English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I come in

I come in tradutor Turco

18,523 parallel translation
Um, sometimes I come in on Sunday mornings.
- Bazen pazar sabahları da geliyorum.
Can I come in?
Girebilir miyim?
I come in, okay?
İçeri giriyorum, tamam mı?
Can I come in?
- İçeri girebilir miyim?
- I come in peace. - Aah!
Sorun çıkarmaya gelmedim.
Whoa. I come in peace.
Barışçıl bir şekilde geldim.
May I come in?
Girebilir miyim?
I come off from my second tour of Iraq and I worked steady, but I ain't had a job in near three years now.
Irak'tan ikinci kez döndüm ve arı gibi çalıştım. - Ama yaklaşık üç yıldır işsizim şimdi.
I now live in a world where Gargoyles might come alive.
Şu anda Gargoyle'ların canlanabileceği bir dünyada yaşıyoruz.
I just... hey, who said you could come in here?
- Sana kim girebilirsin dedi?
If not, come midnight, I'm in charge.
Yakalayamazsanız, gece yarısı gelin, lider ben olacağım.
And I'd like it if you come in for a line up.
Ama tarife uyuyorsun. Ve karakola gelirsen çok sevinirim.
I'm going to go to the hospital in a bit, but I needed to come here and get something first.
Yakında hastaneye gideceğim ama buraya gelip bir şeyi görmek istedim.
I just don't think I'm ready to come back yet, and the last thing you need in a life-or-limb situation is me.
Sadece henüz dönmeye hazır değilim, ihtiyacın olan son şey benim gibi bir sakatla uğraşmak zorunda kalmandır.
I'm still working up a bio, but she seems o have come out of nowhere o suddenly have a campaign office in Pennytown.
Hâlâ biyografisi üstünde çalışıyorum ama birden ortaya çıkıverdi ve hiç yoktan Pennytown'da bir kampanya ofisi mevcut.
I've come this close to dragging someone in here for her to kill.
Öldürmesi için buraya birini getirmeye çok yakındım.
Nonsense, come in, and between you and me, I hate my new student volunteer.
Buraya gel ve bu aramızda kalsın yeni gönüllü öğrencimden nefret ettim.
Okay, we ditch this stuff in the day room, and then I'm done with my volunteer hours and we never come back here again.
Pekâlâ, bu eşyaları dinlenme salonuna bırakacağız. Ve ben gönüllü iş saatimi bitirdikten sonra bir daha buraya asla gelmeyeceğiz.
Hey, I bet lots of millionaires come in here and hit on you all the time, huh? Do we?
Bahse varım, bir sürü milyoner devamlı buraya gelip sana kur yapıyordur.
Come on, I think I see a cab with less than nine people in it.
Çabuk ol, sanırım şurada içinde 9 kişiden az insan olan bir taksi görüyorum.
I'm going to go to the bathroom and then I'm going to come back and I'm going to have an orgasm here in the next ten minutes, and you just let me know if you're involved in that.
Banyayo gideceğim, ve sonra geri geleceğim ve sonra gelecek 10 dakika boyunca boşalacağım...... eğer buna dahil olmak istersen, bana bildir.
Okay. Come in, file a report, and I'll get onto it.
Gelip rapor doldurun ben de konuyu kavrayayım.
And Ken would come in to the pits and i say, Ken you got to get your finger out and I say, gurney's gonna win this race if you don't watch it.
Ve Ken çukurlara gelirdi ve derim, Ken parmağınızı dışarı çıkarmalısınız. Ben de söylüyorum, gurney izlemiyorsan bu yarışı kazanacak.
It's time for S.H.I.E.L.D. to come in from the cold, relegitimize.
S.H.I.E.L.D'in toplum tarafından kabul görmesinin zamanı geldi. - Yeniden yasallaştırmanın.
I bought you a day... in the hope that the Banning will come and fight with us.
Size bir gün kazandırdım. Banning'in gelip yanımızda savaşacağını umarak.
I have come to seek your help in driving mankind from the old realms... that they call the Shieldlands.
Shieldlands dedikleri eski diyarlardan insanoğlunu sürme konusunda yardımınızı istemeye geldim.
I come in peace.
Ne güzel.
I was supposed to come in as a client. It was supposed to last three months, and then I'd be gone.
Müşteri olarak gelecek, üç ay kalıp ortadan kaybolacaktım.
That's when I said maybe she should come in and meet you guys.
Bunu görünce ben de gelip sizinle konuşmalı dedim.
The irony is that until about two seconds ago, I was gonna come in here and tell you the exact same things about Christopher... Ben.
İşin ilginci de, iki saniye öncesine kadar buraya gelip sana Christopher'la, yani Ben'le ilgili aynısını söyleyecektim.
So, again, I'm gonna touch on right hip, and come in towards the middle, and just kind of straighten out wrinkles in your skin right here.
Bu yüzden, tekrar, sağ kalçanıza dokunacak, ve ortaya doğru içine girecek, cildinizin tam burasındaki buruşukluğu bir şekilde düzelteceğim.
I didn't come back to your hotel room because you're a goofy dad who once got his dick stuck in a vacuum cleaner.
Bir zamanlar sikini elektrikli süpürgeye sıkıştırmış şaşkın bir baba olduğun için gelmedim senin odana.
Come then, I'll tell you in the confessional.
Gel öyleyse sana günah çıkartacağım.
Now, I've come upon this report, of which only the people in this room are aware,
Elime, sadece bu odadakilerin bilgisi olan bir rapor geçti.
I have 50 midterms to grade next week... by hand... and I've just come to terms with living in the technological dark ages.
Gelecek hafta teker teker bakmam gereken 50 vize kâğıdı vardı ve tam da teknolojik karanlık çağlarına alışmaya başlamıştım şahsen.
Come on, lady, I'm in a rush here.
Hadi ama bayan, acelemiz var.
Saturday, I actually think I have to come back in.
Cumartesi buraya tekrar gelmem gerekebilir.
I was bottled up, and it would come out in the dumbest ways.
Gizlenmiştim. Ve her şey olabilecek en aptalca şekilde sonuçlanmıştı.
Let's just jump to it and I'll invite the Broken River council board members to come up here to give their autographs of approval in front of youse all here today.
Kırık Nehir divan kurulu üyelerini buraya gelmeye ve hepinizin önünde bu onaylamaya imza atmaya davet ediyorum.
You see, Nik, whatever terrors may await me in the endless time to come pale in comparison to the joy I will take in ending you.
Görüyorsun ki Nik.. .. önümdeki sonsuzlukta beni hangi.. .. korkular bekliyor olursa olsun..
I can come in.
.. içeri girebilirim.
I believe in those words, that you have gone forth and come back to us for a reason.
Şuna inanıyorum ki önce gidip sonra da bize dönmenin bir sebebi var.
All right, well, I'm gonna go in and get a plate and come join you and watch.
Tamamdır, bir tabak kapıp ben de seninle izleyeceğim.
I come up positive in the middle of all this?
Bütün bunların ortasında olumlu çıkmam?
I-I want to come and check on you in a few days, if that's okay.
Bir mahsuru yoksa birkaç gün içinde yanına gelip nasılsın diye bakmak istiyorum.
Can I come in?
- Girebilir miyim?
I knew Clary Fray would come back to bite me in the ass.
Clary Fray geldiğinde beni bir güzel benzetecek biliyorum.
I'm going to pray at mass in 40 minutes, but let's sit here, come here.
40 dakika sonra vaazım var ama gel, otur.
The last thing I need is for you to come back here in two weeks, asking what happened, and blaming one of our people for your mistakes.
İhtiyacımız olan son şey, iki hafta sonra buraya gelip neler olduğunu sorup kendi hataların için bizi suçlaman.
- I need you to come in.
- Gelmeni istiyorum.
I'm calling the nearest High Warlock to come in to consult.
Yardım etmesi için en yakındaki Baş Büyücü'yü çağıracağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]