Doesn't add up tradutor Turco
460 parallel translation
But it doesn't add up, Warden.
Ama bu mantıklı değil Müdür Bey.
Hardship doesn't add up.
Böyle yapması saçma değil mi?
It just doesn't add up.
Olmuyor işte.
This question of the mattresses doesn't add up.
Yatak takımını aldınız mı? .
It doesn't add up.
Çoğalmıyor.
Most of it doesn't add up to much that I could relate as a way of life that you'd approve of.
Genelde senin hoşuna gidecek bir yaşam sürmüyorum.
I know all these things don't seem like much but put them all together, one on top of the other, and that kidnapping just doesn't add up.
Ayrıntıların çok şey ifade etmediğini biliyorum ama düşünürsek hepsi bir araya geldiğinde... Yine de kaçırma olayına mantıklı bir açıklama bulamıyorum.
Well, something doesn't add up here.
Pekala, buna bir şey katmıyorum.
If that doesn't add up to voodoo, I don't know what does.
Eğer bu bizi vuduya götürmüyorsa, başka nereye götürüyor bilmiyorum.
Doesn't add up he'd let Hooker get away from him.
Hooker'ın gitmesine izin vermesi mantıksız olur.
Doesn't that add up to more selfishness rather than less?
Bencillerin sayısını daha da artırmış olmuyor mu bu dediğin?
Doesn't she talk up in class? All the time. Doesn't that add up to something?
Elinizden geleni yapıp yine de onu anlamayı başaramıyorsanız, o zaman aslında hatalı olanın ben olduğum gerçeği ortaya çıkar.
The macho number doesn't add up with me.
Bu maço numaraları bana sökmez.
HANNIBAL : It doesn't add up, Face.
Hiç akla yatkın değil Face.
It doesn't add up.
ÇAVUŞ SONNY CROCKETT : Parçalar yine dağılıyor. ÇAVUŞ RICO TUBBS :
If you add up all the sex Al and I have ever had, it still doesn't come to an hour and a half- - at least not of pleasure.
Al ile sevişmemin hepsini toplasak gene de bir buçuk saati bulmaz.
It doesn't add up.
Pek mantıklı gelmiyor.
Doesn't add up.
Onu hırsızlıktan içeri tıkmıştım.
It doesn't add up.
mantıklı değil.
It just doesn't add up.
Mantıksız.
Something just doesn't add up.
Hesaplayamadığım birşey var.
No, it doesn't add up.
Hayır, bu her şeyi açıklamıyor.
- I don't know. Something doesn't add up.
Kafamı karıştıran da bu ya.
Shinjuku these days just doesn't add up.
Bugünlerde Shinjuku'nun kimseye faydası yok.
Something here doesn't add up, and unlike Mr. Garibaldi... I don't like mysteries.
Bu işte bir iş var ve Bay Garibaldi'nin aksine ben gizemlerden hiç hoşlanmam.
And here you sit, not a scratch. Now, something here doesn't add up.
Sizse kaşımda tek çizik almamış bir şekilde oturuyorsunuz.
The more I pick his story apart, the more it doesn't add up.
Hikâyesini ne kadar dinlersem o kadar mantıksız geliyor.
It just doesn't add up.
Daha niceleri de var.
In fact, the only account that doesn't add up is the girl's.
Sadece ufak tefek çelişkiler var.
It doesn't add up.
Bunun bir anlamı yok.
- Something here doesn't add up.
- Bazı şeyler buraya eklenmemiş.
It doesn't all add up.
Mantıksız oluyor.
- Doesn't add up.
- Mantıklı değil.
Don't worry if it doesn't add up.
Masraf olmayacaksa önemli değil.
It doesn't make any sense. It doesn't add up.
Bana öyle gelmedi.
It just doesn't add up.
Bir türlü mantıklı gelmiyor.
It doesn't add up. There were 801 ballots, but 803 people voted.
Ama toplam tutmuyor. 801 pusula vardı ve 803 kişi oy kullanmış.
It doesn't add up, you know.
Birbirini tutmuyor.
It doesn't quite all add up to me, though.
Yine de beni fazla etkilemedi.
- I'm not sure but... something doesn't add up.
- Emin değilim ama sana bir şey söyleyeceğim.
It doesn't add up.
Bunun bir faydası yok.
Doesn't quite add up.
- Pek akla uygun değil.
But... still, it... it just doesn't add up.
Ama hala parçalar yerine oturmuyor.
It still doesn't add up unless they have some big debts.
Çok borçları yoksa hiç mantıklı değil.
- Your counting doesn't add up.
Senin hesabın bir anlam ifade etmiyor.
It doesn't add up.
Belki de öyle değildir.
I'm screening the passenger list, something doesn't add up.
Burada ters bir şeyler var. - Nedir?
The story just doesn't add up.
Ama hikaye tutmuyor.
What do you mean, "It doesn't add up?"
Ne demek "tutarsız"?
Doesn't add up, no.
- Mantıklı değil, hayır.
( Carter ) Narim, that doesn't add up.
Narim, bu pek yerine oturmuyor.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87