Couldn't care less tradutor Turco
572 parallel translation
They're man-made. Nature couldn't care less.
Her ne kadar tabiat su koy veriyorsa da insanların çizdiği sınır orada.
We couldn't care less about our creditors.
Onlar yüzünden biz de endişeliyiz.
You couldn't care less!
Umrunuzda bile değil!
She couldn't care less, believe me.
İnanın pek umursamazdı.
You couldn't care less
Senin için fark etmez elbette.
- I couldn't care less!
Çabuk aç!
I don't know what's between you two, and I couldn't care less.
Aranızda ne olduğunu bilmiyorum ve bu benim umurumda da değil..
I couldn't care less.
Umurumda değil.
I couldn't care less.
Bu umurumda bile olmaz.
I couldn't care less.
Benim umurumda değil.
I couldn't care less about that...
Ona ne olacağı umurumda bile değil...
- Couldn't care less.
- Dikkatli olmalısın.
I couldn't care less and neither could you.
Hiç umumrsamıyorum, siz de öyle.
But I couldn't care less!
Bundan bana ne!
Rameau couldn't care less!
- Rameau'nun aldırdığı yok!
- I couldn't care less about your dad.
Pek sayıImaz.
The general couldn't care less about us.
General için biz önemliyiz.
Last night I was furious, but now I couldn't care less.
Dün akşam çok kızmıştım, ama şimdi bilmiyorum.
I couldn't care less about your problems.
Sorunların beni hiç ilgilendirmiyor.
I couldn't care less about your car.
Sizin arabanız umurumda bile değil!
Couldn't care less
Hayır, sormuyorum.
Believe me, Sandy, I couldn't care less.
Bana inan Sandy, daha çok endişelenemezdim.
Tom, I maintain that in order to get the information that you want, we should get somebody that not only nobody knows, but someone that couldn't care less about our problems or anybody else's.
Tom, istediğin bilgiyi elde etmek için, sadece kimsenin tanımadığı birini olması dışında, bizim veya başkalarının sorunlarına duyarsız olmayacak biri gerekli.
I couldn't care less.
Hiç umurumda değil.
- You couldn't care less now.
- Artık bir önemi yok.
He couldn't care less about German beer.
Alman birası umurunda değil.
- I paid! I couldn't care less!
Eğer yoksa git o zaman!
- I couldn't care less, as long as she takes care of the cows.
- Hiç umursamıyorum... O sadece inekler ile ilgileniyor çünkü.
I couldn't care less about my fever.
Ateşimin olması umurumda değil.
- I couldn't care less.
- Umurumda olmaz.
I couldn't care less about the Dedham Shipping Company.
Dedham Nakliye Şirketine hiç ilgim yok.
In fact, I couldn't care less.
İşin doğrusu, bundan daha az umurumda olamazdı.
I couldn't care less what happens to me.
Bana olabilecekleri daha az önemseyemezdim.
I couldn't care less if you had Liz Taylor out there.
Arabada Liz Taylor olsa bile benim için fark etmez.
I couldn't care less, water's the most valuable thing there is.
Hayırlısı da hayırsızı da benim olsun sudan güzeli var mı bu Dünya'da?
I couldn't care less what you do to yourself, but... must you do it in front of the children?
Sağlığınızı düşünmüyorum, çocukların önünde yapmanız şart mı? - Değil.
- I couldn't care less.
- Umrumda değil.
That means, "peek as much as you like. I couldn't care less."
Bunun anlamı, istediğin kadar göz at, umurumda değil. "
I couldn't care less who you pick as your top dog.
Şimdi kimin burada sürübaşı olacağı benim için önemli değil..
Weston couldn ´ t care less about them, and that ´ s no good.
Weston'ınsa hiç umurunda değiller. Bu da yanlış.
You couldn't care less if I'm cheerful or glum
# Umurunda bile değil Ha neşeli olmuşum ha suratsız #
You may take it any way you like, I couldn't care less.
İstediğin şekilde anla, umurumda değil.
I know all about you and I couldn't care less.
Hepiniz hakında bilgim var ve umrumda bile değil.
I couldn't care less
Hiç umrumda olmaz!
To shoot up a lot of peons who couldn't care less which dog is on top, anyway.
Bir sürü ameleyi kim olduklarını umursamadan vurmak için. Yine de kim kazandı?
He couldn't care less what happens to you.
Sana ne olduğu adamın umurunda değil.
We couldn't care less, We couldn't care less,
Umurumuzda değil, Umurumuzda değil,
We couldn't care less...
Umurumuzda değil...
You couldn't care less, could you?
Umurunda değil, değil mi?
I couldn't care less what you think of me.
Hakkımda ne düşündüğün umurumda değil.
Later, you turned up and we couldn't care less.
... konuşmamız esnasında, onu tamamen unutmuşuz
lessons 21
less 280
lesson 19
less is more 28
less talk 31
less than 199
lesson learned 73
less than an hour 24
less than a minute 21
less so 20
less 280
lesson 19
less is more 28
less talk 31
less than 199
lesson learned 73
less than an hour 24
less than a minute 21
less so 20
less than that 21
less talking 37
lesson number one 29
less than an hour ago 18
lesson one 48
could 243
couldn't 72
couldn't agree more 58
could you give me a hand 26
could you say that again 20
less talking 37
lesson number one 29
less than an hour ago 18
lesson one 48
could 243
couldn't 72
couldn't agree more 58
could you give me a hand 26
could you say that again 20
couldn't be better 98
could you repeat that 46
could you do it 21
could be more 16
couldn't have done it without you 30
could i ask you something 32
could be 753
could you please 43
could you do me a favor 94
could be worse 129
could you repeat that 46
could you do it 21
could be more 16
couldn't have done it without you 30
could i ask you something 32
could be 753
could you please 43
could you do me a favor 94
could be worse 129