English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Get down

Get down tradutor Turco

28,022 parallel translation
Now, Captain, let's just get down to business.
Evet kaptan. Şimdi sadede gelelim.
- Get down.
- İn aşağı.
Get down! Shots fired!
Eğilin, ateş edildi.
In the meantime, you get on a plane and get down there.
Bu arada sen de bir uçağa binip oraya git.
- Get down!
Yere yat!
Get down!
- Bayım! İnin!
Get down!
Yere yat!
Get down.
Yat yere.
Get down!
- Eğil!
Now, get down there.
Şimdi in aşağı.
Get down on your knees!
Dizlerinin üstüne çök!
I had to crawl out of bed, and if I wanted to pick something up off the floor, I had to get down on my hands and knees.
Yataktan sürünerek çıkmak zorundaydım, yerden bir şey almak istediğimde ellerimin ve dizlerimin üstüne çökmek zorunda kalıyordum.
Get down!
Aşağıya in!
Get down or I will shoot you!
Aşağıya in yoksa seni vururum!
Chill water to SPY is down, and we need a few minutes to get it up and running.
Füze soğutma sistemi çöktü. Tekrar çalıştırma için bir kaç dakika gerekiyor.
Scroll down until you get to "Castle."
Castle'ın üzerine gelene kadar aşağıya kaydır.
You don't want to get caught with your pants down.
Hazırlıksız yakalanmak ve rezil olmak istemeyiz.
- Okay, let's get him down here.
- Buraya yatıralım.
There is no one here to tell me to quit or get me down the aisle or j... help me.
Beni sakinleştirecek benimle koridorda yürüyecek, bana yardım edecek kimse yok.
I think if you get to the point where you're gonna walk down the aisle with someone, she's earned some trust... and faith.
Hayatının bir döneminde birisiyle beraber yürümeye karar verirsen o kişinin biraz güveni ve inancı hak ettiğini düşünüyorum.
We've gotta cut them down to half that before they enter the hotel to give us a fighting chance to get out alive.
Otele girmeden önce onları öldüreceğiz bize buradan sağ çıkmak için dövüşme şansı sağlasın diye.
There are people who are working very hard to make sure that people like you and me don't get a fair shot at bringing'them down.
Senin, benim gibi adamların, onları indirmek için... adil bir fırsatı olmasın diye çok uğraşıyorlar.
and all his friends, and get them down here for questioning, now.
Ve tüm arkadaşlarını sorgulama için buraya getir. Hemen.
Some parent whose kid didn't get picked probably went down there and complained, and now the whole thing's off.
Muhtemelen çocuğu kurada çıkmayan bazı veliler okula gidip şikayette bulundu ve bu yüzden her şeyi iptal ettiler.
Women just want a guy who can, you know, like, throw down and get dirty, you know?
Kadınlar sadece, bilirsin, şey gibi, yere atlamak ve kirlenmek gibi, bilirsin işte?
I get the stuff down here,
Buraya bir şeyler getireyim.
- Get Renton to let his guard down.
- Deliğinden çıkmaya ikna et.
I wrote down some ideas, and I think we should get started right away.
Şuraya bir kaç fikir yazdım. Ve bence hemenbaşlamalıyız.
But to get up every single day and do the hard work of deciding what to believe, what's right today, when to stand up or stand down,
Ancak her gün uyanıp neye inanacağına bugün neyin doğru olduğuna ne zaman kalkıp ne zaman duracağına karar vermek zor bir iş.
We need to get you down as soon as possible.
- Sizi hemen indirmeliyiz.
If I put this thing down on the water, I'm not gonna be able to get him out of the plane and he's gonna drown.
Bu şeyi suya indirirsem, onu uçaktan çıkaramam ve boğulur.
Get down!
Yere çökün!
Get a squad down there.
Aşağıya bir takım gönderin.
I'm just going to get it down.
Halledeceğim.
Can you get me a sit-down with her?
Onunla konuşmamı sağlayabilir misin?
I was just asking Jim to get me a sit-down with you, and...
Tam da Jim'den seninle görüşme ayarlamasını istemiştim.
Sorry. I'll get that protocol thing down one day.
Pardon, şu protokol olayını bir gün anlayacağım.
Put down the knife, and no one else needs to get hurt.
Bıçağı indirirsen kimsenin zarar görmesine gerek kalmaz.
He didn't deserve to get gunned down like an animal.
Hayvan gibi vurularak öldürülmeyi hak etmiyordu.
Get your ass down here!
Kıçını buraya getir!
And then they stood up again... knowing that they'd only get beaten down again.
Sonra yeniden ayağa kalktılar... tekrar dövüleceklerini biliyorlardı.
Well, let's hope it does, because we are shut down unless we get a fresh lead for the FBI.
Öyle umalım, çünkü FBI'a yeni şeylerle gidene kadar kenara itildik.
They never fight, they never get upset, they never worry or let you down.
Asla kavga etmezler, sinirlenmezler endişelenmezler ve seni hayal kırıklığına uğratmazlar.
I need you to come down to the courthouse with me now so I can get married.
Okuldan ayrıldım. Evlenebilmem için şimdi benimle mahkemeye gelmen gerek.
You guy still got like a million bars'worth down there, so, I mean, you'll get your payday.
Orada hala milyonlar değerinde mal var. Yani paranızı alacaksınız.
Come on down and get it for your mom.
Aşağı gel de şunları annene götür.
Don't get in there and wind her up, I just got her down.
Kızı uyandırma, daha yeni uyuttum.
Well... you should unbuckle your belt and pull your pants down and get some air on it.
Pekâlâ... Pantolonunu çöz ve indir. Biraz hava alsın.
The extra 1,089 miles may have made it a little harder to get to, but it turns out the folks in New York were just as head over heels for cocaine as the folks down south.
Aradaki 1.752 kilometrelik fark ulaşmayı zorlaştırsa da anlaşılan New York'takiler de güneydekiler kadar kokaine deli oluyorlardı.
If it seemed like Escobar's world was crashing down around him, it was actually about to get worse.
Escobar'ın dünyası şimdiden başına yıkılıyor gibi gözükse de işler daha da kötüye gidecekti.
Let's not get bogged down in who shot what, okay?
Kimin neyi vurduğuna takılmayalım olur mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]