English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Check the car

Check the car tradutor Turco

289 parallel translation
Bowie, you better fix this tire and check the car.
Bowie, şu lastiği tamir edip arabayı bir kontrol ediver.
Excuse me, I have to check the car for a minute.
Müsaadenizle, arabaya kadar gitmem gerek.
Check the car out, Harry.
Arabaya bak, Harry.
- Check the car back there.
- Gerideki vagona bakıver.
Check the car.
Arabaya bak.
I'LL GO CHECK THE CAR OUT.
Aşağıya inip arabaya gerçekten bakmam lazım.
I'll go check the car. Set the brake.
- Arabaya bakacağım, tamam mı canım?
So this morning I go down to the garage to check the car out.
Bu sabah garaja gittim ve arabayı kontrol ettim.
Susan, you check the car.
Susan, sen arabaya bak.
- Check the car.
- Arabayı kontrol etsene.
Check the car.
Arabaya bak...
How many times can you check the car?
Arabayı kaç kez kontrol ediyorsun?
- Just check the car out for me.
- Lütfen buldur şu arabayı.
Get out, guys, and check the car.
Dışarı çıkın bakalım, arabaya bir göz atalım.
He should check the car, study the roads, alternative routes, short cuts.
Arabayı kontrol etmeli, yolları ezberlemeli, alternatif rotalar ve kısa yollar belirlemeliydi.
Check the car.
- Arabayı kontrol et.
Cornelia, check the car.
Cornelia, arabayı ara.
Listen, I'm gonna check in the garage and see if the doc's car is there.
Dinle, garaja göz atacağım bakalım doktorun arabası duruyor mu?
Quinlan wants to check on that girl with Linnekar in the car.
Quinlan arabadaki o kız hakkında araştırma yapmak istiyor.
Last Saturday I met one of the boats, to check the passenger list. - Two characters shoved me into a car. - Why didn't you report it sooner?
Geçen cumartesi, yolcu listesini kontrol etmek için gemilerden birine giderken birkaç adam beni yakaladı ve bir arabaya tıktı.
( Carlson ) Jerry, get a man to check houses in the area where the car was found.
Jerry, aracın bulunduğu alandaki evlere bakması için birini ayarla.
I mean, like that stink bomb. The boys we sent to check it out, they say nobody even saw a car in your neighbourhood during that time.
Çocuklar araştırdı... o gece mahalleden, tek bir araba bile geçmemiş diyorlar.
- Check the stall car.
- Atların olduğu vagonu kontrol edin.
Let's check out the car.
Gel arabaya bakalım.
Why don't you get in the car we'll go and check out the local cuisine.
- Neden arabaya binmiyorsun? Yöresel yemeklerin tadına bakalım.
They impounded it. The trouble is, I think Comtron talked the sheriff into letting them check out the car.
Sorun şu ki sanırım Comtron şerife incelemek için arabayı vermesini söylemiş.
- Let's check the other car. - Yeah.
- Diğer vagonlara da bakalım.
I better check on the car
Arabaya bir göz atsam iyi olacak.
En route. Check the car out.
Arabayı kontrol edin.
Listen, honey, when you land, can we just, like, you know, rent a car, check into a hotel, leave the kids with your parents?
Dinle tatlım, indiğin zaman şey yapsak, şöyle... bilirsin... Araba kiralasak, bir otel baksak, çocukları seninkilerde bıraksak oda servisine sipariş versek...
There's a law now, isn't there, that you have to check... the blood alcohol level of a person in a car accident?
Araba kazası geçiren birisinin kanındaki alkol oranını kontrol etmenizi gerektiren bir kanun yok muydu?
If this car performs the way I expect it to, you will get a check of $ 101,000, and change, when you come in here tomorrow morning.
- Araba istediğim gibi çıkarsa yarın 101.000 dolarlık bir çek alacaksın.
I told you-You're later than the 15th, they repo the car before the ink's dry on the check.
Sorun arabada mı? Çekin mürekkebi daha kurumadan. Araba daha 15. cadde iken söyledim.
Check the oil when you fill it up and don't try and use the car phone because... we disconnected it.
Araç telefonunu kullanmayı denemeyin çünkü bağlantıyı kestik.
- Yeah, go check on the car.
- Evet, git de arabayı kontrol et.
- They check out the car?
- Arabaya da baktılar mı?
We should check with the doctor's housekeeper about the car while we're out here.
Buradayken bekçiyle de bir konuşalım.
I want to check the slot for the work car.
Kullanacağımız araba yerinde mi bakmak istedim.
A fella come around here asking me about your car... wanted to look at the registration... and check your name.
Buraya adamın biri geldi... arabanı sordu... ruhsata ve adına filan bakmak istedi.
He left his car somewhere else but I saw the door open, so I thought I better check to see if everything was OK.
Bu civarda arabasını buldum. Kapısının açık olduğunu görünce etrafa bir göz atayım dedim.
Here " s your claim check for the car.
İşte, araba istek fişiniz.
You check out some music while you're sitting in the car.
Beni beklerken müzik dinlersin.
He thinks he hit the deer, gets out to check, forgets the hand brake, the car rolls down the hill.
Geyiğe çarptığını sandı, kontrol etmek için indi, ama el frenini çekmeyi unuttu, araba da uçuruma düştü.
Why don't you forget about the car and come upstairs and check my tyre pressure?
Lastiklerin basıncına bakmayı boş verip yukarı gelip benim lastiklerimin basıncına baksana.
Laser-encoded keys that send a message to a receiver... inside the car. Check this out.
Şunlara bak.
We need to check the lot for a car.
Bir arabayı araştırıyoruz.
Take the car and check it out.
Giyin.
Check the finger-prints from the hide-out see if they match any from the car.
Saklandıkları yerden alınan parmak izlerini kontrol et. Arabadan alınanlardan biriyle eşleşen olup olmadığına bak.
Get your fat arse out of the flaming'car. Check the hotel.
Şu şişko kıçını arabadan çıkart ve oteli kontrol et.
When they find the car they should check for blood.
Eğer arabayı bulurlarsa kanı kontrol etsinler.
Also, check the plate of that car that tailed us.
Bir de bizi takip eden arabanın plakasını kontrol edin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]