ethan ve ben hala şu Komançilerin peşindeyiz.
Jane tells me that when she came out up there on Sunday... when you were playing catch with Bonnie... the ball rolled under the house, and she went under after it.
Jane bana Pazar günü, siz Bonnie ile top oynarken kendisinin ortaya çıktığını topun evin altına kaçtığını ve ardından kendisinin de oraya girdiğini anlattı.
It's a relief to catch up with them and find out the law's gonna do the job for me.
Yakalanmaları ve yasaların benim işimi üstlenmesi çok iyi.
Emma's gonna need me when we catch up with them.
Onlara yetiştiğimizde, Emma'nın bana ihtiyacı olacak.
Thought maybe you was afraid you might need me with Frank to catch up.
Frank yetişirse bana ihtiyacın olacaktı, bundan korkmuş olmayasın?
He wants me to catch up.
Ona yetişmemi istiyor.
She's helping me with Hebrew, so I can catch up with the others.
Bana İbranice öğretiyor, diğerlerini yakalayabileceğim.
He couldn't catch up with me.
Bana yetişemedi.
- I'll catch up with my comrades, they need me.
- Arkadaşlarıma yetişeceğim, bana ihtiyaçları var.
It gives Jean and me a chance to catch up on our homework.
Bu Jean'a ve bana ödevlerimizi yapmak için fırsat veriyor.
And now, if you'll forgive me, I must catch up on a little sleep.
Şimdi müsaade ederseniz, biraz uyumak istiyorum.
well, gives me a chance to catch up on my Dickens.
Neyse, Dickens romanıma devam edebilirim.
That'll give me a chance to catch up on my technical journals.
Böylece teknik dergileri okuyabileceğim.
Took it that long to catch up with me.
Ayrıca elime geçmesi de epey zaman aldı.
It's taken me all that time to catch up with you.
Seni yakalamak bu kadar sürdü.
Don't you ever let me catch you up here again.
Seni bir daha burada görmeyeyim.
Once in a while she'd wake up and catch me.
Arada bir uyanır ve beni yakalardı.
You tell me when you catch him, so I can get him to make another record for me before you string him up.
Onu yakaladığında bana haber ver, ben de, siz onu asmadan onunla yeni bir plak yapayım.
If I wait, you'll catch up with me.
Eğer beklersem, bana yetişeceksin.
Now get that dramatic catch out of your voice and tell me how she's gonna carry her share of the load up here.
Dramatik ağızları bırak da söyle bana bu kız kendi yükünü nasıl taşıyacak?
Catch up with me after that horse is shoed.
Atı nalladıktan sonra bana yetiş.
I try to run away but you always catch up with me, and your hands touch me again, you take me in your arms, you kiss me with your mouth.
Kaçmaya çalışıyorum, ama her seferinde beni yakalayıp bana dokunuyor, kollarına alıyor ve o ağzınla öpüyorsun.
Now slow up and give me a chance to catch up.
Yavaşla ve sana yetişmeme fırsat ver.
Listen friends, if you're forcing me to fight, fine. But let me warn you, I'm going to catch the murderer and anyone who stands in my way will end up like him.
Dinleyin, unutmayın'ki benim adım Lu Tung Chung katili yakalamama kim engel olmak isterse sonu böyle olur.
I'll run away. Your men will catch up with me.
Ben kaçacağım, adamların beni yakalayacak.
Never mind, good master, I'll run away from here so fast that even your dogs will never catch up with me.
Boşversene efendi, buradan öyle bir kaçacağım ki, köpeklerinin bile beni yakalayamayacak.
He's just going to catch up with me sooner or later.
Eninde sonunda beni yakalayacak.
I figure they'll catch up with me on a lot of other stuff I did.
İşlediğim başka suçların cezasını çektireceklerinden eminim.
Help me catch the car up ahead!
Yardım et yakalayalım.
The guy throws up on the deck, he doesn't catch one fish, gives me half my money.
Güverteme kustu, bir balık bile tutmadı ve paramın yarısını veriyor.
It's just that I like you to give me a minute.. .. so I can catch up.
Sadece bana bir dakika izin ver ki ne olduğunu anlayayım.
I knew you'd catch up with me sooner or later.
Beni er ya da geç bulacağını biliyordum.
Hey, you guys, let me catch up!
Hey, çocuklar, yetişemiyorum size!
- Come on, let me catch up!
- Hadi ama, bırakın yetişeyim!
Well, I say "a mine," it was more a cluster of mines, and she was blown to smithereens, and as she rocketed up into the air, she said something I couldn't quite catch, something totally incomprehensible to me, something like, "Tell him his little chipmunk will love him forever!"
"Bir mayına" diyorum, ama bir sürü mayın varmış, binbir parçaya ayrıldı, paramparça havaya uçarken de, pek duyamadım ve aklım da ermedi ama, bir anda bir şey dedi sanki, şöyle bir şeydi :
catch me if you can 46
catch me 65
up here 454
update 59
upper 104
upon 29
upset 163
uptown 38
upstairs 739
upright 26
catch me 65
up here 454
update 59
upper 104
upon 29
upset 163
uptown 38
upstairs 739
upright 26
upside 40
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up call 187
up guy 119
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up call 187
up guy 119
up north 49
up the stairs 74
up we go 50