English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Get it to work

Get it to work tradutor Turco

1,164 parallel translation
Right, so once I get it on, how do I get it to work?
Pekala, Onu taktığım andan itibaren nasıl çalıştıracağım?
If I can figure out how to get it to work again.
Eğer ben tekrar çalıştırmayı başarabilirsem.
I can't get it to work again.
Onu tekrar çalıştıramam.
Just get it to work.
Sadece çalışır hale getir.
That's if... you can get it to work
Yani eğer onu çalıştırabilirsek
Can you get it to work?
Çalıştırabilir misin?
Well, then get back to wherever it is you work, whoever you are.
O zaman herkimsen işin neredeyse başına dön.
Think of it like an insurance policy in case you get sacked, have to go back to England and work as a plasterer!
Sigorta gibi düşün kötü bir şey olursa, İngiltere'ye dönüp boyacılık yaparsın.
It's yours to get ready and work the crime scene if necessary.
Senin işinse, gerek kalırsa suç mahallini incelemeye hazırlanmak.
It's not easy for Mars-born citizens to get work on major Earth contracts.
Mars doğumluların önemli Dünya işlerinde görev alması kolay değil.
You drool at the sight of cash, for all that big talk lf you want to be compensated for your work, take your money and get lost I get it.
İşinden memnun olmadığını gösteren büyük Sözler bunlar Defol git Haklısın
I want to go to a concert. Time to get off work... It's a already five!
benimde konserim var peki mesai bitti... harika!
After work we'll pick it up Let's get this tree to Minnie's
İşten sonra toplarız. Bu ağacı Minnieye götürelim.
Buffy's being driven mad, we have no proof this will work, and it requires the heart of the second demon, which we have no idea how to get.
Buffy çıIdırmak üzere. Bunun işe yarayacağına dair bir kanıt yok. Hâlâ ikinci iblisin kalbi gerekiyor.
It's just that I had a really good day at work, and it's bound to get me thinking about stuff. Oh, I get it.
Ve bu da bazı şeyleri düşünmeme neden oluyor.
It's become difficult to get a full day's work out of him.
Ona bir gün bile görevini yaptırmak giderek zorlaşmaya başladı.
I can't get the scene to work, and it's very important.
Bu sahne olmuyor ama çok önemli. - Benimde önemli işlerim var.
I wasn't about to let those bastards I work for get their hands on it.
Çünkü bu alçakların eline geçmesini istemiyordum.
Alright, work it out and get back to me.
Tamam, onu hallet ve bana getir.
And I guess all that charming, nervous stuff seems to work somehow... because we get back to her house and... it just happens.
Sanırım bütün o şirin, heyecanlı tavırlar işe yarıyor çünkü evine gittiğimizde her şey kendiliğinden gelişti.
To get it we have to swim through the pump system the bottle is on the professors work table so we have to flood the lab in order...
Ona ulaşmak için pompa sisteminin içinden yüzerek geçmeliyiz. Şişe, profesörün çalışma masasının üzerinde. - Bu yüzden ona ulaşabilmek için laboratuvarı...
They want you to get a good idea of how things work there... before you take the Series Seven, but it's a great system.
Yedi Serisi'ne girmeden önce orada işlerin nasıl yürüdüğünü iyice anlamamızı istiyorlar. Ama müthiş bir sistem.
Either you need to admit to yourself... that it's not charity work and enjoy it, or get out. No, I'm serious.
Çok ciddiyim.
So get on the phones! It's time to get to work!
Öyleyse telefonlarınızı elinize alın ve çalışın!
No. It's going to work. I just got to get close enough to talk to her.
Onunla konuşmak için yeterince yaklaşmalıyım.
We're going to do it tonight when I get off of work.
Bu akşam işten çıktıktan sonra gene deneyeceğiz.
When we get down to it, you go off to work, and that's where all the stress comes from.
Ne zaman bunu yapmaya çalışsak, sen işe gidiyorsun, ve bu da strese neden oluyor.
Well... those things happen. Let's get to work. If we come on stream tomorrow, it never happened.
Peki böyle şeyler olur.
- no no, that's not it, but i got to get to work now i'll drop you off.
Öykülerimiz seni neşelendirmiyor sanırım? - Yo, hayır, sorun o değil, artık işe gitmem gerekiyor da. Seni bırakayım.
It's not going to work. lt'll get fucked up.
Bu iş yürümez. Her an her şey tersine dönebilir.
Look, if it doesn't work, you have plenty of time to get to stasis.
Eğer işe yaramazsa bile bölmeye girmek için yeterli zamanın kalıyor.
There's not a person who won't work around the clock to see you get it.
Ve bunu sağlamak için bu odada çalışmayacak hiç kimse yok.
'Course, if it don't work... we get to keep your body.
- Mükemmel! Elbette, işe yaramazsa... senin vücudunu da alırız.
The problem is having someone like him here... makes it very difficult for us to get our work done.
Onun gibi birinin burada olması yapılması gereken işi bizim için zorlaştırır.
- I'll work on it and get back to you.
- Üzerinde çalışıp sana dönerim.
Let's get it out of our systems so we can get back to work like adults.
İçimizi iyice boşaltalım ki yetişkinler gibi işimize dönebilelim.
Well, it's time to get to work.
İşe koyulma vakti.
They experienced it hundreds of times trying to get the machine to work, but...
Makineyi tekrar çalıştırabilmek için yüzlerce defa tekrar yaşamışlar, ama...
Will it mean I get to work for NURV?
Bu benim NURV için çalışacağım anlamına mı geliyor?
- I know it looks crazy, but to get the last night at the Apollo, I need a place to work out.
- Sana çılgınlık gibi geldiğini biliyorum. Ama Apollo'da sahne alabilmem için çalışmam gerekiyordu.
Snap to it and get dressed. I gotta get to work.
Uyanın ve giyinin. l gotta get to work.
- How long does it take you to get to work?
- İşe gitmen ne kadar sürer?
It's time for you to get back to work.
Tekrar işinin başına dönmenin zamanı geldi.
uh... some company wanted to work on and wanted to fix was locked up. and he couldn't get the company that owned on the code to let him fix it even though it would have been to their advantage to do so.
Hmmm... bir şirket bu yazılım üzerinde çalışmak istedi ve kendileri kodu düzenleyip kapattı ve Richard kodun sahibi şirketi bulamadı ve tabi kendisi de müdahale edemedi.
it took us years to get the thing to work.
Çalışması bizim yıllarımızı aldı.
I figured out a way to get them out, but I wasn't sure if it was going to work, so I tried it out on Tyr, and he survived, barely.
Çıkarmanın yolunu buldum ama işe yarayacağından emin değildim. O yüzden Tyr üzerinde denedim. Zar zor hayatta kaldı.
It's time to get to work.
Çalışma zamanıdır.
If it's all right with you, I'd like to lie down for a while before we get back to work?
Eğer sizin için sakıncası yoksa, işe başlamadan önce bir süre uzanmak istiyorum.
If it doesn't work properly I'll have to get a new one.
Ve eğer dolabım düzgün çalışmazsa, yeni bir tane almak zorunda kalacağım.
You know how hard you ha ve to work to get your m. D.? How many years it takes?
Bunun için ne kadar çok çalışmak gerek biliyor musun?
It's the only time I get to do work.
Çalışabildiğim tek zaman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]