Every word of it tradutor Turco
184 parallel translation
- Yes, yes, every word of it. I never knew such an ungrateful father!
Böyle nankör bir baba hiç görmedim!
And I mean... I mean every word of it.
Her kelimesini kastediyorum.
Every word of it.
Kelimesi kelimesine.
- I said gone, and I meant it, every word of it.
- Gitti diyorum ve her kelimesinde ciddiyim.
- Every word of it, darling.
- Tamamıyla hayatım.
- And I mean every word of it. - Ouch!
Söylediklerimi duydunuz!
It's true, every word of it.
Her kelimesi doğru.
It's nonsense, every word of it.
Saçma, her kelimesi.
If this letter is found on me, if this ever reaches you, I want you to believe every word of it and try to understand.
Bu mektup üzerimde bulunur, ya da sana ulaşacak olursa her kelimesine inanmanı ve anlamaya çalışmanı istiyorum.
I said, " But it's true, every word of it.
"Ama her kelimesi doğru" dedim.
Colonel, we buy every word of it, all of us.
Albay, bu sözlerin her kelimesine katılıyoruz, hepimiz.
I meant every word of it, Kate.
Onun her sözcüğünü düşündüm, Kate.
Every word of it.
Her sözünü.
An animal who enjoyed every word of it?
Her kelimesinden haz duyan bir hayvana?
I meant every word of it, and I still do.
Söylediklerimin tamamen arkasındayım, her kelimesinin.
I meant every word of it.
Her kelimesi manalıydı.
I meant every word of it.
Sözlerimde tamamen samimîydim.
- I meant every word of it.
- Aynen öyle demek istedim.
It convinced me and I feel sure your sister believes every word of it.
Beni inandırdı ve ben kızkardeşinizin onun her sözcüğüne inandığından kuşku duymuyorum.
The difference lies in the fact that this is a true story, every word of it.
Farkı, gerçek bir hikaye olmasından kaynaklanıyor kelimesi kelimesine.
And I read every word of it.
Kelimesi kelimesine okudum.
I read every word of it.
onun her sözcüğünü okudum.
And every word of it's true, too.
Ve her kelimesi gerçek.
Every word of it's true.
Her kelimesi.
- Every word of it.
- Her kelimesinde.
Of course I have. Every word of it.
Elbette okudum.Her kelimesini.
- I mean every word of it.
- Aynen bunu kastediyorum.
I'm not dreaming ; every word of it's true. No, you won't get me out there, mate.
Bana gaz vermeye kalkma dostum.
I'm not dreaming ; every word of it's true. I mean, we'd be better off up west.
Biz batı yakasına doğru uzasak diyorum.
I just read every word of it.
Tamamını okumalıyım...
Every word of it.
Her kelimesini.
- Yeah. Poor victor's buying every word of it.
- Zavallı Victor da her dediğine kanmıştır.
I meant every word of it.
Söylediğim her şey gerçekti.
And what I say to you is God's truth, every word of it.
Size söylediğim, Tanrı'nın gerçeğidir, her kelimesiyle.
Every word of it.
- Kelimesi kelimesine.
Damn nonsense every word of it!
Her kelimesi külliyen saçmalık!
Then you're going to deliver the speech you told me about? Every word of it.
- O halde konuşmayı yapacaksınız?
Look on the bright side, Ambassador from now on, whenever you raise a toast to the good health of Babylon 5 I'll know you mean every word of it.
İşe bir de iyi yönünden bak, büyükelçi. ... bundan sonra Babil 5'in geleceğine kadeh kaldırdığında samimiyetinden kuşku duymayacağım.
Every word of it was absolutely true.
Her kelimesi doğruymuş.
And I guarantee every word of it is true.
Ne dersin? Her kelimesinin gerçek olacağını da garanti ederim.
It is written that man shall not live by bread alone but by every word that proceedeth out of the mouth of God.
Şöyle buyrulmuştur : "İnsan yalnız ekmekle yaşamaz." Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar. "
And I'm enjoying every word of it.
Ne bu?
Every single word of it's important.
Oradaki her kelimeyi ciddiye alın.
It's my break time and I'm gonna take down every word of this letter.
Şu an moladayım ve bu bildirideki her kelimeyi not edeceğim.
As for Ms. Duras... every time you see a truck pass by... think of it as the word of a woman passing by.
Duras'a gelince... Ne zaman bir kamyonun geçtiğini görürseniz... #... onu, bir kadının sözü geçiyormuş gibi algılayın.
First time I actually have to think about the value of every little word, and it's just so...
İlk olarak... en küçük kelimenin bile anlamını düşünmeliyim., ve bu sadece...
You have to treat every word of the text as if it was Shakespeare.
Şekspircesine hepsini harfiyen uygulamalısın.
He carried every smile, every glance, every word of love every separation... as if it were his own story.
Her gülüşü, her bakışı, her aşk sözcüğünü ya da ayrılığı taşıyordu sanki kendi hikayesiymişçesine.
"Because it's not a band Bill, Mr. Dressed in black, say fuck every other word out of your mouth, cynical humanist you It's the devil!"
- " Çünkü bu bir grup değil Bill, bay siyah giyinmiş adam. Ağzından çıkanı kulağın duysun! Seni alaycı hümanist seni!
Take my word for it, I went down every floor of this place and counted. It's 29.
İnanın bana, bu bölgenin her yanını gezdim. 29 kat var.
Every once in a while, I still get flashes of memory from the Great Link- - a jumble of images, or a word but I can't quite make sense of it.
Arada bir Büyük Bağ'dan, karmakarışık görüntüler ya da sözcükler kafamda canlanıyor ama pek bir anlam veremiyorum.
every word 121
of it 49
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
of it 49
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everywhere you go 35
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everywhere you go 35