I'm standing here tradutor Turco
1,067 parallel translation
Standing around here, staring at me like I'm a freak!
Acayip bir şey görmüş gibi ne bakıyorsun?
Sure as I'm standing here.
Burada duruyorum.
I was standing here thinking how much I'd love to spend the afternoon discussing theology... - I'm not just talking about the...
Emin ol, seninle bu öğleden sonra din bilimi tartışmak isterdim...
And since I'm standing here in front of you, I can't very well be on the phone, can I?
- Senin karşındayım, o halde seninle telefonlaşmıyorum.
When I think of Orville and Wilbur Wright... standing on a hill at Kitty Hawk, North Carolina... tossing a coin to see which one would take the first airplane flight... and then I think of us here today...
Orville ve Wilbur Wright'ı... Kuzey Carolina'da, Kitty Hawk'ta bir tepe üstünde durup... hangisinin ilk uçuşu yapacağını belirlemek için yazı tura atarlarken düşündüğümde... ve bir de dönüp şu anda kendimize baktığımda... insanın içindeki en iyiyi, en güzeli ortaya çıkaran... bir ülkede yaşadığım için Tanrı'ya şükrediyorum.
I'll be a rock, standing here with my pants on.
Kaya gibi burada duracağım, pantolonum giyinik halde.
I'm standing here, and you and your bullets won't get by.
Burada duruyorum ve ne sen, ne de kurşunların geçecek.
I'm standing up here before you today with a very troubled heart.
Bu gün burada sıkıntı dolu bir yürekle huzurunuzdayım.
I'm right here, standing guard.
Ben buradayım, daima korurum.
If she's in trouble then I got no business standing here talking with you.
Başı dertteyse burada durmuş seninle konuşmamalıyım.
If it wasn't for this gentleman standing here, I'm not sure you wouldn't have succeeded.
Buradaki beyfendi olmasaydı bunu çoktan yapmış olacaktın hatta.
HERE I AM, STANDING OUT ON THE HUXTABLE SPREAD WATCHING MY WIFE PLOUGH THE BACK FORTY.
İşte buradayım, Huxtable'ların Arazisinde... ve karımın bir ileri bir geri toprağı sürmesini izliyorum.
I'm standing here until you give them back!
Geri verene kadar buradayım.
Standing out there tonight, watching you and I remember when you first got here.
Bu gece, orada durup seni izledim ve buraya ilk geldiğin zamanı hatırladım.
I think we're standing on the edge of something truly great here.
Sanırım gerçekten harika bir şeyin kenarında duruyoruz.
I'm standing here waiting!
Seni bekliyorum!
You standing at my door when I'm not here.
Ben yokken girmeye mi çalışıyorsun?
I am standing here beside myself.
Ben şu an dona kalmış durumdayım.
Don't talk about me as if I'm not standing right here!
Ben burada yokmuşum gibi konuşup durmayı kesin!
I want you girls to know... if it were not for this man, I'd be standing here dead.
Kızlarınında bilmesini isterimki... Eğer bu adam olmasaydı, Şu anda burada olmazdım!
- Lenny, I'm standing right here.
- Lenny, çene patlatıyorum burada!
Members of the faculty, parents, fellow students I'm honored and I'm proud to be standing here today.
Sevgili hocalarım, ailelerimiz ve arkadaşlarım burada olmaktan onur ve gurur duyuyorum.
And if it hadn't been for my flawless footwork, I'd be standing here a dead man today.
Ve eğer hatasız ayak oyunlarım olmasa idi, bugün karşınızda ölü bir adam olarak dikiliyor olurdum.
I'll just be standing here, dozing off.
Tamam efendim. Tam burada ayakta uyuyor olacağım.
I'm standing here with a printout in my hand.
Elimde bir çıktıyla burada duruyorum.
You know, sometimes, just standing here, I keep wondering. Are we working on them or are they working on us?
Bazen burada böyle duruyorum ve merak ediyorum, biz mi onlar üzerinde çalışıyoruz, yoksa onlar mı bizler üzerinde çalışıyor?
So I'm standing here this evening, Heavenly Father to ask Your blessings on all of us.
Bu akşam burada, Yüce Tanrı'mızdan bizi esirgemesini niyaz ediyoruz.
Tell him, or I'll stick your ass, and I'm going to stick him, and I'll stick this little Yankee ass, bad-luck motherfucker standing here.
Söyle, yoksa seni şişlerim ve onu da şişlerim. Ve bu uğursuzluk getiren ukala eşekoğlueşeği de şişlerim.
I'm standing here without any clo...
Bırak gireyim. Burada giysilerim olmadan...
I'm standing here'cause I'm sorry.
Buradayım çünkü üzgünüm.
I'm standing here with the legendary Sugar Ray Leonard.
Şu an burada efsanevi Sugar Ray Leonard ile beraberim.
I'm standing here in the skies!
Aslında ben size gerçek bir yükseklikten bahsediyorum.
Listen I've been standing out here a long time. I'm kind of freezing. Yeah, I bet you are.
Dinleyin, uzun süredir ayakta bekliyorum.
- I'm standing right here!
- Tam burada duruyorum!
No, I'm sound. There's bloody fellas standing'idle up here.
- Adamlar burada boş bekliyor.
I'm standing here!
Burada duruyorum!
I wanted to take you out to dinner and try to make things up to you if possible and I'm standing here now feeling like an idiot.
Seni yemeğe çıkarmak istedim Ve mümkünse sana olan borcumu ödemek istiyorum Ve salak gibi hissetsemde burada duruyorum.
I will still be standing right here, on this floor, in these shoes.
Ama ben hep burada, bu koridorda çalışıyor olacağım.
I mean, I'm standing here with this hot-water bottle in my hand!
Elimde bununla burada bekliyorum diyorum..
I've been standing here for ever.
- buraya çakılıp kaldım..
I'm not standing here hat in hand!
Senden bunu rica etmiyorum!
I'm standing here at Wind River, near the location where the body of Teresa Banks was found.
Şu anda Rüzgar Nehri'nde Teresa Banks'in cesedini buldukları yerde duruyorum.
But standing here among the people of Punxsutawney and basking in the warmth of their hearths and hearts I couldn't imagine a better fate than a long and lustrous winter.
Ama Punxsutawney halkı ve onların sıcacık yürekleriyle birlikteyken başımıza gelecek en iyi kader uzun ve parlak kışlardır.
I'm standing here looking at thousands of dollars on your desk.
Şu an masandaki binlerce dolara bakıyorum.
I'm standing here with Fred Waitzkin.
Burada Fred Waitzkin ile beraberim.
And once again I'm standing here like a little man.
Ve bir kez daha küçük bir adam gibi burada bekliyorum.
I'm standing right here.
Burada duruyorum.
And I'm standing here with the one, the only Elsa Klensch.
Şu anda yanımda biricik Elsa Klensch var.
There you go. I'm standing here with the handsomest man I know.
Şu anda yanımda tanıdığım en yakışıklı adam var.
- Are we rolling? I'm standing here with a gentleman who needs no introduction, I believe.
Şu anda yanımda tanıtmama gerek olmayan biri duruyor.
I'm standing in the crush of Cy Bianco's fans who've gathered here in an abandoned Metro station to see what Generation X wants to wear.
Şu anda terk edilmiş bir metro istasyonunda, X jenerasyonunun ne giymek istediğini görmek için toplanmış Cy Bianco hayranlarının bulunduğu yerdeyim.
i'm standing right here 79
i'm standing 28
standing here 19
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
i'm standing 28
standing here 19
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557