You asked for me tradutor Turco
1,227 parallel translation
I just came to drop off that thing you asked me for.
Ben sadece... benden istediğin şeyi bırakmak için geldim.
I asked you for months about shit going down here... and you told me to shut the fuck up.
Aylarca sana burada dönen pislikleri sordum. Sen de bana çenemi kapatmamı söyledin.
Since the Rangers have left for their West Coast trip, Mr. Bourque has asked me to tell you he will have no comments on this unfortunate tragedy at this point.
Korucular Batı Sahili gezilerine zaten çıkmış olduklarından bay Bourque benden bu talihsiz trajedi hakkında yorum yapmayacağını iletmemi istedi.
Sammy asked me to come and talk to you because it's her opinion that you're not gonna find what you're looking for the way you're looking for it
Sammy gelip seninle konuşmamı istedi düşüncesine göre istediğin şeyleri bu şekilde ararsan, bulamazmışsın
A pillow, you have a blanket... and I don't have anything to offer you... but a book... that you asked me for a long time ago, you remember that?
Bir yastık, bir battaniyeye karşı... benden uzun süre önce istediğin bu kitaptan başka... benim sana sunabileceğim... hiçbir şey yok, Bunu hatırlıyor musun?
The assistant got the phone, and he asked for you, not me.
Asistan telefona bakmış, ve o seni istemiş, beni değil.
You asked for my opinion so don't attack me'cause you're mad at Jane. Maybe you should take a look at why this bothers you so much. I'm sorry but you know absolutely nothing about this.
bu benim fikrim jane bana saldirmak yerine seni neyin rahatsiz ettigini dusunmelisin uzgunum, bu konuda tek kelime etmemeliydim.
Yeah, he asked me to go for drinks you know, but out in the parking lot he starts kissing on me and I kind of laughed it off, but... then he grabbed me and he slams me against the wall
- Otoparkta. - Evet, çıkıp içki içelim dedi. Ama otoparkta beni öpmeye başladı.
Tell me those aren't the same guys you asked for directions.
Bana yol tarifi istediğin adamların bunlar olmadığını söyle.
You asked me to waive the deposit and I did that for you.
Depozito almamamı istediniz, ben de olur dedim.
You know, I was... I was talking to Richard Lewis on the phone earlier... and he was with me today... and he just asked me if he could buy it for his girlfriend... and I guess I kinda told him "okay."
Şey, ben... Biraz önce telefonda Richard Lewis'le konuşuyordum o da bugün benimle birlikteydi ve bana bileziği kız arkadaşı için alıp alamayacağını sordu ben de sanırım ona "olur" dedim.
The way things are going, you should have just asked me to look out for him. - Excuse me?
Duruma bakılırsa, asıl benden ona göz kulak olmamı istemeliymişsin.
If you're finished violating federal law. do you think you could bring me those sketches I asked for two weeks ago?
Federal hukuku çiğnemen bittiyse, bana şu skeçleri getirir misin?
Hey, baby, you know I've never asked you to change anything for me.
Hey bebek biliyormusun.Şimdiye kadar senden benim için birşey yapmanı istemedim.
So he asked me to help him. You know, to be strong for him. And I said, "Okay."
Ona yardım etmemi istedi, destek olmamı ve ben de kabul ettim.
I know you've given me something that I never asked for. and that no one does that, ever, and that I should be grateful.
Biliyorum senden istemeden bana bir şeyler verdin her insan minnettar kalır ve bende öyle olmalıydım.
Maybe she never did when she was with you, but when she was living with me... she asked grammatical questions all the time! And saying that her father hit her for vocalizing?
Ama benimle birlikte yaşarken hep bana gramerle ilgili sorular sorardı ve konuşmaya çalışırken gramer kurallarına dikkat ederdi.
You should've asked me for discernment when I married.
Evlenirken bana, idrak yetim olup olmadığını sormalıydınız.
" Dr. Fausto, the report you asked me for.
" Dr. Fausto, benden istediğiniz rapor.
John asked me for a few tips on how to oppose you in court so I said to break your rhythm.
John, mahkemede sana karşı kullanabileceği bir kaç ipucu istedi ben de senin ritmini bozmasını söyledim.
Now, I asked for the Key, and you brought me a vampire.
Anahtar istedim, bana vampir getirdiniz.
You asked me for a report and then you disregard my recommendation.
Bir rapor yazmamı istiyorsun ve daha sonra tavsiyemi umursamıyorsun.
- Phoebe. - Remember the power-stripping potion you asked me for, like, an hour ago when everything was still wonderful?
- Yaklaşık bir saat önce her şey harikayken sorduğun şu güç çıkarma iksirini hatırlıyor musun?
He asked me to bring you to this party tomorrow night for all the new freshmen.
Yarın akşam birinci sınıflar için verilen partiye seni de getirmemi söyledi.
I'm only here'cause you asked for me.
Burada yalnızca siz istediniz diye bulunuyorum.
You asked me for information, I tell you what I can.
Benden bilgi istedin. Ben de bildiklerimi söyledim.
She asked me to train you for that, but I see I failed her.
Bunun için seni eğitmemi istedi, ama bakıyorum ki başarısız olmuşum.
- You've asked me for the canister,
- Bana kutuyu sordun.
I'm doing a million things and the kids are always at you and asking for stuff and Ally probably came up to me and asked me for something and I didn't really hear. And as long as I don't hear the word "gun" or "knife," I just said, "Yeah."
Bir şey isteyip duruyorlar, herhâlde Ally gelip bunu istediğinde dinlemiyordum, bıçak veya silah sözcükleri geçmedikçe "Evet" derim.
But I stopped in Vegas... where a pit boss comped me a meal and a room... and asked if I'd... escort some friend of his, some Texas high roller... you know, and sit at the tables with him... let him rub my thigh for good luck.
Ama Vegas'ta durdum... Bir zengin adam bana yemek ısmarladı ve bir oda tuttu... ve ona Texas'da Casino'da... bazı kız arkadaşlarıyla ona eşlik edip edemeyeceğimi sordu... bilirsin, masada yanında oturursun... ve iyi şans için bacaklarını okşamasına izin verirsin
Well, your daddy asked me to run some errands for him, so I thought I'd just kinda stop by and see if you was ovulating'. Well, I don't know if I am or not.
Ben de uğrayıp yumurtlayıp yumurtlamadığına bir bakayım dedim.
- You asked me for advice once.
- Bir defasında benden akıl istemiştin.
And the patron of the Vieux Moulin told me that night you asked for a table for one.
Vieux Moulin'in sahibi o gece bir kişilik masa istediğinizi söyledi.
You weren't approach or asked in any way to keep tabs on me for I.A.?
İç İşleri için hakkımda rapor vermeni istemediler mi?
I just asked you a question. What did you lock me out for?
Sana bir soru sordum.
And then you called me and asked for money!
Sonra beni arayıp para istedin!
Miss Prism has asked me to tell you she's waiting for you in the vestry.
Bayan Prism, sizi kilisede beklediğini söylememi istedi.
When you asked me to come out here for you, you promised me... I wasn`t just going to be one of those women who finds properties and... goes to lunch 500 times developing them and never gets one made.
Buraya gelmemi istediğinde söz vermiştin. Durmadan proje üreten, bunlar için 500 defa yemeğe çıkan ama hiçbirini gerçekleştiremeyen kadınlardan olmayacaktım.
She asked Wilson for a date, and now, he's nowhere to be found, which I, I think we can all say is a big "no", so if you'll excuse me now, Yeah.
Wilson'a teklif etmiş.
He has invited me for lunch and asked me to bring you too.
Beni yemeğe davet etti ve seni de getirmemi istedi.
He asked me to send for you.
Bana seni çağırmamı söyledi.
If I asked you for another one, would you paint it for me?
Eğer bir tane daha yapmanı istesem benim için yapar mısın?
That's what you asked me for.
Benden istediğin buydu.
If you wanted my help, you would've asked me for it seven years ago.
Ve yardımımı istesen, yedi yıl önce isterdin.
Maybe I threw it out. Well, then, you threw out your wallet, because you asked me to hold it for you last night.
Belki cüzdanımı aldıktan sonra atmışımdır.
- When I asked you to come work for me...
- Benim için çalışırmısın derken...
You would have known that if you would have asked me or talked to me about it instead of just making decisions for me.
Eğer benim adıma karar vermeden önce bana bunu sorsaydın veya benimle konuşsaydın bunu bilebilirdin.
And the only way for me to do that is for you to answer the question that I asked when I cast the spell.
Ve bunu yapabilmemin tek yolu büyüyü yaparken sorduğum soruya cevap vermen.
And so earlier when you asked me to look for the bracelet... and I told you I did look, and I did not find it, you...
- Bana bilekliği aramamı söylemiştin. Ben de sana aradığımı ama bulamadığımı söyledim.
You gave me your credit card to buy Kathy's birthday present, nobody asked me for I.D.
Sen de bana doğum günü hediyesi almam için kredi kartını ver bana da kimse kimlik sormaz.
THEY'VE ASKED ME TO THANK YOU FOR BEARING WITNESS TO TODAY'S CEREMONY AND TO JOIN THEM IN RECOGNIZING IT
Benden bugünkü tören için burada olan herkese teşekkür etmemi ve yeminlerinde onlara eşlik ederek doğru şekilde onları yönlendirmemi istediler.
you asked for it 145
you asked me 62
you asked 123
you asked me to 28
you asked for my help 19
you asked me a question 21
you asked to see me 72
for me 3075
for men 33
for me too 49
you asked me 62
you asked 123
you asked me to 28
you asked for my help 19
you asked me a question 21
you asked to see me 72
for me 3075
for men 33
for me too 49
you are 6060
you all right 5423
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you all right 5423
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are not alone 88
you are crazy 148
you are wrong 155
you are lying 79
you are dead to me 22
you aren't 92
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are not alone 88
you are crazy 148
you are wrong 155
you are lying 79