Head up tradutor Turco
5,442 parallel translation
Son of a bitch popped his head up.
Orospu çocuğu başını uzattı.
Then you're gonna love this. Lift your head up
O zaman buna bayılacaksın.
Okay, we'll head up to Washington Heights.
Biz de Washinghton Heights'a gidelim.
Alternatively, we could head up to your superiors and share with them our suspicions that you're Adam Peer.
Ya da biz gidip üstlerinize sizin Adam Peer olduğunuza dair şüphelerimizi anlatabiliriz.
Keep her head up.
- Başını destekle.
Just keep her head up. Got it?
Bebeğin başını dik tut.
All : ... Head up, trust no one.
- Gözünü dört aç kafanı kaldır, kimseye güvenme.
Coyle's going to head up the IG investigation?
Genel Müfettiş araştırmasını Coyle mu yönetiyor?
Keep your head up, all right?
Başlıksız dolaşmayın. Anlaştık?
Bring his head up.
Kaldırın kafasını.
Ed Kirkland, Detroit Chief, he's coming in to head up the investigation, run the office for the time being.
Detroit'ten Şef Ed Kirkland soruşturmayı idare etmeye geliyor, şimdilik ofisi de idare edecek.
Let's head up to that cabin.
Şu kulübeye gidelim.
You head up tactical, and sometimes Briggs lets you play dress-up.
Taktiğin başındasın ve bazen Briggs giyinip kuşanmana izin veriyor.
Let's head up.
Hadi yukarı çıkalım.
Arrives in this country January 8th to head up Line X for the Rezidentura.
Mesken'de X Bölümü'nün başına geçmek üzere, 8 Ocak'ta ülkeye giriş yapıyor.
Uh... once they get the exfil set, I'll head up there and send him off.
Hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz yanına gidip göndereceğim.
As I grew up, the head of the family took a personal interest in my education.
Büyümeye başladığım zaman evin reisi beni eğitmeye başladı.
I guess, whatever Rudy did when he was in my head messed me up, man.
Sanırım Rudy kafamda ne yaptıysa beni iyice allak bullak etti.
What I'll do then is I'll just head by the Christmas-tree lighting... and I'll pick up Noel for Christmas number one.
Işık seremonisine gidip Noel'i birinci Noel için alacağım.
Right, um, well, I'll send her up for a head C.T., but I don't think the problem is with her brain.
Kafa tomografisi çektireceğim ama beyninde sorun olduğunu sanmıyorum.
Mm-hm. Yeah, and it helps if he turns her on her head, holding her legs up?
Rahim de bebeğin yapıldığı yer, değil mi?
This is not something the average metal meth head can cook up in their basement.
Bu öyle dandik bir keşin bodrumda üretebileceği bir şey değil.
I get that you've got some kind of personal growth story going on in your head about all this but if you were to somehow wind up sleeping with her on the way to the airport- -
Tüm bu olanlarla ilgili, artık olgunlaştığına dair kendince kafanda bir şeyler döndürdüğünü biliyorum. Ama eğer havaalanına giderken olur da onunla yatarsanız...
Okay, you two, head on up there.
Tamam, siz ikiniz oraya baş köşeye.
Gabriel Lowan was a man of peace, a man who stood up to evil and faced it head-on.
Gabriel Lowan barış yanlısı bir adamdı. Kötülüğe karşı her zaman kafa tutardı.
I know that you're counting on me to step up and be the head of the family, and I've tried.
Kendimi gösterip, ailenin başına geçmem konusunda bana güvendiğini biliyorum. Bunu denedim.
You get your head right, Bobby, or I'll set you up my damn self.
Ya kendine çeki düzen verirsin Bobby. Ya da ben seni kendi ellerimle veririm.
And in my head, I'm like, "Why would I make that up?"
Ve kendi kendime düşündüm : "Bunu neden uydurayım?"
Josh, stop adding up maple syrup in your head.
- Josh, kafana krep şurubu dökmeyi bırak. - Biliyorum.
Whose same technology somehow ended up in the head of Mr. Peterson, and you know his crimes.
Onda bulunan teknoloji her nasılsa Bay Peterson'ın kafasına yerleştirildi ve onun suçlarını biliyorsun.
I guess I'll just head on back up to school.
Sanırım okula geri döneceğim.
HEAD'S UP!
- Baş yukarı!
- I think you made it up in your head.
Bence hepsini kafanda uydurdun.
All right, hold up. I gotta... I gotta hit the head.
Pekâlâ, dur biraz dur biraz, işeyeceğim.
Well, you're obviously not the man that I made up in my head that I thought I knew!
Tanıdığım ve kafamda kurduğum gibi bir adam olmadığın belli oldu!
Her face was still in my head, and there was no way I was gonna let Joey or Claire end up that way.
Yüzü hala aklımdaydı ve Joey ve Claire'nin de sonunun öyle olmasına asla izin veremezdim.
He's ass down, head and feet up.
Adamın kıçı yerde, başı ve ayakları yukarıda.
Irisa catches you sneaking up behind her, she'll bring an ark down on your head.
Sinsice yaklaşırsan Irisa seni yakalar ve başına kemeri yıkar.
Poke your head out of your shell and pick up!
Başını kabuğundan dışarı çıkart ve aç!
If I get up at the funeral and just say nothing, will you nod your head like I'm doing something deep and meaningful?
Cenazede ayağa kalkıp hiçbir şey söyleyemezsem derin ve anlamlı bir şeyler yapmışım gibi başını sallar mısın?
But... you know, you still make them up in your head.
Ama yine de kafanızda bunları çevirir durursunuz.
Señor armas, your man held a gun to my head, hooked me on heroin, forced me to give up my friends, and then killed them.
- Bay Armas sizin adamınız benim kafama silah dayadı. Eroin verdi. Arkadaşlarımı ele vermem için beni zorladı.
When Chuck never showed back up, everyone else said I was out of my head. And that what really happened is that he kidnapped and raped me.
Chuck hiç geri gelmeyince, herkes aklımı kaçırdığımı ve aslında olanın kaçırılıp, tecavüz edilmem olduğunu söyledi.
Stretch your leg up over your head. What?
Bacağını başının üstüne uzat.
You stretch your leg up over your head.
Ne? Sen bacağını başının üzerine uzat.
If you mess up, my head will roll, not yours.
İşi batırırsanız giden benim kellem olacak, sizinki değil.
Hamburger Hill messed up my head, turned it inside out.
Hamburger Tepesi aklımla oynadı, her şeyimi altüst etti.
Can you help me convince Steve Rogers here to suit up? Grab his shield. Head into battle.
Steve Rogers'ı kıyafetini giymesi kalkanını alması ve savaşa gitmesi için ikna etmeme yardım edebilir misin?
Because the only other option is to pull the covers over your head and give up.
Çünkü diğer tek seçenek başını içeriye sokmak ve vazgeçmek.
And to think that 4,000 years later, bits of it would end up in a concierge's head.
4000 sene sonra bir parçası kurbanın kafasında kalıyor.
Fucking sit down. Turn your fucking head around and don't look anywhere except for up there.
Şuraya otur ve şu koyduğumun kafanı çevirip tek güvenli yerin yukarısı olduğunu anla!
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87