English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Good for him

Good for him tradutor Turco

2,213 parallel translation
That's nice. Good for him.
Ne güzel.
Good for him.
Aferin ona.
That left boob was too good for him.
Angelo o sol memeyi haketmiyordu.
- This heartache will be good for him.
Belki de bu kalp acısı onu adam eder.
- You're good for him, you know?
- Ona iyi geliyorsun.
Well, good for him.
Aferin ona.
That you're too good for him?
Onun için çok fazla olduğunu mu?
Perhaps, Thomas has seen and done more than is good for him.
Belki, Thomas, kendi yararına olandan fazla şey görüp yapmıştır.
He'd been wounded. And he drank a lot more than was good for him.
Yaralanmıştı ve gereğinden fazla içiyordu.
It's not good for him to be alone.
Yalnız olması iyi değil.
It's just so good for him. 'Cause he doesn't get a lot of- - hey, honey?
- Bu ona çok iyi geldi çünkü pek- -
Well, that's good for him.
Ne güzel. Öyle.
Good for him.
Onun adına sevindim.
Good for him. Oh, God. Tejon face.
Beynimin o parçası yok.
It's good for him to miss me.
Yalnız mı kalacak?
- She's too good for him.
- Bunun için fazla iyi zaten.
And I was good for him.
Ve ona uygun biriydim.
Not so good for him, but good for us, because it locked a sample of the water that killed him into his vocal folds.
Onun için kötü, bizim için iyi olan bir şey çünkü ölümüne sebep olan suyun bir kısmını içinde hapsetmiş.
Good for him!
Aferin ona.
Well, good for him, I say.
Çok iyi yapmış bence.
- Good. The judge likes Peter. He just needs to be given a reason to decide for him.
Güzel, yargıç Peter'ı sever onun lehine karar verebilmesi için iyi bir sebebe ihtiyacı var.
He's terrified of crossing him and for good reason.
Haklı olarak adamdan çok korkuyor.
And that all the good he does for this world Would die with him.
Dünyaya yaptığı iyiliklerin de onunla birlikte öleceğini.
I couldn't stop thinking about what Henry's mom said, About cutting him off from the family money For his own good.
Henry'nin annesinin, Henry'ye kendi iyiliği için para vermiyorduk demesini düşünüyordum.
When this is over, we take him down... For good.
Bu iş bittiğinde, onun da işi bitecek, sonsuza kadar.
Yes, well, that's all very well and good, but we're looking for someone with a real grievance against him.
Hepsi iyi güzel de buna karşı kanunlar olmalı. Biz ona karşı gerçekten kin besleyen birini arıyoruz.
He just slipped out the hospital. I... - Thank you for taking such good care of him...
Bir seferde 2 bölüm çekiyoruz.
Well, I've got no address for him or his wife, but I have got one for his mother which should still be good.
Onun ya da karısının adresi yok. Ama iyi durumda olması gereken annesinin var.
Well, say good-bye to him for me.
Kendisine hoşçakal de.
Thinking the old man owed up for how good my boys be treating him.
Benim çocuklar ona iyi davranıyor diye, bana borçlu olduğunu düşünürdüm.
Well, it's bad for him but good for us.
Onun için kötü olmuş, ama bizim için iyi oldu.
You'd make a good partner for him, Lois...
Onun için iyi bir ortak olacaksın Lois.
Man, this dead guy had a lot of good-Iooking babes working for him.
Şu merhum da bir sürü güzel kadın çalıştırıyormuş be.
I'm all for a good beating, but you'll never find him.
Sana yardım etmek isterdim ama onu asla bulamazsın.
And good for you for resisting when that boy, you know, was trying to get you to have intercourse with him.
Ayrıca o çocuk seninle cinsi münasebete girmeye çalışırken buna direndiğin için de aferin.
Well, you did a good thing for him, but did you stop and think about somebody else getting into that bottle?
Onun içini iyi bir şey yaptınız ama o şişeden içebilecek bir başkası olabileceği de aklınıza gelmedi mi?
I have to stop talking to him. For my own good.
Kendi iyiliğim için onla konuşmayı bırakmalıyım.
And do you really think it's a good idea for him to tell his mom he's a werewolf?
Ve sence annesine kurt adam olduğunu söylemesi iyi bir fikir mi?
That she thought would be a good match for him. She came from a very well-respected Brahmin family,
Kız, oldukça saygın bir brahman aileden geliyordu.
Tell him I'm good for the rest.
Geri kalanını da halledeceğimi söyleyin.
I don't want to keep him in the dark, but it's for his own good.
Ona anlatmak isterdim ;... ama bu kendi iyiliği için.
And I promise you, the second he brings them into the open, we shut him down for good.
Ayrıca söz veriyorum, onları bir kez açığa çıkardı mı hemen tepesine bineceğiz.
Look, I want what's best for Jabbar, and he loves Renee, and, you know, she's really good at taking care of him.
Jabbar için en iyisini istiyorum, Renee'yi çok seviyor o da onunla çok iyi ilgileniyor.
Not like there's anything good waiting for him.
Zaten yardım etmiyordu ki.
And good for you, you're not like him, not really.
Ne mutlu sana, onun gibi değilsin.
I was only trying to make him one of my thralls to get closer to you. Besides, he's not good enough for my little girl.
Bak, sana yaklaşabilmek için onu sadece kölem yapmaya çalışıyordum.
Wyatt doesn't know the difference yet, but if it's good for her, then it's gonna be fine for him.
Wyatt henüz aradaki farkı bilmiyor ama Katy için iyi olan onun için de iyi olacaktır.
And now he wants the good people of Phoenix to pay him for his pain and anguish.
Şimdi de acı ve ızdırabının bedelini Phoenix'deki iyi insanların ödemesini istiyor.
The good news is, thanks to you, I was ready for him.
İyi haber, sayende, buna hazırlıklıyım.
She knew if she did a good enough job setting him up, we wouldn't even think to look for another suspect.
Biliyordu ki adama yeterince iyi bir tuzak kurarsa başka bir şüpheli aramayacaktık bile.
You are so not good enough for him.
Ona hiç layık değilsin sen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]