I'm done here tradutor Turco
1,456 parallel translation
I have seen and done things here that...
Burada öyle şeyler gördüm ve yaşadım ki...
I have done as you asked, They will be here tonight,
İstediklerini yaptım,... bu gece burada olacaklar,
I've obviously done that or I wouldn't be here.
Bunu anladığım kesin, yoksa burada olmazdım.
But if I am ever given the opportunity of doing the same for the Japanese as we have done here for the Chinese men, women and children,
Bana, Çinli erkek, kadın ve çocuklara yaptığımız yardımların aynısını Japonlara yapma imkânı verseler,
- You were here with me all last night, you know I couldn't have done this.
- Bütün gece burada benimleydin, bunu yapamayacağımı biliyorsun.
Actually, Tracy, I'm trying to get some work done here.
Aslında, Tracy, bitirmem gereken işler var.
Last time I talked to you, you said you were like, "Oh, I'm moving back to Florida, I'm done with this," and all that, "it's too cold up here, I hate it."
En son konuştuğumuz da "Florida'ya geri dönüyorum, burayla işim bitti buradan nefret ediyorum" demiştin.
Here. I'm done.
İşte, bitirdim.
I'm almost done here.
Neredeyse bitirdim.
Okay, I think we are done here. Miss Stein.
Tamam, sanırım burada ki işimizi bitti, Bayan Stein.
Well, I think our work here is done.
Sanırım buradaki işimiz bitti.
I've been home, showered, done my Chi, had a wank, subtly undermined my dad, put new clothes on and here I am with my English coursework.
Evdeydim, duş adım, Chi'mi yaptım, bir posta otuzbir çektim, babamı kandırdım, yeni giysiler giydim ve işte buradayım. Elimde de İngilizce ödevim.
I'm almost done here.
İşim bitmek üzere.
All I'm saying is, they call wrap, I get done, and I get out of here.
Tek söylediğim ; sete kabloları toplamak için gelirim. İşimi bitirir ve giderim.
Uh, listen, you've been really helpful the last few months, but I think I'm done here.
Dinle. Son beş ay boyunca çok yardımcı oldun ama sanırım işim bitti.
I'm almost done here and then we can go get that pie.
Burada işim bitmek üzere. Sonra gidip o turtayı yiyebiliriz.
So I think something has to be done here.
O zaman bence burada bir şeyler yapmak lazım.
Give him another 50 grams of charcoal when I'm done here.
Buradaki işim bitince, o alete 50 gram daha kömür ilave edin.
TOLD ME THAT I WAS GONNA BE PUNISHED FOR WHAT I'D DONE IF I TRIED TO CROSS OVER. HE SAID I SHOULD STAY HERE AND HELP HIM.
Eğer karşıya geçmeye kalkışırsam yaptıklarımdan dolayı cezalandırılacağımı o yüzden burda kalıp ona yardım etmem gerektiğini söyledi
What you have done here today is reckless and inexcusable, and I think you owe him an apology.
Senin bugün yaptığın ise tam bir pervasızlık. Hem de mazur görülemez tarzda. Sanırım babana bir özür borçlusun.
All I'm saying is I just realized it's nice the way it is, you have done some top-notch work here, honey.
Benim demek istediğim şu ki burayı düzenlemekte harika bir iş çıkarmışsın ve bu haliyle ev çok güzel, tatlım.
Now that your work's done here, I suppose you'll be leaving Sydney and heading back to L.A.?
Buradaki işin bittiğine göre, sanırım Sydney'den ayrılıp Los Angeles'a döneceksin, değil mi?
I'm done here.
Burada işim bitti.
- I'm almost done here.I'll catch up.
- Buradaki işim neredeyse bitti. Seni yakalarım.
You know, I was really trying to avoid the whole obvious butting of heads thing but for all intensive purposes, your job here is done, and regardless of what you think of me,
Bu sidik yarışına girmemek için senin bütün bu yoğun amaçlarınla çok uğraştım. Ve senin buradaki işin bitti, sen pek öyle düşünmesen de, Mendez gibi adamları tanıyorum.
I came here today to tell you in all seriousness that I'm done.
Buraya bütün samimiyetimle buradaki işimin bittiğini söylemeye geldim.
I'm almost done here. Carabiner.
Buradaki işim neredeyse bitti.
Your being here isn't charity. We pay you good money to help us. So when I ask you to do something, I want it done.
Yardımseverliğinizden dolayı burada değilsiniz bize yardım etmeniz için size iyi para ödüyoruz yani birşeyin yapılmasını istediğimde o yapılmalı!
- I think I'm done here.
Sanırım burada işim bitti.
So unless there's a law againschoosing lebron james over your wife, I think we're done here.
Lebron James'i, karınıza tercih etmekle ilgili bir yasa yoksa sanırım burada işimiz de yok.
Actually, Karen, when I'm done here, I could go try to find Toby for you.
Hatta işim bitince, - gidip senin için Toby'i arayabilirim.
All right, I think we are done here.
İşimiz bitti sanırım.
I think my work here is done.
Sanırım işim bitti.
I have done fucking nothing with my life, but I don't bullshit... and I promise you... we got a chance to do something good here... and you are fucking blowing it.
Hayatımla ilgili hiçbir şey yapmadım, ve ben saçmalamam... ve sana yemin ederim ki... burada iyi bir şeyler yapma şansımız var... ve sen de bunu kaçırmak üzeresin.
And I'm hungry, so are we done here?
İşimiz bitti mi?
Can't you people see I'm trying to get some work done here?
İş yapmaya çalıştığımı göremiyor musunuz? Topuklayın!
- I'm done here.
- Burada işim bitti.
I'm done here.
Yorgunum.
I'm the only guy here who's done that. Have you walked on the moon?
Övünmeyi sevmem ama, burada ayda yürüyen tek kişi benim.
I think we're done here. Let's go.
Sanırım bitti, gidelim.
Do you know... I appreciate everything you have done. But I can some help in here.
Yaptığın her şeyi takdir ediyorum ama yardıma ihtiyacım yok, sen de biraz dinlen.
They were, so i'm done. - While we all love hearing about the struggles of the idle rich, Dan's got a fine tutor right here.
Aylak zenginin mücadeleleri duymaya bayılıyoruz ama burada Dan'in iyi bir özel öğretmeni var.
Something has to be done. I can't be the one to do it. I'm new here.
Bir şey yapmak lazım ve bunu yapacak kişi ben olamam.
If I had done this thing, would I still be here?
Eğer bunu yapsaydım hala burada olur muydum?
You know, I just don't know what time I'm gonna be done here.
Sadece burada işimin ne zaman biteceğini bilmiyorum.
And I just hope I haven't done any irreparable "damage..." ... to any of the relationships here.
Umarım buradaki ilişkilerime onarılmaz bir hasar vermedim.
If I'm wrong, he'll still be here when we've done this.
Eğer hatalıysam, bunu yaptıktan sonra o hala burada olacak.
Considering they eat lunch here at 10 : 15, I'm gonna say we'll have it done by 9 : 45.
Burada 10.15de yemek yedilerini düşünürsek, 9.45'e kadar bitiririz diyorum.
I'm almost done here.
Neredeyse bitti.
I've only ever done package holidays and now I'm here.
Bugüne dek sadece tur gezilerine katıldım, ama şimdi buradayım.
I think we're done here, aren't we?
Sanırım burada işimiz bitti, değil mi?
i'm done 1705
i'm done with you 104
i'm done now 24
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm done with this 63
i'm done for 44
i'm done waiting 24
i'm done talking to you 27
i'm done running 20
i'm done with you 104
i'm done now 24
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm done with this 63
i'm done for 44
i'm done waiting 24
i'm done talking to you 27
i'm done running 20
i'm done with him 23
i'm done with that 36
i'm done listening to you 17
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
i'm done with that 36
i'm done listening to you 17
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557