Could've been tradutor Turco
5,196 parallel translation
This could have been so much cleaner for me and for you.
Bu senin ve benim için çok daha temiz olurdu.
He could've been moving it for someone else.
Yerine başkasını göndermiş.
She could've been awkward in high school.
Muhtemelen lisede tuhaf biriydi.
The animal particles, as well as everything else we found, suggest that Starkel could have been killed in a parking lot near a farm.
Hayvan partikülleri ve bulduğumuz diğer şeyler Starkel'ın bir çiftlik yakınlarındaki otoparkta öldürüldüğüne işaret ediyor.
He could've been killed.
Öldürülebilirdi.
You could've been killed, Junior.
Öldürülebilirdin, oğlum.
After everything we've been through, all of the anguish, who could blame me for finding comfort in the arms of someone else?
Yaşadığımız bunca şeyden, bunca acıdan sonra kim beni başkalarının kollarında teselli bulduğum için suçlayabilir?
Everything could've been different.
Her şey daha değişik olabilirdi.
- Everything could've been...
- Her şey daha...
I've been trying to think of ways that I could make it up to you.
Kendimi nasıl affettirsem diye düşünüp duruyorum.
They're in our conference, and even though they haven't been to the playoffs in like the last seven years, I think this could be their year.
Onlar bizim ligimizde ve son 7 yıldır play-off'lara katılamıyorlar belki bu yıl onların yılı olur diye düşündüm.
After everything that we've been through, how you could ever, even for one second, think that I would sleep with someone else is crazy.
- Yaşadığımız onca şeyden sonra bir saniye için bile başkasıyla yattığımı düşünmen saçmalık.
AJ : Well, we could've been.
Olabilirdik.
We establish all the ways he could've been in contact with the outside world and talk to anyone he could've used as a go-between.
Dış dünya ile irtibat kurabileceği bütün yolları belirleyip aracı olarak kullanabileceği herkesle konuşacağız.
Screws loosened recently or holes that blood could've been injected.
Gevşetilmiş vidalar veya kanın enjektesi için açılmış delikler...
Dave and Morgan, find out what you can about the victims, what else they might have been involved in that could have gotten them killed.
Dave ve Morgan, kurbanlar hakkında bulabildiğinizi bulun. Bulaştıkları her neyse ölümlerine sebep olmuş olabilir.
Aerial photo of the area- - could've been the victim's treasure map.
Kroki, kurbanın hazine haritası olabilir.
Could've been them...
Belki de onlardır.
That could've been your sister who was shot in the back of the head in that ambush.
O pusuda kafasından vurulan senin kızkardeşin de olabilirdi.
I've been hiking all day, and I saw you had a hose out here, and I was wondering if I could fill up my water bottle.
Bütün gün yürüyüş yaptım, dışarda sizin hortumunuzu gördüm, su şişemi doldursam sorun olurmu diye düşünüyordum.
He couldn't report it. You really could've been a lawyer.
Bunu ihbar edemedi.
All this time, I'd been blaming Big Jim, but the truth is... I could've done more.
Bunca zaman Koca Jim'i suçladım ama işin açıkçası daha fazlasını yapabilirdim.
He could've been dumping evidence.
Delil yok ediyordu belki de.
That could've been very effective for her.
Onda çok etkili olmuştu.
Which explains why he could've been mistaken for Todd Mirga.
Bu da neden Todd Mirga sanıldığını açıklıyor.
She could've been carried twice that far.
İki kat uzağa sürüklenmiş olabilir.
Could've been worse.
- Daha kötüsü de olabilirdi.
We've been here and down at the pool. Could you hang on, Andrea...
Aşağıda, havuzdaydık.
She could've died, and it would've been your fault!
Ölseydi senin hatan olurdu!
Look, I wish things could've been different for me and Jason.
Dinle, olayların Jason ve benim için farklı gelişmesini isterdim.
The deceased could've been sitting on the edge, fallen in after drinking too much.
Merhum, çok içtiği için kuyunun kenarında otururken düşmüş olabilir. Test mi?
Someone could've been jealous.
Biri kıskanmış olabilir.
If I had gone with him, I could have stopped it. Or you could've been killed.
Ya da öldürülmüş olabilirdin.
You know, after all these years, after everything we've been through... there is nothing you could do, in this or any lifetime that I would not forgive.
Biliyorsun, bunca yıldan sonra yaşadığımız bunca şeyden sonra ne bu hayatta, ne de başkasında senin yapıp da, benim affetmeyeceğim hiçbir şey olamaz.
I could've been someone, me.
Önemli birisi olabilirdim.
It could've been Demetrius.
Demetrius olmalıydı.
The mother could've been lying about the kid - to protect herself.
Annesi kendini korumak için çocuğu hakkında yalan söylüyor olabilirdi.
He says he can't swear that it was a "do not treat" bracelet, and it could have been a fuelband or something like that.
Onun "tedavi etmeyin" bilekliği olduğuna yemin edemeyeceğini söyledi. ve ekranlı bileklik ya da onun gibi bir şeyler olabilir.
I've been thinking about it and I know it's silly, but could you please throw these flowers away?
Bir şey düşündüm ve biliyorum çok saçma, ama şu çiçekleri uzaklaştırırmısın?
But who else could it've been?
Başka kim olabilir ki?
You could've been here.
Evde olabilirdin de.
In the time that you've been working here, have you ever asked yourself why we always walk into the studio through that door when we could just walk straight in over that threshold?
Burada çalıştığın zaman boyunca stüdyoya neden oradaki eşikten değil de buradaki kapıdan girdiğimizi merak ettin mi?
And then Sinbad sacrificed himself so I could escape the alien space station, and me and his ghost have been traveling the stars looking for a way home ever since.
Ve sonra Sinbad kendini feda etti, böylece ben de uzay istasyonundan kaçabildim. ... şimdi ben ve onun hayaleti, o günden beri dönüş yolu bulmak için yıldızları geziyoruz.
Could've been a duke or a lord or some shit, things had been different.
Dük, lord, veya herhangi bir şey olabilirdi. Ama işler farklı yürümüş.
I could've been a better dad. Well, that's the damn truth.
- Daha iyi bir baba olabilirdim gerçi.
I've brought you your tray, washed your hair, listened to all those tall tales about what was, what could have been.
Yemeğini ayağına getirdim, saçlarını yıkadım fantastik hikâyelerini dinledim.
You could've been a goddamn intruder.
Hırsız da olabilirdin.
- Could you tell us - what has been people ´ s reaction to these - mysterious and terrible crimes?
Bize bu gizemli ve korkunç cinayetler karşında insanların nasıl tepki verdiklerini bize anlatabilir misin?
He would've wanted his champion, his gladiator to be here, fighting for him when there was still a chance he could've been found alive.
Şampiyonunun, gladyatörünün burada olmasını, onun için mücadele etmesini isterdi, ve hala şansı varken hayatta olmayı isterdi mesela.
I wish could have been there for you, Nolan, the way you've always been there for me.
Keşke yanında olabilseydim Nolan. Senin her zaman yanımda olduğun gibi.
We've got a patient in cardiac distress, which could have been avoided if I had gotten that echo earlier.
Hastanın kardiyo sorunu var. EKG için izin verseydin bu sorun ortaya çıkmayacaktı.
could've been worse 25
been 112
beene 19
beens 21
been a while 101
been busy 29
been there 278
been a long time 109
been here long 28
been looking for you 27
been 112
beene 19
beens 21
been a while 101
been busy 29
been there 278
been a long time 109
been here long 28
been looking for you 27
been waiting long 18
been better 48
been looking all over for you 26
could 243
couldn't 72
couldn't agree more 58
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
couldn't be better 98
been better 48
been looking all over for you 26
could 243
couldn't 72
couldn't agree more 58
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
couldn't be better 98
could you do it 21
could be more 16
could i ask you something 32
couldn't have done it without you 30
could be 753
could you do me a favor 94
could be worse 129
could you please 43
could i have a glass of water 17
could you tell me 38
could be more 16
could i ask you something 32
couldn't have done it without you 30
could be 753
could you do me a favor 94
could be worse 129
could you please 43
could i have a glass of water 17
could you tell me 38