For old time's sake tradutor Turco
202 parallel translation
Since we've worked hard enough, let's have a drink for old time's sake.
Çok çalıştın. Bir şeyler içelim.
For old time's sake.
Eski günlerin anısına.
I'm asking you for old time's sake.
Bunu senden geçmiş günlerin hatırına istiyorum.
For old time's sake.
Eski günlerin hatırına.
- For old time's sake.
- Eski günlerin hatırına.
Sam, for old time's sake?
Sam, eski günlerin hatırına.
Yeah. Sure. For old time's sake.
Evet, tabii, eski günlerin hatırına.
Let's go around the floor for old time's sake.
Eskilerin anısına dans edelim. Müsaade eder misiniz?
Drink up, for old time's sake.
İç hadi, eski zamanların hatırına.
Please patronise us for old time's sake.
Eski günlerin hatırı için bizi biraz destekleyin lütfen.
For old time's sake.
Gel. Eski günlerin hatırına.
Yeah. Why don't we have a drink for old time's sake?
Eski günlerin hatırına birer içki içelim mi?
- Then, Annee, let's do all gently for old time's sake.
O zaman Anne, eski zamanların hatırına birbirimize ılımlı olalım.
For old-time's sake, will you help me?
Eski günlerin hatırına bana yardım eder misin?
Let me show you something... for old time's sake.
Eski günlerin hatırına sana bir şey göstereyim.
For old time's sake.
Eski zamanların hatırına.
I'll keep it for old time's sake.
Bende kalsın. Eski günlerin anısına.
So they're doin'a turn on the dance floor for old time's sake...
Herneyse, dans pistinde eski günler anısına bir tur atıyorlardır...
Not even a bite on the cheek for old time's sake?
Eski günlerin hatırına bile olsa da yanaktan bir ısırık yok mu?
Do I get to know what's going on or do I get killed for old time's sake?
Ne olduğunu öğrenecek miyim yoksa eski zamanların hatırına ölecek miyim?
For old time's sake. Come on.
Eski günlerin hatrına.
Come on, Al, for old time's sake.
Hadi ama, Al, eski günlerin hatırına.
For old time's sake, please, help me find my daughter.
Eski günlerin hatırına, Transito lütfen bana yardım et.
For old time's sake.
Eski günlerin hatırına, yardımını istiyorum.
How about a little taste of adamantium for old time's sake?
Eski günlerin hatırına biraz adamantium tatmaya ne dersin?
Look, for old time's sake I'll work out a decent plan for you.
Bak, eski günlerin hatrına makul bir plan yapmaya çalışacağım.
Come to peddle me some clips for old time's sake, or just makin'a few bucks for the holidays?
Eski günlerin hatırına bir kaç klip vermek için mi geldin... yoksa tatil için biraz para mı biriktirmeye çalışıyorsun?
It's been three years, and you're probably seeing someone else now but if we could have one night together, for old time's sake....
3 yıl oldu, belki şu an başkasıyla çıkıyorsundur ama eski günlerin hatırına kendimize son bir gece düzenlesek...
Maybe not, but for old time's sake,
Belki tanımıyorum, ama eski zamanın hatırına.
We thought we'd take a quick spin around for old time's sake.
Eski günlerin hatrına uğrayalım dedik.
Only this time, for Valen's sake, please make it look like an old container.
Ama bu sefer lütfen eski bir muhafazaya koyun.
Would you like to speak to him for old time's sake?
- Onun ile konuşmak ister misin?
Arthur, Tommy wants to invite you to the club for old time's sake.
Yaşlılık, er ya da geç yakana yapışıyor. Evet. Dinle Artur.
For old time's sake?
Eski günlerin hatırına.
Have a quickie for old time's sake.
Eski günlerin hatırına çabucak biraz çek.
For old time's sake?
- Eski günlerin hatırına?
I like the idea. For old time's sake.
Bu fikir hoşuma gitti Eski günlerin hatırına
For old time's sake, to take a flying fuck.
Eski günlerin hatırına git kendini becer sen.
Swap pipes, General, for old-time's sake?
Boruları değiştir General, eski günlerin hatırna?
Corinne, put a tank top on for old time's sake.
Corinne, eski günlerin hatırına bir tişört giy.
Just for old time's sake.
Eski günlerin hatırına...
I invited him up for dinner, for old time's sake.
Onu evime yemeğe davet ettim... Eski günlerin hatırına.
Because, within a week Miranda met Josh for old time's sake.
Çünkü, bir hafta içinde Miranda eski günleri anmak için Josh'la buluştu.
Now if you want to do this little dance here for old time's sake... ... bring it.
Eğer eski günlerin hatırına bana bulaşmak istiyorsan devam et.
Come on! For old time's sake.
Öldür beni!
For old time's sake, can you help?
Yardım edebilir misin?
For old-time's sake, why don't we cut the nonsense and say what it is?
Tanrı aşkına vurdum duymazlığı bırakıp biraz gerçeklere bakalım.
Play it once for old time's sake.
Eski günlerin hatrına bir kere çal.
Climb a wall for old time's sake.
Eski günlerin anısına duvara tırmanacağım.
Are you here for old time's sake?
Buraya eski günleri anmaya mı geldiniz?
Can't you just let me go, for old time's sake?
Çocukluğunun anısına beni bırakamaz mısın?
for old times' sake 87
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one day 34
for one night 42
for one second 35
for once in my life 49
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one day 34
for one night 42
for one second 35
for once in my life 49