You asked me tradutor Turco
9,603 parallel translation
You asked me for help.
Benden yardım istemiştin.
The name you asked me about earlier... is that something to do with Kyle?
Daha öncesinde bana sorduğun isim Kyle ile yaptığın bir şey için mi?
You asked me what happened, Johnny. She happened.
- Bana ne olduğunu sormuştun Johnny.
I'm gonna do what you asked me to do, Tonight, and nothing's gonna happen to the girl.
İstediğin şeyi yapacağım bu akşam ve kıza hiçbir şey olmayacak.
Because he guessed, so I said all right, yes, you asked me to come round, but it was only cos you were worried about the money.
Tahmin etti, ben de inkar etmedim. Beni o yolladı dedim. - Ama sadece para konusunda endişe ediyor dedim.
When you asked me what your mom would've thought of all this...
Annem olsa ne derdi, diye sorduğunda...
You asked me to sign with you, and I did.
Seninle sözleşme yapmamı istedin, ben de yaptım.
You asked me to check it for exposure.
Açık var mı diye kontrol etmemi istedin.
You asked me to help you kill Malvado.
Malvado'yu öldürmende sana yardım etmemi istemiştin.
You asked me to call in a favor for you?
Senin için arayıp bir iyilik istememi söyledin.
Or I'll do exactly what you asked me to.
- Benden istediğin şeyi.
You knocked on my door, and you asked me, uh, for some cold medicine,'cause you were all s-snotty?
Kapımı çalıp grip ilacı istemiştin çünkü burnun akıyordu.
You asked me this morning why I hadn't left yet.
Henüz neden buradan gitmediğimi bu sabah sormuştun.
Hey, look, you asked me to leave you alone, and I did.
Bak, seni yalnız bırakmamı istedin, ben de yalnız bıraktım.
You asked me about extradition laws, about flight manifests.
Suçluların iadesi kanunlarını, uçuş manifestolarını bana sordun.
I'm just glad you asked me before I got stuck with someone I didn't like.
Sevmediğim birine denk gelmeden sen sorduğun için memnun oldum.
You asked me to assemble a team, and I accepted. I didn't expect to be undermined and...
Bana takım toplamamı istedin, ben de kabul ettim.
If you asked me like that, I would say yes.
Bana soracak olursan, evet derim.
I thought you asked me here to have coffee or hang out.
Beni buraya takılmak ya da kahve içmek için çağırdın sandım.
Driver this is money you asked me for earlier and I put some more in.
Şoför Bey, demin bahsettiğin 420 binin üstüne biraz daha koydum.
You asked me to come.
Buraya gelmemi istedin.
A thousand apologies, Mr. President, but, uh, my man, uh... the one you asked me to have follow General Said, he just phoned in.
Binlerce kez özür diliyorum ama General Said'i takip ettirmemi istediğiniz adamım az önce aradı.
Alak tells me you've asked to die on the shaming rack.
Alak utanç sehpasında ölmek istediğini söyledi.
If I asked you to take me home right now, what would you say?
Hemen şimdi beni eve götürmeni isteseydim ne derdin?
But she asked me if what you'd said was true. And I said, "Yeah."
Ama söylediklerinin doğru olup olmadığını bana sorunca ben de "evet" dedim.
And she asked me to tell you that she wanted to see you.
Seni görmek istediğini sana iletmemi istedi.
- You're getting euthanized. - I've asked Charles to marry me.
Charles'a benimle evlenir misin, diye sordum.
And the answer to the question you haven't asked me yet is no.
Bana hala sormadığın diğer soru... içinse cevabım hayır.
Nobody ever asked you to help me, Kate. Dad did.
- Daha önce kimse bana yardım etmek istemedi, Kate.
After she died, Leslie came to me... 14 years old, mind you... and asked if she could get a tiny tattoo on her ankle.
O öldükten sonra, 14 yaşındaki kızım Leslie, bana gelip ayak bileğine küçük bir dövme yaptırıp yaptıramayacağını sordu.
I-I did everything you asked of me.
Benden istediğiniz her şeyi yaptım.
If you really want your reward you could've asked me to go to my restaurant.
Efendim, sizce de biraz aşırıya kaçmadınız mı? Birinci sırada olan bir öğrenciden nefret eden bir öğretmen gördün mü hiç?
And the answer to the question you haven't asked me yet is no, I'm not gonna cut loose the member of my team who killed Agent Ben Shafer.
Ve bana hala sormadığınız sorunun cevabı hayır, Ajan Ben Shafer'i öldüren grubumdaki arkadaşımı aramızdan atmayacağım
Stevie asked me to give you this.
Stevie bunu sana vermemi söylemişti.
Clara asked me to look after you.
Clara size bakmamı söyledi.
I've never asked you to cheer me up with hologrammatic antlers!
Senden beni hologram boynuzlarla neşelendirmeni istemedim ki!
You have never asked me how I gained these skills.
Becerilerimi nasıl elde ettiğimi bana sormadın.
Mr. Booth was asked to keep an eye on you, to inform me of your true intentions and warn me of any danger signs based on your father's history.
Bay Booth'tan seni izlemesi istendi senin gerçek niyetin hakkında bana bilgi vermesi ve babanın geçmişine dair herhangi tehlike işaretlerine karşı beni uyarması.
I did what my superior asked me, and you can see how well that's worked out.
Amirimin benden istediklerini yaptım ve işe nasıl yaradığını görebilirsin.
Then you would have asked me to stay?
Kalmamı mı isterdin?
Look, Shelby, I-I knew you were lying to me, and I knew it, and I-I just asked a friend to check that number that...
Shelby, bana yalan söylediğini biliyordum ve bunu da biliyordum, bir arkadaştan bu numaraya bakmasını istedim.
She asked me, "how do you think like a bad guy without being a bad guy?"
Bana "Kötü adam olmadan, kötü adam gibi nasıl düşünüyorsun?" diye sordu.
And then he asked me, "So, uh, how much do you charge?"
Sonra yine sordu, "Pekâlâ, ücretin ne kadar?"
My supervisor asked me to come see you.
Müdürüm sizi görmemi söyledi.
Um, you had asked me to advise you of any new pieces that might be of interest, and I've come across one or two things, so when do you think you might be able to visit the shop?
Benden ilginizi çekebilecek yeni parçalar hakkında haber vermemi istemiştiniz ve bir iki şey buldum yani, dükkana ne zaman uğrayabilirsiniz?
He said he knows you personally, he asked me if there's anything he could help with.
Sizinle çok yakın olduğunu, yardımı dokunur diye geldiğini falan söyledi. İlla görüşmek istiyorum dedi.
He asked me to take care of you like my own child before he died
Seni öz oğlum gibi görüp yetiştirmemi söyledikten sonra vefat etmişti.
It strikes me that no one's asked if you even want treatment.
Kimsenin sana tedaviyi isteyip istemediğini sormadığını fark ettim.
The escort asked me what to do. You were Sleeping.
Koruma bana ne yapayım diye sordu ve sen de uyuyordun.
She has called for a press conference tomorrow, she asked me if you would participate.
Yarın bir basın toplantısı düzenleyecekmiş. Bana senin katılıp katılmayacağını sordu.
He felt bad about Ihab pushing me around, so I asked him if you could come, too.
Ihab'ın beni suçlamasından dolayı kendini kötü hissetmiş, senin de gelmeni istedim ondan.
you asked me to 28
you asked me a question 21
you asked for it 145
you asked for me 32
you asked 123
you asked for my help 19
you asked to see me 72
mexico 335
metro 61
merci 624
you asked me a question 21
you asked for it 145
you asked for me 32
you asked 123
you asked for my help 19
you asked to see me 72
mexico 335
metro 61
merci 624