I came tradutor Turco
53,113 parallel translation
So, I went and did what I came there to do.
Ve ne yapmaya geldiysem onu yapmaya devam ettim.
And I came back through.
Ben de geri döndüm.
I came back here.
buraya geri geldim.
I came to Nassau before it began to foster commerce, and toward that end, to combat piracy, to defeat it.
Nassau'ya ticareti başlatmak için geldim. Onun için de korsanlıkla savaşmak ve kazanmak gerekiyor.
I came alone, man.
Yalnız geldim dostum.
Gabriel... I came here to make things right.
Gabriel buraya işleri yoluna sokmaya geldim.
When I came to, the money was gone.
Kendime geldiğimde para gitmişti.
I came to tell you good-bye, Papa.
Buraya sana veda etmeye geldim, baba.
I came to finish what you started and...
Ne başladığını bitirmeye geldim ve...
I came to finish what you started.
Ne başladığını bitirmeye geldim.
I came face-to-face with this Naseri and Bin-Khalid.
Bu Naseri ve Bin-Halid ile yüz yüze geldim.
I came to find Eleanor.
Eleanor'u bulmaya geldim.
I came in the hopes my presence might buy us some time before you reacted to this news... and until I am able to remedy the situation.
Ben durumu düzeltene kadar aşırı tepki vermeni önlemek için görüşmenin akıllıca olacağı sonucuna vardım.
I came back to try and understand if I was losing my mind, and I found her.
Aklımı kaçırıp kaçırmadığımı anlamak için geri geldim ve onu buldum.
When I did my PhD in medicine, I came here for the first time.
Buraya ilk kez tıp doktoramı yaparken gelmiştim.
Oh, just something I came across at Cowley Baths last night.
Ne oldu? Dün geceCowley hamamlarında tesadüfen bir şey buldum.
It was one of the first stories I covered when I came to Oxford.
- Evet doğru. Oxford'da geldiğim zaman ilk olaylardan birini öğrenmiştim.
I came down a whole other hallway from you.
Sana geleceğim diye koca koridoru aştım.
I came to see you only because she insisted.
O ısrar ettiği için buraya geldim.
Miss K. Miss K., I came as soon as I heard.
Bayan K. Bayan K, duyar duymaz geldim.
I came to say good-bye, we came to say good-bye.
Hoşça kal demeye geldim. Biz sana hoşça kal demeye geldik.
Uh, one day I came home, and there was a naked woman sat on my couch, watching a documentary about bees.
Bir gün eve geldiğimde kanepemde çıplak bir kadın vardı, arılarla ilgili bir belgesel izliyordu.
It's just... that's actually not why I... why I came.
Asıl gelme sebebim bu değil ama.
I came to see you.
Seni görmeye geldim.
When I came here, I was so devastated about losing my wife, I didn't care, but now it's...
Buraya geldiğimde karımı kaybettiğim için perişan olduğumdan önemsememiştim ama şimdi...
I came completely alone.
Tamamen yalnız geldim.
I came here because... Dylan and emma.
Buraya gelme sebebim Dylan ve Emma.
- I just came from there.
- Oradan henüz geldim.
My father came Down Under a while back and told me it was an amazing place, so I just wanted to see for myself.
Babam buraya bir süre önce geldi ve harika bir yer olduğunu söyledi ben de kendim gelip görmek istedim.
And then night came, and I saw lights, so I went to them.
Sonra gece oldu. Işıkları gördüm ve onlara doğru yürüdüm.
But when the moment finally came... I had put so much of myself into this place, in that moment, I honestly didn't know where I ended and it began.
O an geldiğinde ise bu yer içimde öyle bir yer etmişti ki ben nerede bitiyordum ve burası nerede başlıyordu bilemez haldeydim.
Because before I came here,
İyi dedim ya.
I'm glad you came, okay?
Geldiğiniz için mutluyum, tamam mı?
I saw what came of Nassau when it was touched by it.
Nassau bundan nasibini alınca neler olduğunu gördük.
It was very different when I first came here.
Burası ilk geldiğimde çok farklıydı.
I would totally wear this if it came in my size.
Benim bedenimde yapsalar, alir giyerdim.
I was surprised you came to the restaurant.
Restorana gelmene şaşırdım.
I would totally wear this if it came in my size.
Benim bedenimde yapsalar, alır giyerdim.
I'm glad you came.
- İyi ki geldin.
I can't believe it came fully furnished.
Tam mobilyayla geldiğine inanamıyorum.
I don't know what came over... oh!
Bilmiyorum Ne geldi - ah!
I just came to fix the...
Ben tamir etmeye geldim- -
I came in here to see where Miss Palfrey died. I found a crucifix on the door.
Bayan Palfrey öldüğü yeri görmek için buraya gelmiştim.
I knew the beast came here every day, but is it... But is it even possible for him to drain the wellspring that much?
Canavarın her gün buraya geldiğini biliyorum ama bu... bu kadar içip Wellspring'i kurutması mümkün mü ki?
Well, so I guess we came for not much.
Sanırım pek bir şey bulamadık.
Hey, I'm sorry you couldn't come to the meeting, but I can fill you in on all the ideas that came out of it... a lot of them about preserving the architectural history of the village.
Toplantıya gelememen kötü oldu. Ama toplantıdan çıkan tüm fikirleri sana aktarabilirim. Çoğu kasabanın mimari tarihini korumak üzerine kurulu.
I just came by to check on you.
Sana bakmaya gelmiştim.
I just came by to see... what kind of a man you are.
Nasıl bir adam olduğunu görmek için geldim.
I'm really glad you came out tonight.
Bu akşam gelmene gerçekten çok sevindim.
You came to me all those years ago, and I've waited a long time to understand my role in this.
Onca sene önce bana geldin, ve bu işteki rolümü anlamak için çok bekledim.
I just came by to see norman.
Norman'ı görmeye gelmiştim.
i came here to see you 21
i came here 75
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came in 36
i came here to help you 16
i came here to apologize 29
i came alone 37
i came as soon as i heard 65
i came here 75
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came in 36
i came here to help you 16
i came here to apologize 29
i came alone 37
i came as soon as i heard 65