From him tradutor Turco
23,054 parallel translation
If you hear from him again, tell me.
Ondan bir daha haber alırsan bana söyle.
You can't keep it from him forever.
- Sonsuza kadar saklayamazsın.
I will not get away from him.
Onu gözümün önünden ayırmam.
I want everyone to promise to stay away from him.
Herkesin söz vermesini istiyorum ondan uzak duracağına.
And as I extracted the truth from him, he confessed that he'd been bribed by Cardinal Morel.
Gerçeği itiraf ettirirken Kardinal Morel'in ona rüşvet verdiğini de itiraf etti
I receive a letter from him nearly every day, and I haven't read one.
Ondan neredeyse her gün bir mektup alıyorum. Ama hiçbirini okumadım.
I told you to stay away from him.
Böyle birisin işte sen.
I received a lot of help from him lately.
Son zamanlarda çok yardımını gördüm.
Speaking of your friend, the English ambassador, have you heard from him?
İngiliz elçisi arkadaşından söz etmişken ondan bir haber aldın mı?
I needed information from him.
Ondan bilgi almam gerekti.
You go to Birdman and take product from him?
- Mümkün olan en kısa sürede.
- He's more likely to sell it to Szorlok than to hide it from him.
O Szorlok satmak için daha olasıdır ondan gizlemek için daha.
Brian was trying to get some pills from him, despite my instructions to the contrary.
Aksini söylememe rağmen, Brian ondan bazı ilaçlar almaya çalışıyordu.
I've never kept anything from him until this morning.
Bu sabaha kadar ondan hiçbir şey gizlememiştim.
I don't trust him, but if I was in Russia hunting a Mutt who'd wronged my Pack, I would expect the same support from him that he expects from me.
Ben de ona güvenmiyorum ama ben Rusya'da sürüme yanlış yapmış bir iti avlıyor olsam onun benden beklediği desteğin aynısını ondan beklerdim.
I'll teach my sons to hate his sons and I expect the same from him.
Çocuklarıma çocuklarından nefret etmesini söyleyeceğim, aynısını ondan da bekliyorum.
It's too traumatic for him to engage with her physically, knowing what she wants from him sexually.
Onunla fiziksel olarak kavgaya karışması, ondan cinsel olarak ne istediğini bilmesi onun için oldukça travmatik.
I recognize him from the family photos.
Aile fotoğraflarından tanıdım.
Sir, I know that when Morgan was on leave after his abduction, you encouraged him to stay away from the case.
Morgan kaçırıldıktan sonra izin aldığında ona vakadan uzak durmasını söylemiştiniz.
GPS has him heading north about a mile away from the hospital and then he stops.
GPS hastanenin 1,5 kilometre kuzeyine gidip durduğunu gösteriyor.
Aaron just got back from protecting our country, and now he's fighting for his true love, who's waiting for him at home with their newborn son right now.
Aaron kısa süre önce vatanımızı koruyordu ve artık onu yeni doğan oğuluyla evde bekleyen gerçek aşkı için mücade ediyor.
Maybe keeping him away from the movies wasn't the worst idea.
Onu sinemadan uzak tutmak fena fikir değilmiş.
! You give me an Abercrombie model with washboard abs, and then you take him away from me?
Bana karın kaslı Abercrombie mankeni verdin ve şimdi onu benden alıyor musun?
I wanted to show him where his hamburger comes from.
Hamburgeri nereden geliyor göstereceğim.
He's my son, and you can't keep me from talking to him.
O benim oğlum ve onunla konuşmama engel olamazsın.
Because we knew from the beginning we were sending him back.
Çünkü onu ülkesine göndereceğimizi biliyorduk.
I swear to God, I pay that school 26 grand a year just to keep him away from me.
Yemin ediyorum, sırf benden uzak kalması için o okula senelik 26 bin ödüyorum.
I may be able to have him released from prison.
Cezaevinden tahliye edilmesini sağlayabilirim.
But he is very conscious of others. So start from the hot shots near him.
Fakat yanındaki insanları önemser, bu yüzden önce yanındakilere yaklaş.
I heard him start to unload wood from the truck, so when that first plank of wood hit the porch, I got up,
Kamyonetten odunları indirdiğini duydum. Kalasların verandaya indiğini duyar duymaz kalktım.
I mean, he's, what, maybe like 10 feet away from me, vertically, and I'm this dirty woman touching myself and I can hear him working, but very quietly, so my heart is pounding and I made a sound-
Adam yaklaşık üç metre uzağımda, dikey olarak. Ben de kendine dokunan bu ahlaksız kadınım. Ve onun çalıştığını duyabiliyorum.
I hear him pull a chair out from the table and sit down,'cause I hear the old wood of the chair creak and settle under him and- - and, um... ( chuckles )
Masadan sandalye çekip oturduğunu duydum. Tahta sandalyenin gıcırtısını duydum. Sonra da oturduğunu.
And I hear him, um, uh, stand up, then, from the chair and go back to work, so I put my clothes on and- - and I go in the bathroom,
Ve onun sandalyeden kalktığını ve çalışmaya döndüğünü duydum. Kıyafetlerimi giydim ve banyoya girdim.
I mean kill him and send him back where he came from.
Onu öldürüp geldiği yere geri göndereceğiz.
So he clearly had some misgivings, but they weren't big enough to stop him from going ahead with the program.
Yani görüldüğü gibi bazı şüpheleri vardı,... ancak bunlar programın devam etmesi iznini vermesine engel olmadı.
I had it painted from one of my favorite pictures of him.
En sevdiğim fotoğraflarından birinin resmini yaptırdım.
The couple from New York wants to know if I ground up some guy named Pat LaFrieda and served him?
Altıncı masadaki New Yorklu çift Pat LaFrieda diye birinin kıymasını hamburgere koydum mu diye mi soruyor?
- Where does she know him from?
- Büyükannem nereden tanıyor? - Kulüpten.
The Vatican brought Joseph Tudor from Saint-Veran and rented a house for him in the village.
Vatikan Joseph Tudor'u Sant-Veran'dan getirip köyde ona bir ev kiralamış.
From what I hear, Allen's buying from him now too.
Kötü görünüyor.
I had my guys buy a brick from him to test it.
Ne zaman gelecek?
All right, just get him away from the ledge as quickly as possible, okay?
Bir an önce kenardan inmesini sağlamalısın tamam mı?
He said someone from the Jimenez cartel threatened him at the hotel bar.
Otelin barında Jimenez Karteli'nden birinin onu tehdit ettiğini söyledi.
- The boys from Ostrov brought him in.
- Ostrov'dan çocuklar getirdi.
Nah, I'm fishing for him, but from the water.
Hayır ben ona zarf atıyorum ama sudan.
What are you hiding from me, and who is Tyler Ross, and why are you running a background check on him?
Benden neyi saklıyorsun ve Tyler Ross kim? Ayrıca neden adamın geçmişini araştırıyorsun?
- I only know him from work.
- Ben onu sadece işten tanıyorum.
I'll call him from my daughter's house.
Kızımın evinden onu arayacağım.
Red tried to get ahold of Peacemaker ; it fried him from the inside out!
Red, Huzur Getiren'i almak istedi, silah da onu yakıp kül etti.
No. Then Nancy would surely follow him out the door, and then we'd be starting from scratch.
O zaman kesinlikle Nancy de peşinden gidecektir ve biz de yine sıfırdan başlamış olacağız.
THE CENTER FILED A RESTRAINING ORDER BARRING HIM FROM THE PREMISES FOR THREATENING AND ERRATIC BEHAVIOR.
Tehditkar ve dengesiz davranışlar yüzünden merkez kısıtlama emri çıkartıp girişini yasaklamış.
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
from the very beginning 50
from new york 38
from here on out 107
from the future 31
from the heart 21
from time to time 154
from where 295
from the start 66
from the past 16
from here on 55
from new york 38
from here on out 107
from the future 31
from the heart 21
from time to time 154
from where 295
from the start 66
from the past 16
from here on 55