English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Do you like me

Do you like me tradutor Turco

4,327 parallel translation
And don't go hounding me like you always do.
Her zaman yaptığın gibi de beni takip etme.
- Yeah, but I'm not like... no-one else, do you get me?
- Eve ama ben öyle herkes gibi değilim, anlıyor musun?
And since I had time, I took the liberty of reformatting the expense template, so what would you like me to do now, Eli?
Ve vaktim kaldığında gider şablonunu tekrar düzenlemeye karar verdim ve onu da bitirdim. Peki ya şimdi ne yapmamı istersin Eli?
And when you do, you come see me, like in the old days when you had real power.
Bu olduğunda, gelip beni gör eskiden olduğu gibi. Güçlü olduğun zamanlar gibi.
There's a lot of things a musician like me can do in Nashville, you know?
Benim gibi bir müzisyenin Nashville'de yapabileceği çok şey vardır.
You do not get to speak to me like that.
Benimle böyle konuşamazsın.
Hm? Right, and the next time your boss is out of the office, I would like you to do me a favor.
Doğru, bir dahaki sefere patronun ofisinden çıkınca bana bir iyilik yapmanı rica edeceğim.
Why do you keep looking at me like that?
Neden bana sürekli böyle bakıyorsun?
To try to manipulate me like you always do.
Beni etkilemek için, her zaman yaptığın gibi.
Trust me, if I told you, you'd feel like you had to do something about it.
Güven bana, eğer sana söyleseydim, kendini bununla ilgili bir şey yapmak zorunda hissedecektin.
Do you have any idea what it has been like in here for me?
Burada benim için tüm bunların nasıl geçtiğinin farkında mısın?
- Yeah. You've been following me like Nancy Drew and his butt-sniffing dog and I'm the one that has nothing to do?
Beni Nancy Drew ve kıç koklayan köpeği gibi takip ediyordunuz ama işi gücü olmayan ben mi oluyorum yani?
You do like me, huh?
Benden hoşlanıyorsun, demek?
If you decided to move out because of me then, like the three years before when I didnt bother you, I can do nothing and leave you alone.
Benim yüzümden taşınmaya karar verdiysen canını sıkmadığım son 3 yıl olduğu gibi hiçbir şey yapmayıp seni kendi haline bırakabilirim.
Why do you curse me like that?
Neden beni böyle yargılıyorsun?
It's just that everything you like to do makes me uncomfortable or sick.
Sadece seninle ilgili herşey beni rahatsız ya da kusacakmış gibi hissettiriyor.
Do you want me to answer truthfully or like a lady's maid?
Gerçeğimi söyleyeyim yoksa leydi hizmetçisi gibi mi cevap vereyim?
- If you'd like, do you want to come with me?
Benimle birlikte gitmek ister misin? - Ne?
Dr. Reed, if we're actually going to do this, would you mind writing it on a small piece of paper and slipping it to me like we're in a business movie in the'80s?
Dr. Reed. Eğer gerçekten bunu yapacaksak, 80'lerin iş filmlerindeki gibi teklifi küçük bir kağıda yazıp bana uzatabilir misiniz?
You dipped me, like they do in the movies.
Filmlerdeki gibi beni belimden tutup yatırmıştın.
You do like spending time with me.
Benimle zaman geçirmeyi seviyorsun.
Hey, you do not know me and believe me, I'd never do anything like that. I just wanted to thank you for noticing the flowers.
Merhaba beni tanımıyorsun ve inan bana hayatım boyunca böyle bir şey yapmadım ama sana teşekkür etmek istedim.
Zoila, if you do like me, have the decency to tell me the truth.
Zoila, eğer benden hoşlanıyorsan bana doğruyu söyleme nezaketini göstermelisin.
Do you want to pretend like you're just going out with me on a bet?
Sadece bir bahis yüzünden benimle çıkıyormuş gibi yapmak ister misin?
Do you think you could do me, like, one little, tiny favor?
Bana küçücük bir iyilik yapabilir misiniz?
- Why do you put me down like that?
Neden beni böyle küçümsüyorsun?
'Cause it looks like you're moving product without me, and I know you wouldn't do that.
Çünkü malları bensiz götürüyormuşsunuz gibi görünüyor. Ama böyle bir şey yapmayacağınızı biliyorum.
Now, why don't you tell me right now why you would do something like that?
Şimdi söyle bakalım neden böyle bir şey yaptın?
Whatever it is you'd like me to do, I won't go against Joan and Arthur.
Eğer benden ne yapmamı istersen Joan ve Arthur'a karşı yılmayacağım.
George, if you really do think we belong together, like you said we do, then... you will start over with me.
George, eğer gerçekten birbirimize ait olduğumuzu düşünüyorsan daha önce söylediğin gibi, o zaman benimle her şeye baştan başlarsın.
And still you're gonna do me like this?
Bana hala böyle mi davranacaksın?
So if you care about me like you say you do, then I want the fuck out of solitary.
Yani söylediğin gibi bana değer veriyorsan yalnız kalmak istemiyorum.
Why did you do those things if you didn't like me?
Eğer benden hoşlamıyorduysan neden yaptın bunları?
I know you like to control things, but you do not control me.
İnsanları kontrol etmeyi sevdiğini biliyorum ama beni sen kontrol etmiyorsun.
Don't get me two like you do with your gifts.
Sakın bu işi de hediyeleriniz gibi iki tane bulmayın.
How do I tell you.. I'm so fortunate that someone like you loves me.
Keşke, senin gibi birinin beni sevmesinin ne kadar da şanslı hissettiğimi söyleyebilseydim.
'How do I tell you..' 'I'm so fortunate that someone like you loves me.'
Keşke, senin gibi birinin beni sevmesinin ne kadar da şanslı hissettirdiğini söyleyebilseydim.
Do you exercise like this everyday.. .. or are you doing it today just to impress me?
Her gün böyle egzersiz yapıyor musun yoksa sadece beni etkilemek için mi yapıyorsun?
So am I, but I woke up this morning and I realized that when you called me a liar, I didn't lash out at you or do anything violent like I usually do, so I figured I must be improving.
Ben de öyle ama sabah uyandım ve bana yalancı dediğinde sana saldırmadığımın ya da normalde yaptığım gibi şiddete başvurmadığımın farkına vardım böylece ilerleme kaydettiğimi anladım.
SHOULDN'T YOU SERVE ME A COSMO LIKE THEY DO ON TELEVISION?
Televizyonda yaptıkları gibi bana cosmo ikram etmeyecek misin?
Thank you, but do you mind if I just rewrite it a little bit so that it sounds more like me?
Benim yazdığıma inansınlar diye azıcık değiştirsem olur mu?
No, you do want me to apologize so you can forgive me and everything can go back to normal because you like me.
Hayır, istiyorsun böylece beni affedebileceksin ve her şey beni sevdiğin için normale dönecek.
Charlie, I would never do that to you, and it makes me sad to think you might think I would do something like that.
Ah Charlie, bunu sana asla yapmam ve böyle bir şey yapabileceğimi düşünme ihtimalini düşünmek beni üzüyor.
When I say "design me one last costume befitting the new Dark Fae leader", why do you hear : "Dress me like an asexual hobo?"
Ben "yeni Karanlık Fae Liderine yakışır bir kostüm tasarla" derken, sen "Aseksüel aylak gibi giydir" diye mi duydun?
Tell me, do you like it?
- Söylesene, güzel mi?
What would you like me to do first?
İlk olarak ne yapmamı istersin?
Yeah, do you think you could help me with my friend Ben because he's acting like a crazy person?
Evet, dostum Ben konusunda yardımcı olabilir misin acaba? Çünkü kendisi deli gibi davranıyor da.
I'm not gonna lie to ya, Kevin, and you can do what you like to me.
Yalan gitmiyorum ya için, Kevin, ve yapabileceğiniz Bana ne gibi.
What do you want me to do, treat him like a stranger?
Ne yapmamı istiyorsun, bir yabancı gibi onu tedavi?
Okay, look, you seem like nice people, honestly, you really do, and you are smoking hot, but, unfortunately, I think you're confusing me with somebody else, so I will just be...
Bakın, iyi insanlara benziyorsunuz, gerçekten öylesiniz ve sen gerçekten çok çekicisin ama maalesef beni başka biriyle karıştırıyorsunuz. O yüzden ben artık kaçayım.
Enough already. Do you care that we might be able to save him, like Catherine saved me?
Catherine'nin beni kurtardığı gibi onu da kurtarabilme ihtimalimizi umursamıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]