Clear here tradutor Turco
1,418 parallel translation
Now, agent Hotchner, I need to be very clear here.
Ajan Hotchner, çok açık konuşacağım.
It's clear here.
Burası temiz.
- Clear here!
- Temiz!
I'll be very clear here because you and I face an evolutionary cap...
Çok açık ve net olacağım çünkü sen ve ben evrimsel bir durumla karşı karşıyayız.
Yeah, I know I said that earlier, but just to be clear here I didn't actually see anybody do any shooting.
Evet, biliyorum söylemek için erken, ama açıkçası aslında ateş eden herhangi birini görmedim.
Let's be clear here.
Burada açık olalım.
Bravo, we're all clear here.
Bravo, burası tamamen temiz.
But just to be clear here, she's not hot on her uncle?
Açık konuşalım, dayısından hoşlanmıyor, değil mi?
All clear here.
Burası temiz.
There are a lot of fireflies around here because of the clear water
Suyumuz temiz olduğu için buralarda çok ateşböceği olur.
Everybody clear, out of here, right up please, the light's on.
Herkes çekilsin. Böyle getirin. Işıkları açabilir miyiz?
Now just so we're clear, we're not here to play hall monitor to the world.
- İşiniz bitti mi yani? Biz burada dünyaya canlı röntgencilik yapma oynamıyoruz.
You will send a clear and unambiguous signal that you are aware of the issue and that we here at L.A.P.D.
Olayın farkında olduğuna ve Los Angeles Emniyeti olarak vaziyeti toparlamakta kararlı olduğumuza dair açık bir işaret vermiş olursun.
It's clear up here.
Burası temiz.
I do have a clear view of the vehicle from here.
Aracı buradan net bir şekilde görüyorum.
We want you guys to clear your calendars and hold the date of the 14th and come back here where we're going to be getting married.
Buraya geri geleceksiniz. Çünkü evleneceğiz.
Excuse me, I need to get in here so I can clear the plates.
Afedersiniz, bunları almalıyım ki tabakları temizleyebileyim.
W-w- - just so we're clear, so - - so you want to move back in here and - - and be faithful to me and love me with all your heart and soul?
W-w- - açıklığa kavuşturalım, yani, buraya geri taşınmak ve bana sadık kalmak ve beni bütün ruhunla sevmek mi istiyorsun?
I've been thinking. You've made it quite clear that you're miserable here.
Düşünüyorum da, burada mutlu olmadığını defalarca dile getirmiştin.
- When she's clear on that, then you can bounce her out of here.
Bu ihtimali eledikten sonra onu dışarı atabiliriz.
I recognize that this false alarm was a major inconvenience to you and your staff, me and my staff, but it's clear to me that what we're looking at here is a result of a simple mistake in judgment.
Ben ve ekibim için de bu böyle. Ama bu yanlış bir değerlendirmeden başka bir şey değil.
Make it clear to her that her future it, it's not here, picking up after you.
Geleceğinin burada olmadığı hissettirmen içindi. Senin arkanı toplaması için değildi.
You think you could see your way clear to climb over here and hold me... tell me everything is going to be okay?
Sence yolundaki engelleri aşarak buraya gelip bana sarılıp "her şey yoluna girecek" diyebilir misin?
Clear back here.
- Burası da temiz!
I told them Professor Bloom came here two weeks ago... -... and asked you to clear Rebecca. - That's it?
Onlara, iki hafta önce Profesör Bloom'un geldiğini ve senden Rebecca'nın adını temize çıkarmanı istediğini ssöyledim.
You need to clear out of here though.
Temizlenmeniz lazım.
Hey, if it was important to you to have him here, you should have made that clear to him.
Burada olması senin için önemliyse bunu ona net bir şekilde söylemeliydin.
There's a clear eye line from here to the Northern Global building.
Oradan Kuzey Global binası çok net olarak görülebiliyor.
Clear over here, sir.
Bu taraf da temiz, efendim.
You're supposed to be the clear voice of reason here.
Buradaki mantığın sesi sen olmalısın.
But judging by the amount of security around here, it's pretty clear it was something very valuable.
Çevrede alınan güvenlik önlemlerine bakacak olursak, çok değerli bir yük taşıdığı açıkça görülüyor.
Mikey, let's clear it up and get out of here.
Mikey, şurayı düzene sokalım ve gidelim.
We're clear over here.
Biz hazırız.
You know, I don't think I'm being clear enough here.
Sanırım, yeterince açık anlatamadım.
Stay here until we clear. Do you hear me?
Etrafı kontrol edene kadar burada kal.
Plus I gotta clear up some space here.
Artı, bir şeyi açığa kavuşturmam gerekiyor.
Knocked this one's head clear on over here.
Bunu koparıp buraya kadar atmış!
- We're almost clear down here.
- Burası da temiz sayılır.
Hey, Nate made it clear Bill and those assholes aren't supposed to be in here.
Hey, Nate bu serserileri buraya gelmemeleri için uyarmıştı.
If those layabouts weren't in here all day, the road would be clear now.
Çok misafirperver değildir buranın halkı, konukseverlik beklemeyin
It's quite clear that you will leave here empty-handed.
Anlaşılıyor ki buradan ellerin boş bir şekilde çıkacaksın.
Clear out, anything here in the morning gets burned.
Toparlanın, sabah burada ne varsa yakılacak!
I see a very clear example here.
- İtiraz Ediyorum!
Let's be clear about the situation here.
Buradaki durumu açığa kavuşturalım.
- And then clear out of here?
- Sonra da buradan gider miyiz? - Evet, sen ve ben.
Can you just watch this table here so they don't clear it?
Acaba masayı toplamasınlar diye bakar mısınız?
You say yes, you walk out of here, free and clear.
Evet dersen buradan özgür ve temiz çıkarsın.
I mean, couldn't we just wait here until colonel Pearson gives us the all clear?
Albay Pearson tehlikenin geçtiğini bildirene dek burada bekleyemez miyiz?
I just wanna be clear that I am here as a last resort.
Buraya son çare olarak gelmiş olduğumu hemen belirtmek isterim.
We clear who's in charge here?
Patron kim, anlaştık mı?
Get off this plane now! We're clear here.
Burası temiz.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20